Sayfa:1558, Yeniçerilerin I. Süleyman'a mektubu.png

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmedi

Devletlû hünkârın ayağı toprağına yeniçeri kullarının arzuhâli budur ki hâliya ağamız olan kimesnenin elinden âciz ve fermânde kaldık. Âl-i osman peydâ olalu ve yeniçeri yeniçeri olalu böyle zâlim, böyle haramzâde müfsid, sûret uğrusu şeytan sofusu azyemez ağa ne gelmiştir ve ne gelecektir, bunun zamanında yeniçeri olmaktan gâvur olmak yeğdir. Devletlû padişah! Sen bunu adam sanursın; bu adam değildir, bu şeytan aleyhü'l-lâne kendüsidir. Hayf yazdık senin buna ittüğin îtikâda. Hâşâ ve kellâ bu senin terbiyende büyümüş ola. Yazuk değil midir? Ne hak bilür ne şeriat bilür, bir zâlim müfsiddir kanden geldi? Evvelâ her kim bunu ortaya getürüp ağa olmasına sebep olduysa tanrı rahmetinden mahrum ola... Kuyumcu kasım ki kendüye üsküfler ve kemerler işlemekte, bunca kulların var ki kimi atan ve deden kuludur, ol zamandan berü taş yasdanup toprak döşenüp hizmette dururlar, anlara ancak müyesser olmaz. Kuyumcu kasım gibi kızı sohbette gidilikle meşhûr iken ana sancak alıverirsin, gâfilsin!.. Bizim günâhımuz nedir ki bu macar kâfiri ki dün gâvurdan gelmiş, henüz tomuz eti ağzında kokaduruyor, bize havâle idesin… Sen bir alay zâlime îtimâd idüp irhâ-i inân itmişsin, anların ise eksükleri değildir, her kangisine varup hâlimizi ağlasavuz 'ben bilmezim ol ağanuzdur ol bilür' deyü cevâb iderler. Ya biz hâlimizi kime ağlayalum? Elhasıl sabır ve takat kalmadı, bıçak söküğe erdi, gayetle canumuz acıduğundan sana arzuhâl itdük. Ya bu zâlimi bizden gider, bizi bunun şerrinden halâs eyle yahut bir küllî fesâd ideriz, nice cân telef olup nice müslümanın rızkı zâyi ola, ırz ve nâmusa halel geldüğinden gayrı Hak katında dahi mes'ul olursun, vebâli boynuna. Elhasıl sözün doğrusunu söylerüz; senden dahi ve oğullarından dahi ve paşalarından dahi bîzar olduk... Sultan Mustafa ölmekten biz kırılaydık. Senden sonra bu oğulların dahi senin yirüne gelüp anların zamânında böyle bir acemi gâvurdan gelmiş hudu südü bilmez oğlan gelüp ağa olup bize nâhak böyle ezâ ve cezâ idüp hor ve hâkir olsavuz gerek. Hem âhır ömründür, allahtan kork, bizim hâlimizi gör. Âdem kıtlığı değildir, bu haramzâdeyi üzerimizden gider, şerrin def eyle ve illâ olacağını biz dedik, sonra günâh bizden değildir... Vay bize, ne devletsüz başımız var imiş ki sultan mustafa gidüp biz kalmak! Bâri ol sağ imişse iş bir türlü dahi olurdu. Evvelâ bu bizüm çekdüğimiz nedür? Buna kim katlanur? Her gice odaya geldüğimizce koyun bıçağa gider gibi ardumuza bakup dururuz kim bu gice kimin berâtı gelür deyü... İlerü zaman yeniçerileri gibi şarapta, avratta ve oğlanda değilüz, kavga ve galebede değilüz, beş vakit namazımızda ve hayır duânızdayuz... Vallahilazim adımız yeniçeridir! Şâra pazara çıkamazız. Bu ağanın zamânında şöyle hor ve hâkir olduk ki şârda ve pazarda at oğlanı bizi döğer oldu, korkumuzdan kimesneye söyleyemez olduk. allahtan revâ mıdır?.. Dahi durup bakmak olmaz, vallah, vallahi fesâd ideriz onat âgâh ve haberdâr olasın. Sâyirlerde şaraba yasağ idersin, sofu deyü îtimâd ittiğün ağa yalıda kaç meyhâne ihdâs etmiştir, teftiş eylen göresiz.