bir acz içinde bulunduğumuza bir misaldir.
İtilaf mümessilleri İstanbul’da Müslümanlar elinde bir küçük çakmak bile bırakmamak istedikleri gibi Anadolu ahalisini de bir koyun sürüsüne çevirmek arzusundadırlar. Maksatları ne olduğu bellidir. Yunan askeri de bir yandan aç kurt sürüsü gibi ilerliyor. Biz burada mahsur (çevril miş) bulunduğumuz için bunların üstesinden gelecek bir kuvvete sahip değiliz. Böyle bir kuvvet vücude getirmemi ze de imkân yoktur. Memleketimizi, büyük devletlerin pay laşmasına engel olacak ve Yunan ordusuna karşı koyacak bir kuvvetin gökten inmesini temenniden başka elimizden bir şey gelmediği bir zamanda halk silahlanarak yurtlarını, canlarını, mallarını, yuvalarını, eşlerini korumaya mecbur oldular.
«Kuvayi Milliye» denilen şey işte bu kuvvettir ki hiç kimsenin ummadığı bir zamanda ortaya çıkmış ve günden güne gelişmiştir. Mesela (telgrafı gösterdim) şu telgrafna meyi şimdi aldım. Haçin kasabasında Ermeniler 80-100 ka dar Türk’ü kiliseye doldurmuşlar, yakacaklarmış. Bizden imdat umuyorlar. Bunları kurtarmak için «Kuvayi Milliye» namı verilen Türk vatandaşlarımızdan başka meydanda hiç bir kuvvet yoktur. Rumeli, Suriye, Irak vesaire gibi Anado lu’nun da kolaylıkla yutulmasına karşı koyacak dikenli bir kuvvet olmasından dolayı, bu kuvveti de bizim elimizle kır mak istiyorlar. Gerek Devletin, memleketin ve gerek zatışâ hane ve hanedanın selamet ve saadeti için bu kuvvetten başka bir ümidimiz, dayanağımız yoktur. Onun için burada esir halinde bulunuyoruz. Zatışahaneleri, mümessillere kar şı bu kuvvetin kendi kendine teşekkül ettiğini ve bunu me nedecek elde başka bir kuvvet bulunmadığını söyleyerek kötülükleri hafifletmeye çalışınız. Teşkilatın gelişip kuvvet lenmesi için de her ne yapmak lâzım gelirse yapılmasını valilere, kumandanlara vesair gerekenlere gizlice emir ve irade buyurunuz. Müşterek selameti bu kuvvet de temin
45
