Sayfa:İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri.pdf/29

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Ah Halit büsbütün beni dağladı
Kamayı vurdukça kanım çağladı
Ah ü feryadıma gökler ağladı
Hasret gidiyorum ağlasın Eftan (çocuğunun adı)

Bin üç yüz sekizde vuku-ı kaza
Kanun-i sani tam yirmi bir keza
Elbet gelecektir o ruz-ı ceza
Görülür mahşerde davamız ayan

Fakat bu destan kimindir, yani bunu kim yazmış yahut hangi okuma yazma bilmeyen bir tulumbacı şairi bunu düzmüştür, bilmiyoruz.

Şimdi iki gözü âmâ olan Bahriyeli Ahmet Baba ile yine sonradan gözleri âmâ olan ve eski semai kahvelerinin en maruf simalarından bulunan Karagümrüklü Koltukçu Akif Ağa bu destanın bedesten bekçilerinden Yaylalı Halim Baba tarafından yapılmış olmak ihtimali olduğunu söylüyorlarsa da [1]310 [1894] yılındaki 'Büyük Hareket-i Arz Destanı'nm sahibi Deli Hakkı'nın da olmak ihtimali varmış. Zaten çok hazin olan 'Komiser Hüsamettin'in Destanı'nı ses, eda, tavır itibari ile en hazin söyleyenler arasında Bahriyeli Yusuf Kenan ile Alaşehirli Mehmet, Beygirci Tosun en ileri gelenlerdendir. Hatta bir gece Keçecilerli Ömer Reis'in kahvesinde Yusuf Kenan bu destanı söylerken ellerinde mendil ağlamayan hiç kimse kalmamıştı.

Bu gibi destanlarda ölen daima kabadayı; fakat ağırbaşlı, namuslu, asil, temiz, iyiliği sever, dostlarına karşı fedakâr bir insandır. Onu öldürenler ise korkak, cebin, iki yüzlü, allak [dönek], kalleş, hain, arkadan vurucu bir kahpedir.

Bu destanlardan Zeytinburunlu Konik Mustafa Ça-

61