Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/269

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

«Ey benim ruhu revânım kaşı kamanım, dilde nihanım, körpe civanım, dudu dilli İrfanım!

Evvelâ mahsustan selâmlar edip olmübarek gülden nazik hatırı şeriflerinizi sual ederim. Eğerleyim ki siz de bizim tarafımızdan sual buyuracak olursanız elhamdülillâh, yarabbi şükür bizler de cümleten saatta olup sizden gayri bir kederimiz ve Reha Beyden başka da bize babalık eden bir pederimiz yoktur.

Gel gelelim, benim halim çok aynasızdır bugünlerde... Senin ol mah cemalini görmiyeliden beridir yüreğimin yağı eriye eriye tükendi... Benzimde kan, yüreğimde can kalmadı. Hasretli(!) iştiyakınızdan benzim betim sararıp soldu; sonbahardaki Çırpıcı çayırına döndü, geceli gündüzlü:

«Yar ağlamadan didelerim kana boyandı!»

Darılma, gücenme amma, sen ne mefasızmışsın ayol! Adam demez mi ki hiç ben bu kızcağızı yanımdan metruk edip kaçtım, ama, yazık, günah değil mi, bir mektupla olsun, bir kerecik hatırını sorayım, gönlünü alayım! İnan olsun haftalar var ki gecelerin o tatlı uykuları bilem bana haram oldu.

«Ah ne imiş, ne imiş, ne imiş Ateşten gömlek imiş; Gizli sevda çekmesi!»

Ey benim, şehlevendim, şahbazım, ilkbaharım, ilkyazım, dudakları kirazım, İrfancığım!

Bilmiş olsan ki, senin o mah cemalini ne kadar göresim ve yüzümü o pamucuk ellerine süresim geldi. Nah, inan olsun, Râna şahittir; evde, sokakta, her yanda hep senin ismini, cismini sayıklamıyorsam nimet beni çarpsın, iki gözlerim önüme aksın, el ka-

271