XVI ncı asır Bektaşîlerinden biri de Seher Abdal’dır. Tezkirelerde hayatı hakkında malûmata rastlamadım. Fakat tezkire tarzında vücude getirilen ve meşhur Bâkî’nin hayatında yazılan çok mühim bir mecmuada (İnkılâp müzesi M. Cevdet K. No. 479) şaire âid bir manzumenin şu ilk beyti kayıdlıdır:
Erişti fazl-ı ruhâni bize evlâd-i Hayder’den
Alup nûş eyledik vahdet meyin sâkî-i kevser'den
Bundan da anlaşılıyor ki, mecmualarda bazı manzumelerine tesadüf edilen bu Bektaşî şairi, XVI ncı asır içinde yaşamış bir şahsiyettir. Ve oldukça muvaffakiyetli manzumeler vücude getirmiştir.
Tezkirelerde hayatına dair kısaca malûmata tesadüf edilen Seherî değil, Sihrî’dir. Netekim onun şu beyti bu hususta kat’î bir delildir:
Âlude sanma Sihrî’yi aşk-ı mecâziye
Zâhid hakikaten garazı aşk-ı pâktir
Seher Abdal’ın bir kaç manzumesini örnek olarak dercediyorum:
Erişti Fazl-ı Yezdânî bize evlâd-ı Hayder’den
Alub nûş eyledik vahdet meyin sâkî-i kevserden
Resûl’e her kim ümmettir sever evlâdını Şâhın
İkisi nûr-i vâhiddir olur bir pâk gevherden
Ben ol şehrim dedi seyyid Ali’dir Bâbuhâ yâ’nî
Anınçün bil zuhûr etti Muhammed Ali ol derden