leceği üzere, bunun kadar gülünç, feci, daha doğrusu menfur ve iğrenç hadise az bulunur.
Babiâlinin telâşı, Ali Galibi biran evvel yola çıkararak Sivas üzerine sevketmeğe yönelmiş olduğu halde, Ali Galibin maksadı, bu fırsattan istifade ederek mümkün olduğu kadar fazla menfaat koparmak için ayak sürmektir. Binaenaleyh hemen hareket emrine karşı, daha evvel yapılan telgraf muhaverelerinin bağlantısına bakmayarak, şu cevabı veriyor:
«C: 1 Eylül —
1) Maiyetimde Dersim jandarma taburundan sekiz suvari var. Bunların bu muhitten ayrılması doğru olmaz. Elazizden döneceklerdir. Başka bir suvari tertibi ise kolay değildir. Bu vilâyetin jandarması zaten ihtiyaca kâfi olmadığı gibi, başka bir yere nakledilse, hemen firar ederler. Hatta bir sancaktan ötekine nakledildikleri zaman bile aynı hadise olur. Bunun başka vilâyetlerde de çok defa tekerrür ettiğini Jandarma Umum Kumandanı da tasdik eder. Halkda jandarma mesleğine fazla rağbet yok. Firarilerden jandarma yazmağa kalksak bile, Alayımızın boşluklarını dolduramayız. Esasen jandarma maaşlarının ödenmeyip askıda kalması rağbeti büsbütün azaltmıştır.
2) Tahakkuk edecek, sefer masrafım, evimin nakli ve eşyamın satılıp yenisini almak masrafını koruyamaz. Bu itibarla yolluktan başka enaz yediyüz lira tazminat verilmezse mağdur olurum.
3) Sekizbuçuk sene istifada geçmiş askeri kıdemimin zammolunması elzem, iki derece terfi de hakkımdır.