— Karakuş Ayşe de kim?
— Sesi çok güzel bir kadındır.
— Nerede oturur bu kadın?
— Şinci otururlar... -Eli ile Hacıosman bayırı taraflarını göstererek-: Çak (tâ) o yanda!...
— Tarif et, bakayım bana, bu Karakuş Ayşe nasıl kadındır, kıyafeti nasıldır?
— Uzunca boylu, esmerce, elâ gözlü bir kadındır.
Ben kuşkulanarak:
— Sakın bu Karakuş Ayşe'nin bir adı da Nazlı olmasın?
Kadınlar, ikisi birden,
— Nasıl dedin, nasıl dedin, Nazlı mı?
— Evet, Nazlı...
İkisi, manalı manalı birbirlerinin yüzlerine bakıştılar, sonra genci bana sordu:
— Var mıdır çingeneler içinde senin tanıdığın Nazlı adında bir kadın?
— Var ya!...
— Nasıldır o kadın, şinci sen tarif et bakayım bana!
— Uzunca boylu, esmer, elâ gözlü, biraz dalgınca...
— Kimin nesidir bu kadın bakayım, hem sen ne yanda tanıdın o kadını?
— Ben, Etem'in yanında tanıdım!...
Kadın şaşkınlıkla,
— Hangi Etem'in?...
— Topçular'da, Toskaların harmanlarında çalışan Etem'in!...
— Abe sen nereden tanarsın bu gâvur Etem'i?