Sayfa:Üç Eser (Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan, Frankfurt Seyahatnamesi).pdf/13

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış
6
AHMET HAŞİM

bir çehre... Yüzde, alında, ellerde bir sıhhat ve bahar rengi... Muntazam taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar... Bütün zenberekleri çelikten, ince, yumuşak, toplu, gerilmiş, genç ve taze bir uzviyet.

Altı yüz senelik bir devri bir anda ihtiyarlatan adamın çehresi, eski ilâhlarınki gibi, iğrenç yaşın hiç bir izini taşımıyor. Alevden coşkun bir nehir halinde, köhne tarihin bütün enkazını süpüren ve yeni bir âlemin meydana gelmesine yol açan fikirler kaynağı başı, bir yanardağ zirvesi gibi, taşıdığı ateşe kayıtsız, mavi gök altında, sessiz ve gülümseyerek duruyor!

Kendi yarattığı şimşekli bulutlardan, fırtınalar­dan ve etrafına döktüğü feyizli çağlayanlardan ye­gâne müteessir olmayan, meğer onun genç başı imiş!

O günün benim için en büyük nimeti, o efsanevî başı yakından görmem olmuştur.


BİR TEŞHİS

Beş altı seneden beri edebiyatımızın gösterdiği çıplaklık manzarası bütün fikir adamlarını düşündürse yeri var. Okuyup yazmanın halk arasında yayılması ve bundan dolayı okuyucu sayısının çoğal­ması nisbetinde yazı hünerine ârız olan bu soysuz­laşmanın anlaşılmaz sebepleri hakkında hayli şeyler söylendi. Felce uğrayan maalesef yalnız edebiyatımız değildir. Bu bitkinlik rengi, gizli bir hastalığın sa­rılığı gibi, ruh ve hayâlin bütün bahçelerinde yayıl­makta ve bütün yaprakları, yer yer soldurup ku­rutmaktadır. Geçen gün Türk Ocağı’nın bayramında