Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/107

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

yan taraftan yılanın ensesine doğru atıldı; elindeki küçük orağın tersi ile o koskoca mefretin başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti; sonra yine çok çevik bir hareketle orağı sol eline alıp sağ eli ile onun ensesinden yakaladı. Koca yılan, dilini bir karış dışarıya uzatmış, vücudu ile debelenip duruyor ve kuyruğu ile de çingenenin bacaklarını ve baldırlarını kamçılıyordu.

Çingene, baktı ki, bu koca yılanla başa çıkamayacak, iki eli ile birden onun boğazını olanca kuvveti ile sıkmaya başladı. Altımdaki beygir efendisinin bu savaşına karşı dehşetli huysuzlanıyor, boyuna ön ayakları ile yeri tekmeliyor, boyuna kişniyordu. Bu aralık ben birkaç kere beygiri geri çevirip oradan biraz açılmak istedimse de buna bir türlü muvaffak olamadım. Nihayet üç, dört dakikalık zorlu bir boğuşmadan sonra, ne dersiniz, bizim cılız, sıska, korkak çingene, hayvanın boğazını sıka sıka, başına orağın sapı ile vura vura onu kıskıvrak yere sermesin mi?

— Oh, hele şükür mevlâya, zıbartabildik terezi!...

Ben, atın üstünde ve pek bitkin bir halde sordum:

— Ne oldu, öldü mü?

— Ülmedi cenabet... İlle velâkin soluksuz kaldı, bayıldı...

— Aman yine ayılır; bari oldu olacak, orakla kes başını da ölsün!..

— Yok, yaramaz başı kesik yılan bana! Bana lâzımdı zati başı, kuyruğu, her tarafı tastamam büyle büyücenek bir yılan !...

— Sana ne diye lâzımdı böyle bir yılan?...

— Onu biz ilâç yaparız, ilâç!...

— Ne ilâcı?

109