Mûsa gibi «Lenterani» denürüz
Aslumuzu sorar isen Hoy’danız
Abdal Mûsa oldum geldüm cihana
Ârifler anlar bizi ne boydanız
Ben hocamdan aldum böyle dersümü
Okur idüm elif’ten ba’ya deyu
Kimse bilmez şu dünyada sırrumu
Ta ezelden çağururum Hû deyu
Kimin azatlayup kimin fakirdur
Kimin döğüp söğüp kimin okudur[1]
Dediler bu meydan kimin hakkıdur
Kim dedi ki şu murdarı yu deyu
Evvel ekşi narken, üzüm çoğ iken
Davut sofradayken, biçak yoğ iken
İsmaile inen kurban, sağ iken
Kime dedi şu lokmayı soy deyu
Fatma ana can Alinin gülünü
Miraçtan inerken öpmüş elinü
Hak, Yezide kokturmadı gülünü
Muhammedin yadigârı bu deyu
«Abdal Musam» anda bir tolu içtüm,
İçtüm ol toluyu kendümden geçtüm
Işkun ateşine yandum tutuştum
.............................. ........................[2]
Muhammed Ali’nin kıldığı da’vâ
Yok meydanı değil var meydanıdır