O ne ya? Şu üst baştaki pembe evin penceresinden uzanan birkaç kadın başı, geçen alayın üzerine limon sıkıyor ve arada bir, bu sıkılan limonlar dillerle yalanarak alaya karşı tuhaf tuhaf hareketler yapılıyor. Bunu görünce Reha Bey, kulağıma eğildi:
— Bunlar -dedi-, düğün yapanlara karşı kontr parti kalanlar... Onun için şimdi bu alayı çekemiyor ve onlara nisbet vermek için böyle yapıyorlar. Ellerinde, kâh alayın üzerine sıktıkları, kâh kendi dilleri ile yaladıkları bu limonlarla şunu demek istiyorlar:
— Aman, aman, aman... Doğrusu! Bu alayınıza bayıldık... İçimize baygınlık geldi. Beki sizin de gelmiştir. Onun için, biz limonu yalıyoruz ki, bayılmayalım ve sizin üzerinize de sıkıyoruz ki bayılmayasınız...
Reha Beye sordum:
— Sakın bundan yine bir kavga çıkıp alayın tadı bozulmasın?
— İmkânı yok... Onlar şimdi ne yaparlarsa yapsınlar; ötekiler cevap vermezler ki, kavga olsun!
Reha Beyin anlattığına göre kadınların o günkü hamam alayı en aşağı on, on beş liraya (altın para) patlarmış ve cuma sabahı güvey ile birlikte erkeklerin yapacağı hamam alayı da yine şatafat ve masraf cihetinden bundan aşağı kalmazmış...
Akşam, Balat'taki selâtin meyhanelerden birinde kafaları bir hayli çektikten sonra yine Reha Beyle birlikte aynı kahveye geldik.
Bu gece, yatsıdan sonra buradaki berber masa-
