Türlü donlar giyer gülden nâziktir
Bülbül cevr eyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar pâresi
Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası
Dîdâr ile mahabbete doyulmaz
Mahabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çırağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası
Pir Sultan’ım katı yüksek uçarsın
Selâmsız sabahsız gelir geçersin
Dilber mahabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir yolumuzun türesi
Sabahtan cemâlin seyrân eyledim
Gönüller perişan elinden sunam
Nice bekleyeyim gurbet illerde
Hiç bilir yok mudur hâlinden sunam
Tîğ-i gamzelerin müşgbû kokmaz
Yâr elâ gözlerin hışm ile bakmaz
Cemâlin görene cennet gerekmez
Güneş midir doğdu yüzünden sunam
Kemhâlar giyinip zünnar bağlanmaz
Eser seher yeli teli ırganmaz
Sen gidelden deli gönül eğlenmez
Bir bergüzar versen telinden sunam