Sayfa:Ahmet Şık'ın 25 Aralık 2017'de Cumhuriyet Davası'ndaki savunması.pdf/174

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Daha ilk celsede çökmüş olan bir davayı, hukuksuzlukta ısrar ederek sürdürdünüz. Her seferinde de aynı gerekçelerle çıktınız karşımıza.

Bilmelisiniz ki; bir başkasının yalanını sürekli tekrarlayanlar onu büyütmekle kalmaz, aynı zamanda içselleştirmiş olurlar. O andan sonra da o koca yalan başkasının olmaktan çıkar. Tekrarlayanlara ait olur. Onların "Gerçeği" haline dönüşür. Ya da onlar yalanın esiri olmuş, bir yalancıya dönüşmüştür.

Bu siyasi operasyonun yalanlar üzerine kurulu bir komplo olduğu çok açık olmasına rağmen savcınız ilk günden beri aynı talepleri yineledi. Heyetiniz bu taleplerle örtüşen kararları tekrarladı. Yani bir yalanın esiri haline dönüştünüz.

Bu yüzdendir ki, sizden yine bir talebim olmayacak.

Söylediklerim, savcınızın ne diyeceğini bildiğim nihai mütalaasına ve çok önceden bir başka yerde kararlaştırılmış olan, heyetinizin açıklayacağı ne olduğunu bildiğim hükme peşinen bir yanıttır.

Ve yine bir ithamdır.

Avukatlarımızın her biri, büyük saygı duyduğum hukukun üstünlüğüne olan inançlarıyla, bu komplonun sahnelenmeye başlandığı 31 Ekim 2016 gününden bu yana yapılan hukuksuzlukları anlattılar.

Yasaları, Anayasanın ilgili hükümlerini, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını anlattılar. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından bahsettiler. Yapılan ve sizlerin de ortak olduğu hukuksuzlukları tek tek ortaya koydular.

Elbette, hukukçu olmayanlarla da hukuk tartışılabilir.

Ancak, hukukun üstünlüğü ilkesini menfaatlerine çiğnetenlerle hukuki tartışma yapmanın bir değeri olmuyor.

Açıklayacağınız hükmün zerrece önemi yok.

Çünkü bu mahkemenin başkanının yalancı tanıkların bazılarının anlattıklarına atfen söylediği şekilde ifade edersek; açıklayacağınız hükmün hukuki bir değeri yok. Tıpkı, iktidar kim olursa iradesini o güce teslim eden savcılarınızın ve bilirkişi dediğiniz kuklaların yalanlarının hukuki bir değeri olmadığı gibi.

İlk günden bu yana alnımız açık, yüzümüz aydınlık, dimdik karşınızda duran biz, meslek etiğine sıkı sıkıya bağlı gazeteciler olarak tarih karşısında aklandık. Ancak tarihin sizler hakkında vereceği hüküm için iyimser tahminlerde bulunmak mümkün değil.

Her birimizi, önceden ve başka bir yerde belirlenmiş olan cezalara hükmedeceğinizden hiç şüphem yok. Ama bilin ki; bir hiyerarşinin kanatları altında verilen talimatların uygulayıcısı olmak, sizleri asla sorumluluktan kurtarmayacak.

174