ERZURUM'DAN ÖLÜMÜNE KADAR ATATÜRK'LE BERABER
339
Ali Galip üzerine sevkedilen kuvvet, Elâziz'deki İlyas Bey'in alayı idi. Fakat bu alaydan ancak kırk elli ester süvari çıkabildi ve İlyas Bey de ancak bu kuvvetle Malatya üzerine yürüdü. Merkezden bazı zabitan gönderilmekte dediğimiz ise, Paşa'nın emir zabitlerinden Recep Zühtü Bey, Malatya'ya adeta bu ihtilal mıntakasına yalnız başına fedai gibi gidiyordu. Çorum cihetinde ise Keskin'li Rıza Bey ve sair bazı kuvayi milliye mensupları Muhittin Paşa'yı yakalayarak Sıvas'a göndereceklerdi. İşte vaziyet bu haldeyken, ben bir gece, Mustafa Kemal Paşa'ya büyük bir tehlike içinde olduğumuzu söyliyerek, merkezimizin daha emniyetli bir yere naklini mUtalea kabilinden söyledim. Paşa, derhal ayağa kalktı, ben de kalktım, omuzumu tutarak ve sıkarak : - Mazhar Müfit, bu söylediğin şeyler tehlike teşkil etmez, tehlike ancak azim ve imanına güvendiğim arkadaşlarımda gördüğüm bu zaaftadır. Buradan hiçbir yere ölsek bile gidecek değiliz. Zira o halde Heyeti Temsiliye kaçmış diye hakkımızda neler söylenmez. İşte o zaman davamızı kaybederiz. Ali Galip, Muhittin Paşa meseleleri önlenmiş, bence bitmiş gibidir." Dedi. Paşa'nın bu azim ve iradesi, hakikaten bana da tesir yaptı : - Pekala kabul.. Diyerek ilave ettim : - Fakat mesele, önlendi diyorsunuz. Neyle; Elâziz'den süvari alayına hareket emri verildi. Alaydan, çıka çıka kırk elli ester süvari bir kuvvetle alay kumandanı İlyas Bey haereket edebildi. Buradan bazı zabitan gönderiyoruz dedik. Gönderebildiğimiz yalnız Recep Zühtü. Malatya'da süvari, topçu alayları var. Fakat içlerinden cesur ve gayyur zabitan uğraşıyor. Başka hiç. Böyle mi önlenecek? Paşa, bu defa gülerek :
- İşi amma da izam ediyorsun. İlyas Bey kuvveti ve zabitanımızın sa'yü gayreti bu işe kafi. Zaten civardaki askeri kuvvet-