Selmanın çiğninde bir oğlan geldi
Destur Şahım dedi elini aldı
Muhammed terini gül ile sildi
Ol zaman kokusu insana düştü
Muhammedi gören canlar ağladı
Sel sel oldu çeşmim yaşı çağladı
Cebrail Habibin belin bağladı
Kırkların ceminde erkâna düştü
Kırklar geldi her çiçekten derdiler
Koklayuben yüzlerine sürdüler
Her destesin bir güzele verdiler
Gül Muhammed nerkis Selmana düştü
Cennetin kapusun Kırklar açtılar
Tohumunu yeryüzüne saçtılar
Bir üzümü engûr edüp içtiler
Size mescit bize meyhane düştü
Kul Himmet üstadım dilek diledi
Seyyah olub şu âlemi eledi
Arafat dağında bir koç meledi
İsmail önünce kurbana düştü
XVI ncı asır Kızılbaşlarındandır. Hayatı hakkında malûmata sahib değiliz. Yazma bir nüshası Prof. Fuat Köprülü’nün hususî kütüphanesinde bulunan ve Kızılbaşlık âdâb, erkânından bahseden «Menâkıbülesrâr Behcetülahrâr» adlı eserde manzumesine tesadüf edilmektedir. Bu cihetle bu şairin XVI ncı asır içinde yaşadığı kuvvetle söylenilebilir.
Bir manzumesini naklediyorum: