Afv kılgıl rûz-i mahşer aybını sen bendenin
Ehl-i cürme mazhar-ı Settâr sensin yâ Ali
Evvel âhır zâhir ü bâtın imâm ü mürşidi
Ehl-i dîne rehber ü ikrâr sensin yâ Ali
İsmini vird idinüb söyler Nemâyî subh u şâm
Diline tesbîh olan ezkâr sensin yâ Ali
Ben ol anka-yi lâhûtum ki kaf-ı lâmekânımdan
Göründüm gizli genç iken ezelden künfekânımdan
Ne esmâ sırrıdır hattın müsemmâ vech-i zâtından
Ayan gör Fazl-ı Rahmânî benim rûh-i revânımdan
Cemâlin müshafın gökten melek vahy etti indirdi
Nebîler bildi te’vîlin çü cân-ı câvidânımdan
Dem-i Îsâ’ dürür nutkum diriltir cansız eşbâhı
Nefahtü fîhi min rûhi ayân oldu lisânımdan
Ezelden tâ ebed hayyım iki âlemde Hızr oldum
Maânî dürrüdür buldum ledün ilmini şânımdan
Tecellî kıldı Mûsa veş vücûdun kûh-i Tûr’undan
Nemâyî zâtının nûru tulû’ ideli cânımdan
XVI ncı asrın maruf Bektaşîlerindendir. Ve Bektaşîliğe yeni bir istikamet veren, bir takım âyin ve erkân şekillerini vaz’eden şahsiyettir. Onun devrinde büyük bir şöhret kazandığını ve bir çok müridler topladığını da biliyoruz.
922 (M. 1516) da vefat eden bu meşhur Bektaşînin şiirle iştiğali olduğuna dair tarihî menbalarda bir kayda tesadüf edemedim. Muahhar devirlerde yazılan bir kısım Bektâşî mecmualarında onun namına da bazı nefeslerin kayıdlı bulunduğu görülüyor. Fakat bu şiirlerin mutlak surette Balım Sultan’a âidiyeti söylenemez. Bunlar, isnad da olabilir. Eski vesikalar elde edilinceye kadar bu şiirleri şübhe ile ona izafe etmek mecburi-