Perişan, Pir Sultan, Kalender Abdal, Kul Nesimî, Hamdî, Deli Şükrü, Şâhi, İbrahim Baba, Niyazi, Gövenç Abdal, Seher Abdal, Kemterî, Hatâyî, Kul Himmet, Rümuzî, Veli Baba... v.s. gibi muhtelif zamanlara âid dervişlerin nefesleri hep hece veznile ve tamamile Yunus edasından muktebes - hattâ daha şuh, daha kinayeli, daha zarif - bir tarzda yazılmıştır. Bu şairlerin zaman ve mekânı, fikir ve itikatları hakkında sarih ve kat’î fikirler serdi hemen hemen imkân haricindedir, diyebiliriz. Çünkü bunlardan bir kısmı - meselâ Hatâyî, Kul Himmet, Rümuzî, Veli Baba ve daha bir çokları - Hurufiliği ve Fazlullah-ı Esterabadî'nin ülûhiyetini kabul etmiş oldukları gibi, Bektaşîlikte alâkası olmakla beraber ondan ayrı olan Kızılbaş zümresine âid birtakım şairler de bunların arasına karışmıştır; kezalik (Kalenderîler) ve (Hayderîler) den de bunlar arasına karışmış şairler vardır. Şu halde, burada Bektaşî şi’rinden ve Bektaşî şairlerinden bahsederken, aynı zamanda (Kızılbaş), (Kalenderi), (Hayderî), (Hurufî) şiirlerinin millî vezin ile yazılanlardan ve Yunus’un onlar üzerindeki tesirinden de bahsetmiş oluyoruz. Esasen biribirine pek müşabih birtakım akaid-i esasiyeye malik olan bu Bâtınî mesleklerinden meselâ birine ait şiirler, daima diğerleri arasında da makbul olmuş, lezzetle okunmuştur».
«Bektaşî şi’ri dediğimiz ve hakikat-i halde (Bektaşîlik, Ahilik, Abdallık, Hurufîlik, Kızılbaşlık, Kalenderîlik, Hayderîlik) akaidinden mürekkep mu’dil bir halita-i itikadiyeyi şerh ve terennüm eden bu manzumelerde, aşk ve muhabbete, (Allah Muhammed-Ali) teslisine, sonra Âl-i abâya, Fazl’ın Ülûhiyetine esrar-ı hurufa, (Hacı Bektaşî Veli)’nin (Muhammed) ve (Ali) ’den ayrı olmadığına tarikin müşkilâtına, âyin usullerine, (Piri abdalân), (Seyit Gazi)’nin, sonra (Kızıl Deli Sultan), (Balım Sultan) gibi Bektaşî eâzımının menakıbına, (Yezid)’in mel’anetine ait bir çok şeylere tesadüf olunur. Eda itibarile Yunus tesiri o kadar sarihtir ki, bazan aynı mevzua, hattâ bazan aynı mısralara rast bile gelinir. Lâkin Bektaşî şi’ri, umumiyetle, onunkinden daha serbest, daha zarif, daha nükteli ve incedir. Yalnız, Yunus’taki inanmak ve inandırmak