Yani, "manidar", "tesadüf olamaz", "dikkat çekici" başka da bir şey yok.
Aslında bu suçlamaya ve zihniyete dair söylenecek tek şey, hukuktan bihaber bir savcının ve kendisi düzeyindeki daha birçoğunun, yargı teşkilatı içinde bulunmasının ve bu operasyonda görevlendirilmesinin "manidar" olduğudur.
"Kandırıldım" denilmesini siyasi özeleştiri kabul edip, "ben de bunlara çok yardım ettim" itirafındaki suçu soruşturmayan bir yargının iktidarın sopası olduğu gerçeği ise bize, bunun "tesadüf" olamayacağını "dikkat çekici" biçimde kanıtlıyor.
Savcının şüphelerine dayanak teşkil eden, ulusal basında çıkmış haber ve yorumlardan 8'i operasyonun başlatıldığı 18 Ağustos 2016 tarihinden önce yayımlanmış. Savcı, Cumhuriyet gazetesine yönelik suçlamada PKK'den bahsediyor. Ama dayanak aldığı bu 8 yazının hiç birinde Cumhuriyet ve PKK ilişkisine dair tek bir satır yok. Bolca FETÖ yalanı var. Zaten savcı da soruşturma boyunca yaptığı tüm yazışmalarda bu iki örgütün, FETŐ ve PKK'nin adını anıyor. Tutuklamalar da bu iddia üzerine gerçekleşiyor. Ancak iddianame çıktığında görüyoruz ki o güne dek adı anılmayan bir diğer örgüt DHKP-C de işin içine sokulmuş. Bu örgütün de kumpas dosyasına dâhil edilmesinin tek kanıtı ise tarafımdan yazılmış bir haber. Mehmet Selim Kiraz'ı öldüren DHKP-C'lilerle, olay sırasında telefon aracılığıyla gerçekleştirilen bir söyleşinin gazetede yayımlanmış olması.
31 Ekim 2016'da yapılan operasyondan iki ay sonra örgüt propagandası yaptığım iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandım. Ancak bu suçlamadan uzun süre hapiste tutulmam mümkün olmadığı için birkaç ay sonra Cumhuriyet ana davasına suç vasfı değiştirilerek eklendim. Böylece, soruşturma boyunca ortada olmayan DHKP-C suçlaması da dosyaya eklenerek "kokteyl örgüt" iddianamesi tamamlanmış oldu.
Sorumluluğu bana ait olan bir haberden yola çıkarak tüm sanıklara suçlama yöneltmek bu konuyla ilgili tek hukuksuzluk değil.
Daha önce aynı haberle ilgili açılmış soruşturmada verilen takipsizlik kararının yasadışı bir şekilde kaldırılmış olması suçu da var. Suç işleyen Savcı Fahrettin Kemal Yerli. Daha önce mahkemenizde bu suçun nasıl işlendiği size anlatıldı. Ancak, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden örgüt çıkarmaya çalışan heyetiniz bu suça göz yumdu. O halde soralım: Savcılarınızın suç işleme özgürlüğü mü var? Bu özgürlüğü sağlayan örgüt ve yöneticiler kimler? Ve bağımsız ve tarafsız olduğunuz iddiasındaki sizler gerçekten ancak böyle suç işlenerek üretilebilen bir iddiayı dikkate alacak mısınız?
10