Hakkın gevherinden Arşin yüzünden[1]
Anda hâsıl oldu güruh-i Naci
Hak sana bir evlât Dünya yemişi
Verince tatlıdır, alınca acı
Değme ârif bu sözümü bile mi
Yuğurmazdan evvel Cibril Âdemi
Münkirler ne bilir ilmi ademi
Ruhlar idi Hakka buluşan hacı
Ârif ârif ile gönül takmadan
Kırklar ayan olup semâ tutmadan
Selman dahi ol kırklara yetmeden
Ali idi Kırklardaki duacı
Çekilip giderken miraç yolunda
Rastgelip te sekiz uçmak elinde
Cennet evlerinde, elma dalında
Fatma Ana idi dar çeken Bacı
Ben günahkâr kulum söylerim Allah
Nur örtüsü kara donlu Beytullah
Körüğü gülbanktir çeken eyvallah
Andan hâsıl oldu Ali kılıcı
Gerçek erenlerin incedir yolu
Sen seni sanmagıl divâne deli
Yüz yirğirmi dört bin nebi evveli
Fahrıâlem giydi ol nurdan tacı
Kul Himmet’im eder yeter bu sözüm
Söyletme Hüseynim açıktır gözüm
Bir sağıma baktım bir sol omuzum
Kâmile yakındır Dünyanın ucu
- ↑ Bu manzume Kul Himmetin «Mürşit isen müşkülümü halleyle matlalı manzumesine cevaptır.