iyi niyetle söylemek suretiyle vazifenizi yaptınız.
Biz Vahdettin’in yanından çıkarken orada bulunanlar dan biri:
— Ferit Paşa Hazretleri geldi, efendimize arz ediniz, diyordu.
Bu vakadan bir gün sonra, yani perşembe sabahı Müşir Fuat Paşa Nezarete geldi. Kendisiyle Berlin ve Viyana’da beraber seyahat ettiğimiz için aramızda samimi bir dostluk vardı. Söze şöyle başladı:
— Demin bir şey işittim, canım sıkıldı; âdeta uykuma dokundu. Hakikati anlamak için bu kadar erken geldim.
— Hayrola!
— Hayırlı bir şeye benzemez. Salı günü huzur-i şâhânede bulundunuz mu?
— Bulundum.
— Mühim bir şey söylediniz mi?
— Birçok şey söyledim.
— Evet, pek ileri gitmişsiniz. Galiba Damat Ferit Pa şanın da aleyhinde bulunmuşsunuz. Sizden sonra huzura o girmiş. Ne söylediniz ise padişah ona harfi harfine naklet miş. Kendinize acımıyorsanız bari çoluk çocuğunuza acıyı nız. Nasıl bir zamanda yaşadığımızı unutuyorsunuz.
Padişaha söylediğim sözlerin 24 saat içinde Fuat Pa şanın kulağına gidecek derecede yayılmasına şaşmakla be raber:
— Hakkınız var, dedim. Fakat:
Hüsn olur kim seyrederken ihtiyar elden gider denildiği gibi bazan söz söylerken de insan dilini tutamaz.
47