İçeriğe atla

Sayfa:Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber 1.pdf/357

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
341
ERZURUM'DAN ÖLÜMÜNE KADAR ATATÜRK'LE BERABER

Halil Paşa'ya : "Binbaşı Kâmil Efendi" denecek ve herhalde ordu karargâhında saklanacak idi.

O anda Paşa biraz rahatsız idi. Hattâ ateşi otuz sekiz dere­­ceye yakın iken bizzat kendilerini bulundukları köyden alıp getirmek üzere bir otomobil hazırlanmasını emretti. Hastalığı cihetiyle bizlerden münasip görüleceklerin gitmesi teklifini kabul etmedi. O zaman emrimizdeki otomobiller hep açık, körükleri parça­lanmış, hurda şeylerdi. Paşa hastalığına bakmıyarak bu açık oto­mobil ile hareket etti. Birkaç saat sonra ve geceleyin geldiler. Mektepte biraz görüşüldü ve Halil Paşa, Paşa tarafından verilen talimat ile misafir olacakları ordu karargâhına gittiler.

Halil Paşa ve Küçük Talât bir müddet böylece Sıvas'ta kaldılar ve kimseye de kim oldukları işaa edilmedi. Fakat bu zatlar ne olacak idi? Meydana asıl hüviyetleri ile çıkamazlar, uzun müddet de gizli kalamazlardı. Nihayet Heyeti Temsiliye'de keyfiyet müzakere edildi ve Azerbeycan cihetlerindeki bazı umur ve hususatın tesviyesi zımnında o taraflara hareketleri münasip görüldü. Böylelikle Sıvas'tan ayrıldılar.

Vaşington sefiri sabıkı Rüstem Bey (Rüstem Alfred Bey) de bir gün İstanbul'dan yola çıktı. Esas Polonyalı ve mühtedi olan bu zat bir Türk kadar hamiyetli ve vatana merbut olup bizimle beraber çalışmış ve Ankara'ya da beraber gitmişti. Ni­hayet Ankara mebusu da oldu. Bu zattan ileride tekrar bah­sedeceğim.

Bu sıralarda İstanbul'dan Kılıç Ali (Asaf Bey) ve Enver Paşa'nın yaverlerinden Naşit Bey isminde iki zat da kendiliklerinden İstanbul'dan kaçarak Sıvas'a geldiler. Kılıç Ali Bey, Mustafa Kemal Paşa'nın yaveri Muzaffer Bey'in yakın akrabası idi. Bu iki zatın Sıvas'a gelmeleri Paşa'da bir "vehim" ve şüp­henin doğmasına sebebiyet verdi. Bu şüphe belki birinin Enver, diğerinin Nuri Paşa'nın yaveri olmasından ileri geliyordu. Hal­buki bu şüpheye hiç de mahal yok idi. Fakat Paşa şüphesinde sâbit idi. Gitmelerini istiyordu. Bir müddet Paşa'ya görünme­melerini temin ettik. Buna rağmen Paşa bunları görmüş :

— Hâlâ burada mıdırlar?

Diyerek öfkelenmişti. Nihayet kendilerine bir vazife verile­rek Sıvas'tan gönderilmelerine karar verildi. Naşit ve Kılıç Ali