Alay Kumandanı İlyas Beye de aynı tarihte bizzat şu emri verdim:
«Malûm zatların hiyaneti gerçekleşmiştir. İstanbuldaki merkezî hükûmet de bunların hiyanetinde müşterektir. Kolordumuz kumandanının bu hususta izin istemesi ve cevap alamaması hatıra gelebilir. Binaenaleyh meselenin hallini ve teminini zatıâlinizden beklerim. Cevabınızı bekliyorum etendim. Malatyadaki icraatınızdan sonra lüzum hasıl olursa, Sıvasta bize iltahak edersiniz.
Mustafa Kemal»
Şifre haricindeki imza da K. O. 3. Erkânı harbiye Reisi Zeki Beyindi.
Malatyada bulunan Suvari 12 inci Alay Kumandanını da 7/8 Eylül gecesi bizzat telgraf başına çağırmış ve görüşmekte idim. Alay kumandanı Cemal Beyden vaziyet ve kuvveti hakkında malûmat aldım. Gelenlerin beraberlerindeki silâhlı Kürtlerin «onbeş, yirmi kişi» kadar olduğunu ve alayın da merkezde «ancak o kadar kuvveti» bulunduğunu söyledi Ben kuvveti kâfi gördüm. Hattâ Suvari ve Topçu alayının yalnız zâbitleri kâfi gelebilirdi. Yalnız hususi vaziyet ve ruh hâletini anlamak istiyordum.
Bunun üzerine telgraf mükâlemesi şöyle cereyan etti:
(Muhabereye başlamadan evvel hüviyetini anlatması hakkında sorulan sual üzerine şu malûmatı verdi. 1311 (895) sonunda okuldan çıkmış. Kafkas ve Suriye cephelerinde Suvari 2. ci Fırkada, Aşiret İhtiyat Fırkası müretteb Suvari Alay Kumandanlığında ve İranda Suvari 2. ci Alay Kumandanlığında bulunmuş. İstanbullu imiş).
Sual — Muhaberemizin hiçbir noktasının hiçbir kimseye söylenmiyeceğine dair yanınızdaki telgraf Müdür ve memuruna yemin ettirmenizi rica ederim. Muhabereye devam edeceğiz.