18.3.1986 tarihli oturumda;
Bu davada adaletin gerçekleşeceğine inanmıyorum bu nedenle mahkemenizden adalet beklemiyorum... Bu davanın temeli hukuk değildir. Bu davanın temeli ihtilaldir. İhtilalin mantığı, kuralı ve hukukudur. Güçlü olan güçsüzü ezmiştir. Olay bu kadar açık ve nettir. (Sahife-1)
19.3.1986 tarihli oturumda:
Görüldüğü gibi bu davada ne hukuk vardır ne de adil bir yargılama. Çünkü adil bir yargılama söz konusu olursa ne DİSK ve ne de yöneticiler suçlanabilir. (sahife 18).
Önceleri adil bir yargılama ortamının yaratılması için çaba gösterdik. Sınırlamaları zorlayarak söylenmesi gerekenleri söylemeye ve gerçekleri dile getirmeye çalıştık. Bunların hiçbir yararının olmadığı ortaya çıktı. Çünkü karar daha baştan verilmiş, Millî Güvenlik Konseyi'nin ilk bildirisinde DİSK ve yöneticilerinin suçlu oldukları açıklanmış cezalandırılmaları istenmiştir.
«Emir demiri keser» demişler. Bana göre emir demiri kesmiş ve dava bu aşamaya gelmiştir. Bu nedenle, bu davanın ceza verilmeden sonuçlanacağına da inanmıyorum. Ve adalet beklemiyorum. İyice anlaşılmıştır ki bu dava geçmişin değil, geleceğin belirlenmesi için açılmıştır. Beklenen sonuç şimdilik elde edilmiştir. Bundan sonrası biçimden öte bir anlam taşımayacak, kimlere ne ölçüde ceza verileceği de fazla önemli olmayacaktır.
Bu nedenle adil bir yargılamanın söz konusu olmadığı bu davada ve savunma aşamasında söyleyeceklerim kendimi ya da DİSK'i savunma amacına yönelik değildir. (sahife: 20)