Sayfa:İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri.pdf/6

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

da bile tamamıyla kapanmamış ve ancak 1920 senesinin sonlarına doğru ortadan kalkmıştır.

Şimdi ben burada âşık tarzı denilen saz şiirinin on do­kuzuncu asrın sonlarına doğru çalgılı kahvelere intikali­ni müteakip geçirdiği safhaları ve oralarda yetişen ve bu­ güne kadar adları çoğumuza meçhul kalan maniciler, semaiciler, koşmacılar, destancılar ve kalendericilerden bahsedeceğim.

Şurasını ayrıca söyleyeyim ki bunların hemen hepsi, başta Dertli olmak üzere, on dokuzuncu asrın saz şairleri­nin tesiri altında çalıp söylemişler, münhasıran onları ve daha eskilerini taklit etmişlerdir. Bununla beraber içlerin­den hiçbiri, biraz önce adlarını saydığımız saz şairlerinin kudretini gösterememişler, onların sanatına yaklaşama­mışlardır. Yalnız çalgılı kahvelerde yetişen şairler, ayaklı mani denilen mani şeklinde çok ileri gitmişler, bu tarzda eski manicileri çok geçmişlerdir. Belki bunların arasında da tek tük çok güzel semailer, koşmalar, destanlar, kalenderiler vücuda getiren olmuştur. Lakin benim bildiklerim, bulduklarım, okuduklarım veya dinlediklerim içinde fevkalade denilecek bir sanat mahsulü yoktur. Bunların hemen hepsi orta dereceyi aşmayan eserlerdir. Çalgılı kahvelerde söylenip çalınan örneklerden çok güzel ve sanatkarane olanları ise Gevherî'nin, Âşık Ömer'in, Dertli'nin, Seyra­nî'nin, Emrah'ın, Bayburtlu Zihnî'nindir. Çalgılı kahveler­de böyle büyük üstatlara ait parçalar söylenip çalınırken bunlar, başka bir huşu içinde okunur ve dinlenirdi. Bunla­rı okuyan ve dinleyenlerin bir kısmı, kimin eseri olduğunu bilmeden okur ve dinler, yalnız bir üstadın eseri olduğunu anlar, ona göre okuma ve dinleme tavırları alırlardı.

Çalgılı kahvelerde ara sıra divan şairlerinden Ende-