Kanımca, verecek olduğunuz hükmünüze yönelik ihsas-ı rey anlamına gelen tensip zaptınızda tek doğru olan, "Serbest bırakılmamız halinde benzer suçları işlemeye devam edeceğimiz" ile ilgili tespitinizdi.
Bu kez de endişelenmekte haklısınız.
Çünkü ne yaparsanız yapın ne hakikati aramaya devam etmekte, ne de hakikati bulduğumuzda sahibi olan halka teslim etmekte bir an bile tereddüt etmeyeceğiz.
Çünkü biz gazeteciyiz.
Devletin, güç odaklarının karanlık yüzünü ortaya koymaktan hiçbir zaman korkmayan Uğur Mumcu'nun yolumuzu aydınlattığı gazetecileriz.
Savaşın değil, barışın dilini bu ülkede hâkim kılmaya çalışan Musa Anter'in takipçileriyiz.
Güvercin tedirginliğinde yaşarken bile halklar arasında kardeşlik köprüsü kurmaya çalışan Hrant Dink'in kardeşleriyiz.
Adalet, eşitlik ve özgürlük için atılan tohumların bu topraklarda boy verip filizlenmesi için mücadele eden Metin Göktepe'nin yoldaşlarıyız.
Çünkü hem tavrıyla, hem karakteriyle eğilip bükülmeden, dimdik, doğrunun ve hakikatin çizgisinden vazgeçmeden mesleğimizin hakkının verilerek yapılması gerektiğine inanan gazetecileriz.
Bu yüzden geçmişte olduğu gibi katletseniz de, şimdi olduğu gibi hapsetseniz de hakikati söylemeye devam edeceğiz.
Çünkü totaliter rejimlerin sahiplerinin, yargısının ve işbirlikçilerinin söylediğinin aksine gazetecilik suç değildir.
175