Nüh felek burcunda kurdum haymeyi
Lâmekân mülkini târâc eyledim
Kuvvet ü savt u Kelâm ü nutku rûh
Cümlesini hüsne muhtaç eyledim
Sûret-i şâbin katat görmek içün
Perdepûşî gör ne mi’râç eyledim
Beyt-i ma’mûr içre mesken tutalı
Ey Yemînî günde bin hâç eyledim
Bil ki sultân-ı velâyettir Emîrülmü’minîn
Şöyle bil şem-i hidâyettir İmâm-ül-müttekîn
Cümle mahlûkat içinde zât-ı Hak’dandır nişan
Mahzeni cümle ulûmun evvelin ü âhırin
Ahmed ü Mahmûd Ebülkasım Muhammed Mustafâ
Ana kardeşim dedi ol Rahmeten-lil'âlemîn
Cümle ashâb ortasında Fazl’ın ızhâr etti Hak
Âlemin fahrine ol oldu vasiyy ü hem yakîn
Lâ fetâ illâ Ali lâseyfe illâ zülfikaar
İşbu medhin cân ile zikr etti Cibrîl-i emin
Ahmed’in kaim makamı efdalinden âlinin
Bâb-ı ilmimdir deyu buyurdu Hatm-ül-mürselîn
İkimiz bir nûrdan halkız dedi Hayrülbeşer
Kim anın şânında münzeldir bu K ur’an-ı mübîn
Ey Yemînî Hayder’in medhini bir eşyâ tamâm
Yazamaz yerden göğe evrâk ola rûy-i zemin
Dediler zî kerâmet kânı Hayder
Dayanmaz derdimin dermanı Hayder
Hak’ın kudretleri senden ayandır
Velâyet mülkünün sultânı Hayder
Cemâda dil verirsen emr-i Yezdan
Verir nutkun ölüye cânı Hayder