le disiplin altına alınam ayacağından hükümetçe birer eşkıya çetesi kurulmuş olmak gibi büyük bir tehlike bile hatıra ge lebilirdi. Vilayetin idare meclisi üyeleriyle memleketin ileri gelenleri bu teşkilatın imkânsızlığını, imkânı halinde de m enfaatten ziyade zararı görüleceğini oybirliği ile beyan et tiler. F akat, Kumandan P aşayı fikrinden çevirmek deveye hendek atlatm aktan çok zor ve h a tta imkânsız olduğundan bu meseleyi 5 Temmuz 37 (1921) tarihinde Dahiliye Vekâleti’ne şu yazı ile arz ettim : «... Velev m üşkülatla olsun, fiilen tatbik edilemeyecek hususlara teşebbüs etmek hükümetin vekar ve nüfuzunu ih lâl edeceğinden bu netice düşünülmeye değer olmakla be raber bu iş yalnız bir ordu kumandanının emriyle yapılacak bir iş olmadığından emsali gibi burada boş yere münaka şaları, yazışm aları mucip olmamak üzere bu husustaki rey-yi samilerinin tebliğ buyurulmasını rica ederim.» 0 sırada Dahiliye Vekâleti’ne Refet (Bele) P a şa seçil mişti. Beş gün sonra şu cevabı aldım: «C. 5 Tem m uz 37: Bu suretle asker celbinin kanuna ay kırı olduğu Heyet-i Vekile karariyle Müdafaa-i Milliye Ve kâleti’ne tebliğ olunmuştur.» Bunun üzerine Nurettin Paşaya şifre bir telgraf çektim: «Emniyet teşkilatının kanuna aykırı olduğu Heyet-i Ve kile kararı ile Müdafaa-i Milliye Vekâleti’ne tebliğ olundu ğu Dahiliye Vekâletinden bildirildiğinden talim atın tatbiki teşebbüsüne gerek kalmamıştır.» Nurettin Paşa şöyle cevap verdi:
C, 14 Tem m uz 37:
1 — Bahsedilen Heyet-i Vekile kararından ordunun ma lumatı yoktur.
2 — Emniyet Teşkilatı talimatnamesinin temmuz başında Sivas’a vardığı anlaşılmakla gelir gelmez tatbikına başla F.
5 65