Sayfa:Fethullah-Gülen-Davası-İddianamesi.pdf/34

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

yediden yetmişe, kadın erkek bütün insanlar, bu mescidin cemaati, bu irşad ve tebliğ mektebinin ise istidatlı birer talebesi olmuşlardır.

Aslında ilk ışık çağında İmam Rabbaniye, ondan da günümüzün büyük çilekeşi Bediüzzaman hazretlerine kadar, belli dönemlerde Ümmeti Muhammed’e mürşitlik yapan bütün üstün kametler hep aynı yolu takıp etmiştir.

Evet şu kocaman varlık alemi galaksileri, sistemleri ile küçük atmosferlerden meydana geldiği gibi, bu büyük davada da hep bir kulübecilik ile başlamış ve bu davanın gönüllere aksettirilmesi ölçüsünde her şey manalı bir kitap veya çok manalı ve muhtevalı meşherler halini almıştır. (Sayfa :10-11).

Bu ışık evlerin kendilerine has özellikleri vardır. Buralar öncelikle insanların insanlık yanlarından ötürü meydana gelebilecek boşlukların kapatıldığı yerlerdir. Plan ve projelerin üretilip, metafizik gerilimin, sürekliliğin sağlandığı ve neticede üstadın “Hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir” dediği türden yüreği pek, imanı çelik insanların yetiştiği kutsi mekanlardır. (Sayfa: 12-13).

Öyleyse bu evler yalnız yöntemsiz değişik cazibe merkezlerine göre kendini şekillendiren şabloncu nesillerin mamur edilip, mana kökenine dönmelerini sağlayan birer tezgah ve birer mekteptirler.

Hususiyle tekke ve zaviyelerin kapatılıp kapılarına kilit vurulduğu bir dönemde, o evlerden beklenen de böyle bir misyonun eda edilmesi idi. Bu evler içinde barındırdığı insanlara Finunu Medeniye ile beraber Ulum’u diniyeyi de öğreterek tekke ve zaviye ruhunun yanında medrese vazifesini de üstlenmiş olacaktır. (Sayfa: 12-13).

Mabede giden yolların kapandığı bir zaman diliminde, Allah şimdilik benim adım bu evlerde yükselsin ve anılsın izni ile serfinaz içinde kitapların okunduğu Hakk’ın müzakere edildiği müstesna mekanlardır. (Sayfa: 12-13).

Zannediyorum kuruluş gayesine matuf işletildiği müddetçe bu evlerde, bir dönemde tekke ve zaviyeler ile ulaşılamayan noktalara ulaşılacak ve buralarda aynı zamanda medrese insanını aratmayan insanlar yetiştirilecektir. (Sayfa: 14-15).

Hasılı ben bu hususta pek dertliyim. Büyük bir tarihi ihmali telafi etmeye matuf açılan ışık evlerin, ne kadar bu gayeye uygun değerlendirilebileceğini bilemeyeceğim ama, “arkadaşlarım onun hakkını veriyorlardır.” Diyerek hüsnü zan etmek istiyorum. Unutmayın dünyanın enkazı altında kalan ve kalacak olan bütün milletler, umumi bir ihya adına bu evlerde yetişen irşad erlerini beklemektedir ve öyle anlaşılıyor ki bu ışık evlerin fonksiyonu hiçbir zaman bitmeyecektir. (Sayfa: 17).

8-HİZMET ERLERİ (ŞAKİRTLER) :

Fasıldan Fasıla 1 isimli kitapta bu konuda şunlar yazılmıştır;

Cemaatte müşterek hareket vardır ve olmalıdır. Ve yine cemaatte istikamet ve isabet şansı daha fazladır. Zira bir yanda 50-100 insanın düşünce muhassalası (düşünce birikimi ortaklığı) diğer yanda da dahi bile olsa tek başına bir insanın karihası (muhtelif fikirler) evet kıyas bile kabul edilemez. Bu sebepledir ki Allah cemaatle beraberdir. (Sayfa: 133). Ayrıca hizmet insanı kendisini davasından alıkoyacak her şeyi elinin tersi ile itmesini bilmelidir, Ev mi, çoluk çocuk mu? İş mi? Her ne ise ayağına pranga olan hiçbir şeyin esiri olmamalıdır. Esasen bir kısım özel durumlar dışında dava adamının şahsi hayatı yoktur. (Sayfa: 87) Bir diğer düşman ise adeta gaye haline getirilmiş evlad-u ıyal arzusu yani evlenmektir. (Sayfa: 117-118). İkinci dünya savaşında Hitler Rusya’da nasıl arkadan gelenler üzerinden geçsin diye tankların bazılarını bataklıklara yığmış ise, aynı şekilde bir nesil de arkadan gelen nesillerin kurtulması adına kendini feda etmelidir. Türkiye’de şu anda yaşanan süreç budur. (Sayfa: 110).

-34-