Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/45

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

elâ gözlüm birden şarladı. Hem öyle bir şarlayış ki, birkaç dakika içinde yamaçlardaki daracık hendekler birer çağlayana döndü. Artık beygir de, arabacı da, ben de sırsıklam kesilmiştik. Biraz ilerideki Haznedar çiftliğine sığınmaktan başka çare yoktu. Demin bana,

— Şeker değiliz ya eriyeceğiz! -diyen arabacı artık beygiri çalakamçı sürüyor; genç, dinç hayvan da arabayı alabildiğine koşturuyordu.

Biz, tam Haznedar'a bükülürken yağmurun hızından önünü çok iyi göremeyen hayvanın ayağı bir taşa takıldı ve takılmasıyle birlikte zavallı hayvan oraya kapaklandı.

Şimdi vaziyetimiz çok güçleşmişti. Hayvan, o bardaktan boşanan yağmurun altında o kadar çabaladığı halde kapaklandığı yerden bir türlü kalkamıyor; aşağıya atlayan arabacı, boyama fesinden akan vişne çürüğü renkli sularla yüzü gözü pancar turşusuna batırılmış gibi yerde debelenen hayvancığın kayışlarını sökmeğe çalışıyordu. Şimşekler, gökgürültüleri tam tepemizde gittikçe artıyor, önce sicim gibi başlayan yağmur, gittikçe çamaşır ipi kalınlığını alıyordu.

Vakıâ çiftlik binası ile kahve, olduğumuz yere ancak iki üç dakikalık bir yerdi; fakat, o kadar hızlı bir yağmurun altında arabacı ile beygiri o halde bırakıp oraya doğru koşmayı bir türlü kendime yediremiyordum. Birden, nasıl oldu bilmem, yerde iki dizüstü kapaklanmış olan hayvan, kalksın diye sahibinin sırtına indirdiği birkaç şiddetli kamçı üzerine olanca canını dişine taktı, acı acı kişneyip, kudurmuş

gibi, olduğu yerden fırladı ve fırlar fırlamaz da arabacının elinden dizginleri kurtarıp Vidos köyü ile Davutpaşa kışlası arasındaki bomboş tarlalara doğru ala-

 
47