XVI ncı asır Işıklarındandır. Lâtifi onun Seferihisar’da doğduğunu söylüyor. Âşık Çelebi ise Acem’den geldiğini bildiriyor. Bir çok memleketler gezmiş, büyüklerin meclisinde kıssahanlık etmişti. Mahfuzatı çok olduğu ve iyi hikâye anlatabildiği için bu sahada muvaffak oluyordu. Âşık Çelebi onun Kalender meniş şemlepûş bir rind olduğunu söylemektedir. Sultan Selim namına «De Mürg» adlı bir mesnevi kaleme alan ve bu yüzden ihsana mazhar olan bu şair, Kanunî’nin hükümdarlık ettiği ilk yıllarda vefat etti. Lâtifî «Hoş âyende ve sâde ve küşâde temsîlâtı vardır» diyor ve bir mersiyesinden seçtiği şu üç beyti örnek olarak dercediyor:
Baş açık abdâlınım ben Şâh hakkı yâ Hüseyn
Tekyegâh-ı gamda zikrim â Hüseyn ü vâ Hüseyn
Etti tîğ-i iştiyâkın şerha şerha cismimi,
Yazdı sohf-i sîneme hançer ucuyla yâ Hüseyn
Tâs-ı cismim zeyn edüb mercân-ı hûn-i dideden
Gözlerim yaşın sebil edüb derim sakka Hüseyn
Işık Şemsî’nin eski mecmualarda, ekserisi rindane ve âşıkane mahiyette kaleme alınmış bazı manzumelerine tesadüf edilir. Bir kaç gazelini dercediyorum:
Hey ne müşkil derd imiş ey dost hicran yolları
Gerçi kim âsân idi Ya’kub’a Ken’an yolları
Bir nazar kılmaz gözüm gönlüm açılmaz gül gibi
Serv kametlerle zeyn olsa gülistan yolları
Rûha şol denlu cevâhir döktü göz merdümleri
İşlemezse gam değil şimdi Bedahşan yolları