Sayfa:Ali Galip Hadisesi.pdf/13

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
- 15 -
Sokaklara Asılan Yaftalar

Bu vaziyette ne kadar kaldığımı bilmiyorum. Herhalde bir iki saat dalgın dalgın oturmuşum ve tesadüf bu ya, kimse tarafından da uyanıklığa icbar edilmemiştim. Ancak ikindiden sonra benliğimi saran elem haleti zail oldu, gözü at ve gönlüm açıldı, harici eşya ile hissiyatım arasında alâka başladı. İşte bu sırada eşraftan Emir Paşa (*) ile isimlerini şimdi hatırlayamadığım dört kişi ziyaretime geldi.

Emir Paşa, Sıvasın eski hanedanından Mehmet Ali Efendiye -refikasından dolayı- karabeti olan bir Çerkestir. Enişte dediği Mehmet Ali Efendinin çocuğu olmadığından hayli bir yekûn tutan malı, mülkü haremine, ondan da Emir Paşaya kalmış. Fakat Emir Paşa bu umulmaz mirasın içinde yaşamayı az bularak tegallüp yoluna sapmak istediğinden yirmibeş yıl evvel valilerden Halil Beyin tokadını yemiş, Diyarıbekire sürüle yazmış. Eslâfımdan Reşit Akif Paşa ise kendisini hazineye borcundan dolayı hapsettirdiği gibi etliye, sütlüye karışmaya tövbe edecek derecede de tazyik altında bulundurmuş.

Bu zatın Paşalığı da Abdülhamit devrinde Babıseraskeri Masarifat Nazırı Sadettin Paşaya yolladığı bir halayığın saraya kabul edilmesinden ve bir şehzade doğurup gözdeler arasına girmesinden dolayıymış.

Meşrutiyetten sonra Emir Paşanın yine şu işe, bu işe parmak sokmağa başladığını bana söylemişlerdi. Hatta Hürriyet ve İtilåfın ilk kuruluşunda Sivas şubesini açan politikacının da o olduğunu duymuştum. Hàdiselerini kaydettiğim günlerde bu fırkaya alâkadar görünmek şöyle dursun, Halit Beyin şiddetle aleyhinde bulunmak yolile belki fırkanın aleyhinde bir vaziyet almaya meylediyordu. Lâkin Halit Beyle geceleri bir- leşip kadehdaşlık ve entrika zeminleri hazırlamakta yoldaşlık ettikleri de rivayet olunuyordu.


(*) Birinci BM Meclisinde Sıvas Mebusu.