Sayfa:Ali Jean Çorakçı - Eski Bir Alkoliğin Günlüğü.pdf/76

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

kedilerimin bana mesaj verdiğini zannederdim. 15 yıl süresince tüm anlarımı yaşadığım Bijou ile “Gezi Direnişi” sırasında sokaktan aldığımız -aynı Ferhan Şensoy’un aldığı gibi- Picsou’nun.

Kediler konuşamasalar da seni dinler, yüzüne bakar, bacaklarına sürtünür… Sen onu sevdikçe, o seni anlar. Seni dinler, dinler ve rahatlatır. Alkol bağımlılığı ise geçicidir: Sabah kalktığın zaman sana bağımlılık yaratmaz. Tam tersi baş ağrısı ile uyanır ve gece saçmalayıp saçmaladığına dair bulgular aramak zorunda kalırsın.

Ama kediler öyle mi? Sabahları kalkınca, gece ise eve geç gelince bir anda ayaklarına gelir, kendini sevdirir. Benim bir sözüm vardır kediler hakkında: “Sev kedi, güzel kedi.’’ diye... Hakikaten öyle... Çok güzellerdir, sevdikçe seversin. Başkalarına anlatamadığın sırları ona anlatırsın, o da seni dinler, miyavlar. Seni anlar aslında. Akıllıdır kediler.

Alkolse önce seni mutlu eder, rahatlatır, sonra seni bitirmek için elinden geleni yapar. Kedinin tek çıkarcılığı, seni mutfağa yönlendirmektir. Başka bir şey için seni kullanmaz. Bir de tuvaletini değiştirmek zorunda kalırsın arada bir, seviyorsan bunda da sıkıntı olmaz.


 Yılbaşı gecesi Nişantaşı’ndan dönerken bir kedi geldi. Yağmurlu bir havaydı, ben de dayanamadım aldım kucağıma onu ve atkımla sardım. Sırılsıklam olmuştu. Saat 04:00. İstanbul’da yaşayanlar Harbiye yolunu bilir. Ana yola gelince karşıya geçecekken Taksim tarafına doğru, kedi bir anda arabaların hızlı gidip geldiğini görünce panikledi ve üstümden fırladı. Sonra tekrar almaya gidince

76