Hakikat meyinden içenler kanar
Doğrusun söylesem el beni kınar
Âşık olanların yüzleri solar
Derdim üç dört idi beş etti gönül
Derviş Mehemmed'im şimdi zamanda
Mahlûk anın içinde kaldı gümanda
Nice zalimler çekmiş kemende
Âkilli cümleye baş etti gönül
Bir mi bin mi bu kubbenin kapusu
Deyen bilmez bilen demez ne seyran
Nur mu sır mı o uçmağın yapusu
Deyen bilmez bileen demez ne seyran
Kulu içün halk eyledi cenneti
Anların kimseye yoktur minneti
Ali ile Muhammed'in sünneti
Deyen bilmez bilen demez ne seyran
Yaratmıştır on sekiz bin âlemi
Cebrâil arşdan indirdi kelâmı
Dört kitabın yazıldığı kalemi
Deyen bilmez bilen demez ne seyran
Hak aşkına sadâ eden sâkiyi
İns ü cinne sadâ veren makiyi
Arş yüzünde nişan duran ikiyi
Deyen bilmez bilen demez ne seyran
Derviş Mehemmed'im şemsî çırağı
Her kes bilür bu dünyâda gereği
Hak Taâlâ eğlendiği durağı
Deyen bilmez bilen demez ne seyran