Sayfa:Ahmet Şık'ın 25 Aralık 2017'de Cumhuriyet Davası'ndaki savunması.pdf/47

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

CEM KÜÇÜK:

"...Ben halen A Haber ve Beyaz TV de siyasi içerikli programlar yapmaktayım. 17-25 Aralık 2013 tarihli yargı darbesi öncesinde Akın Atalay FETÖ'nün operasyonuyla Cumhuriyet gazetesinin icra kurulu başkanlığına getirilmişti. Medya sektöründe çalışan herkes bilir ki Cumhuriyet gazetesi FETÖ'nün gizli yayın organıdır. Cumhuriyet gazetesi bilindiği üzere Kemalist çizgisi olan bir gazetedir. Akın Atalay bu gazetenin icra kurulu başkanı olduktan sonra Can Dündar'ı transfer ederek genel yayın yönetmeni yaptı. Kemalist bir çok yazar bu gazeteden atıldı. Mustafa Balbay, Şükran Soner, eski genel yayın yönetmeni İbrahim Yıldız gibi isimler bu gazeteden atıldı. Kadri Gürsel, Ahmet İnsel, Ceyda Karan gibi isimler bu gazetede işe alındı. Genelde yayınlar “Türkiye IŞID'e yardım ediyor." şeklinde hükümeti zor durumda bırakmaya yönelikti. Yine PKK lehine çok ciddi yazılar bu gazetede çıkmaya başladı. Yayın politikası Türkiye Cumhuriyeti hükümetini zor durumda bırakmaya yönelik olmaya başladı. Hiçbir zaman askerimizi ve polisimizi şehit eden pkk lı ya da DHKP/C li teröristlere terörist denmedi, saldırgan ifadesi ya da eylemci ifadesi kullanılmaya başlandı. Can Dündar, FETÖ mensubu savcılar, Celal Kara ve Muammer Akkaş ile röportajlar yapmaya, yazı dizileri hazırlamaya başladı. Bu röportajlarda onların masum hükümetin zalim olduğu mesajı vermeye çalıştı. Ahmet Şık FETÖ polislerinin kendisine vermiş olduğu bazı gizli konuşmaları (bölgedeki kaymakam ve bazı devlet görevlileri arasında geçen tape kayıtları) yayınlayarak Türk devleti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan DAEŞ'e yardım ediyor izlenimi yaratılmaya çalışıldı. Yine FETÖ mensubu devlet görevlilerinin mit tırları ile ilgili görüntüleri Can Dündar'a verdi, Can Dündar'ın da bunu kamuoyuna ifşa ederek Türkiye Cumhuriyet Hükümetini zor durumda bırakmaya çalıştığı herkesçe bilinmektedir. Bu olay nedeniyle Can Dündar aleyhine dava açılmış ve bir süre tutuklu kalmıştır. Kanımca yurt dışına da FETÖ politikası çerçevesinde kaçmıştır.

İddianame Cem Küçük İle Başlamıştır (Sayfa 9):

“...Bununla birlikte yaklaşık olarak son 3 yıllık dönemde bilhassa da 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne uzanan süreç ve sonrasında gazetenin yayın politikası, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulunda yaşanan değişikliklerle eş zamanlı olarak, 90 yıllık geçmişinin ve kuruluş felsefesinin tam aksi yönde değişime uğramıştır. Gazetenin kendisini daima bir "fikir gazetesi" olarak tanımlamasına karşın, okur kitlesinin dünya görüşüyle bağdaştırılamayacak şekilde gündemi etkileme, yıkıcı ve bölücü manipülasyonlara yönelik haberlere imza atma, terör örgütü liderlerleri ve yöneticilerinin şiddet çağrısı yapan açıklamalarına yer verme, terör örgütlerini "sevimli ve meşru” gösterme, Türkiye Cumhuriyeti Devletini uluslararası terör örgütleri ile irtibatlandırma çabasına girme yönündeki faaliyetleri, gazetenin adeta terör örgütleri tarafından

A

47