Sayfa:Fethullah-Gülen-Davası-İddianamesi.pdf/52

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış
  1. İnsanların dini ve felsefi inanç ve kanaatleri ile inançlarına göre yaşama haklarını kullanmaları açık ve yasallığını hukukun üstünlüğü ilkesinden alan bir kamu düzeni kuralı olmadıkça, kimsenin cezalandırılmasına, kamu görevinden uzaklaştırılmasına, eğitim ve diğer kamu haklarından yoksun bırakılmasına sebep veya gerekçe kılınamaz. Laiklik ilkesi insan haklarında mutlak eşitlik ilkesi ile adalet ilkesinin tarafsız uygulanmasından, hiçbir dini ve felsefi görüşe ödün vermeme anlamında teminata kavuşturulmalı, ikinci aşamada da bütün mevzuat gözden geçirilmeli, vatandaşların ciddi boyutlara varan endişe ve ıstırapları giderilmelidir.
  2. Biz Abant’ta toplananlar şuna inanıyoruz ki, insanların değişik görüş ve eğilimlerden olmaları, farklı yaşam tarzlarını tercih etmeleri, ülke yararını gözeten sağlıklı karar almalarına engel değildir. Sorunlarımız ne kadar büyük olursa olsunlar vatandaş inisiyatifiyle çözülebilirler. Din ile devlet ilişkileri üzerinde 3 gün süre ile yaptığımız tartışmalar sonucunda aldığımız sonucun da bütün Türkiye'nin ortak hedef ve özlemlerine cevap vermeye yardımcı olacağına inanıyoruz.

Görüldüğü gibi sanık Fethullah GÜLEN'in onursal başkanlığını yaptığı bu toplantıda laiklik ve devlet kavramları erozyona tabii tutulmuş, hak ve özgürlüklerin tanımı ve sayımında laikliğin kısıtlayıcı bir ilke olarak yer almaması gerekir denilerek, yasalarımızda yer alan laikliği koruyucu düzenlemelere karşı çıkılmıştır. Bildiride vatandaşların inançlarını hayata geçirmeleri karşısındaki engeller kaldırılmalıdır denilmektedir. Günümüzde vatandaşlarımız esasen inançlarını yaşamakta, ibadetlerini tam bir serbestlik içinde yapmaktadırlar. Eğer inançların hayata geçirilmesinden maksat siyasi, hukuki ve iktisadi alanlarda düzenlemeler yapılması ise bunu yapmaya hiçbir kimsenin gücü yetmeyecektir. Yine bildiride toplumdaki bir takım sıkıntıların temelinde vatandaşların yaşama tarzlarına müdahale yatmaktadır. İnsanlar inançlarına göre yaşama haklarını kullanmalıdır, laiklik kadına karşı ayrımcılık şeklinde sonuç doğurmamalı, onu kamu alanındaki haklarından mahrum etmemelidir şeklindeki kararlarla üstü kapalı olarak türban ve başörtüsü konusunda aşırı dinci çevrelere destek verilmiştir.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Abant toplantısında oluşturulan 3 ncü çalışma grubunun çalışmaları sırasında verilen iki öneride “Laiklik teriminin tıpkı tam karşıtı olduğu teokrasi terimi gibi karanlık bir terim olduğu” belirtilerek bu değimin yani laikliğin Anayasa’dan çıkartılması istenmiştir. Verilen üçüncü bir öneride ise laiklik ilkesi bir kazanım olduğu düşünüldüğünden terim olarak korunuyor ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir devlet birimi olmaktan çıkarılarak dinler ve inançların topluluklara bırakılması istenmiştir. Fethullah GÜLEN’e bağlı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Abant Toplantısında devlet ve laiklik kavramları aşındırılıp aşırı dinci faaliyetlere destek verilerek hedefe giden yolda ilerleme kaydetme çabaları mevcuttur.


XI-DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ DURUM:

Devletle uzlaşmacı ve barışçı bir politika izleyen, toplumun bütün kesimleri ile diyalog kurmakta sakınca görmeyen Fethullah GÜLEN Grubunun başta milli eğitim ve emniyet teşkilatı olmak üzere bütün devlet kadrolarına sızma çalışmaları yaptığı ve önemli ölçüde bu faaliyetlerinde muvaffak olduğu bilinmektedir.

Sahip olduğu okul, yurt ve dershanelerinde yetiştirdiği iyi eğitilmiş kadroları ile Atatürk ilkeleri ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırarak şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmayı amaçlayan Fethullah GÜLEN gücünü iki kaynaktan almaktadır.

-52-