göreyim! Olmaz mı benim tosun, yiğit, aslan İrfan'cığım? Aslan, aslan da gel sineme yaslan İrfan'cığım!
Artık iki elin kanda da olsa bana çarçabuk bir cevap yaz, dört gözle onu bekliyorum!
Nazlı'dan daha kıymetli gözağrın Çakır Emine cariyeleri»
Emine'nin mektubunu şaşkınlıklar içinde henüz okuyup bitirmiştim ki, akşam geç vakit, karanlıkta çat kapı Etem damladı.
— Hayrola Etem, bu vakit?
— Bak şu gafacığıma|
— Ne var kafacığında?
— Gürmez misin sargıyı?
— Ne sargısı o, başın mı ağrıyor?
— Yardılar başımı be!
— Kim yardı?
— Kim yaracak? O Tornavida hergelesi yardı!
— Sebep?...
— Ne bileyim sebebini? Ben dolaşırdım iki saat öncesi: Topkapı taraflarında belki zatınızı görürüm diye... Bir de baktım bu eşşoğlu uzattı kırılası başını bir meyhaneden, çağırdı beni içeriye... Uzatmıyalım, girdik içeriye... Çöktük bir kenara... Var idi o cenabetin yanında uzunca boylu zayıftan bir de delikanlı!
— Uzunca boylu zayıftan mı?
— Ha ha... Uzunca boylu, zayıftan ya... Haniya gelmiş idi geçen yaz, bir avşamlayın Kazıklıbağa, sizin o sakallı moruk Reha Bey falan filan birlikte de... Sonra, oradan bir şeye kızıp kaçmış mı idi, ne idi!...
— Anladım...
— Te o aksi oğlan da orada idi... Uzatmıya-
