Bu zorlu tecrübe onları nasıl buldu ve onlar bunu nasıl karşılıyabildiler?
İşte kitabımızın mevzuu budur.
Garip bir tesadüfle bu üç kişi hemen hemen aynı yaştadırlar. Kemal 1881 de, Roosevelt 1882 de, ve Mussolini de 1883 te doğmuşlardır. Üçü de memleketlerini idarede müstesna bir kudret gösterdiler.
Franklin Roosevelt için Kongre'nin bahşettiği ve Yüksek Konseyin 1935 senesi 27 mayısında (Çok geniş) olduğuna ittifakla karar verdiği büyük salâhiyet şimdiye kadar hiç bir Cumhur Başkanına verilmemişti.
Roosevelt için Vis - Preztdanlığa namzetliğinin umumî hayattan büsbütün çekilmesini icab ettirecek gibi olan büyük bir mağlûbiyetle neticelenmesinden az bir zaman sonra ve henüz otuz dokuz yaşında iken hastalanarak kötürüm kalmaktan daha fena bir şey olabilir miydi?
Bu suretle artık ne politik ve ne de fizik sahada bir daha çıkamıyacağı bir cehenneme yuvarlanmış bulunuyordu. Bununla beraber kendisini kurtardı. Bu felâketin ve gün ışığına zafer içinde dönmesinin onu, karanlık uçurumlara doğru inmekte olan yurdunun hizmetinde nasıl yeniden kuvvetlendirdiğini ve silâhlandırdığını göreceğiz. Bununla beraber memleketi bütün bu zorluklardan sıydırken yine moral bir zarara uğramış bulunmaktadır, çünkü 1933 senesi martı Birleşik Amerika Cumhuriyetleri tarihinde kara bir sahifedir.
Kemal ve Mussolini'nin de fizik cihetten korkunç bir şekilde yaralandıkları halde sıhhata ne suretle avdet ettiklerini ve Türkiye ve İtalya'nın