Mizah, Tanrı'dan Bir Armağan mı Yoksa Şeytanın Getirdiği Bir Ceza Yöntemi mi?/Amerikan Kültürel Dokusu İçinde Sosyal Ceza Olarak Negatif Mizah Kullanım Örnekleri

Vikikaynak, özgür kütüphane

Amerikan Kültürel Dokusu İçinde Sosyal Ceza Olarak Negatif Mizah Kullanım Örnekleri:

1846’da, Mormon kilisesi üyeleri, Utah eyaletinde yaşamaya ve çok-eşliliği uygulama ya başladığında, bölge insanları tarafından Mormonların lideri Brigham Young’a ‘Bigamy Young (İki kadınlı Young), Kral Brigham, Wasatch’ın Sultanı, Mormon Boğası, Ensest Aziz, Kudretli Üretken, Kalabalığın Kocası ve Kalabalık Ulusun Babası’ gibi aşağılayıcı lakaplar takılır. Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk stand-up komedyeni olarak kabul edilen Artemus Ward’ın (Charles Farrar Browne 1834-1867), Brigham Young’la ilgili olarak kullandığı “Bilgece değil ama iki yüz … olarak sevdi”, “Utah’taki güzel kızlar genellikle Young’la (gençlerle) evlenir”, “Brigham’ın dini tekil, eşleri çoğul” ve “Utah’ta İki-eşlilik (Bigami), Üç-eşlilik(Trigami) ve Brighami uygulanır” nitelendirmeleri de (Robertson ve Hingston’den aktaran Ziv 1988: 158), negatif mizah aracılığıyla Brigham Young’ın kişiliğinin toplum içinde değersizleştirilmesinin örnekleridir. Negatif mizahın, benlik algısını zedeleyerek kişi ya da grubun toplum içindeki varlığını ve etkisini azaltma işlevi, lider Brigham Young üzerinden Mormon algısını zayıflatmak için kullanılmıştır. Çok eşlilik 1986’da yasa dışı ilan edilip Utah, Birleşik Devletleri’nin 41. eyaleti olduğunda, aşağılama içeren bu negatif mizah örnekleri, etkisini kaybetmeye başlar.

Yeni Dünya’da, New England bölgesinde oluşturulan tavernalar, yerel halkın buluşma, sosyalleşme mekânı olarak esprilerin ve hikâyelerin anlatıldığı yer hâline gelir. Boston’da ilk taverna 1634 yılında açılır. 1700’lerin başında New York yakınlarındaki Bowery’de de birkaç taverna ve tiyatro bulunmaktadır. Tavernalardaki eğlencenin vazgeçilmez içeceği olan romu ithal etmek için 1728’de 25 bin sterlin harcanmasıyla ilgili olarak söylenen “İçkiyi hiç azaltmaz insanlar/ Bir neden var düşünebildiğim/ Ayıklık değil nedeni/ Ama rom yoksa eğer/ Bir ayyaşın ayık kalma korkusu” dörtlüğüyle bölge halkının alkoliklik üzerinden değersizleştirilmeye çalışılması, negatif mizahın kullanıma örnektir. İngiliz askerlerin, Amerikalıları rencide etme amacıyla söyledikleri “Bütün kızlar s… için hazır, kasabaya indiler, bir midilliye bindiler” tekerlemesi, Britanyalıların kendini Amerikalı olarak addeden grupları cinsel içerikli mizahla etnik özelliklerini vurgulayarak kendi Britanyalı kimliklerini güçlendirmenin örneğidir. Amerikan taburlarındaki askerlerin, Britanyalıların fikirlerini ve sözlerini değersizleştirmek için bu tekerlemeyi marş olarak benimsemeleriyle de, tekerleme hicivsel anlamını yitirir. Britanyalı askerler Yorktown’da teslim olduğunda da bu marş çalınır. 1774’te kısmen tasarruf tedbirleri kısmen de dinî itirazlar nedeniyle at yarışları, horoz dövüşü, kumar ve tiyatro gösterileri yasaklanır; ancak, 1787’de ‘Tezat’ oyunu Bostonlu Royall Tyler tarafından New York’ta John Street Tiyatrosu’nda sahnelenir. Sergilenen ilk komedi olarak bu performans, Amerikalı kahramanının sözde erdemlerini yüceltirken bir yandan da aristokratik değerleri alaya almasıyla bölgede büyük bir başarı kazanır (Ziv 1988: 160). Britanyalıların ‘koyu tenli insanları ve köleleri daha az insan’ olarak kabul etmeleri, onları alay objesi olarak görmelerini haklı çıkarıyordu. 1890’ların en popüler esprilerden biri olan bir Çinlinin, San Francisco’da at arabalarının yerini troleybüslerin aldığını gördüğünde “Yok itiş, yok çekiş, jet gibi hep aynı gidiş” örneğinde olduğu gibi…

George Alsop’un 1966’da yayımlanan A Character of the Province of Maryland (Maryland Eyaletinin Bir Karakteri) kitabında New England halkının “Geyik sürüleri bu Maryland eyaletinde Londra’daki aptallar kadar çoklar, tek fark boynuzları! Onlar kadar iyi giyinmiş ve gümüşle kaplı değiller!” (Carruth 1979’dan aktaran Ziv 1988: 161) şeklindeki küçük düşürücü tanımlanması, negatif mizahın sosyal ceza olarak kullanımının bir diğer örneğidir. Etnik mizah perspektifiyle ‘öteki’ olandan alınacak en iyi intikam yöntemi, değersizleştirmektir.

Yıkıcı, tahrip edici özelliği sebebiyle tercih edilen negatif mizahın bir başka örneği de, Birinci Dünya Savaşı’nda Amerikan askerlerinin, Fransız demir yollarında üstünde ‘Hommes (erkek) 40–Chevaux (at) 8’ yazılı vagonları görmeleriyle ilgilidir. Vagonlarla 40 erkek ve 8 at taşınabileceği anlamında yazılan bu söz, askerler tarafından o derece komik bulunur ki, memleketlerine döndüklerinde, bu ana iktibas yaparak eğlenmek amacıyla ‘40 ve 8 Topluluğu’ adıyla bir Amerikan Lejyon bölümü kurarlar (Ziv 1988: 168). Dil kullanımında, sözcüklerin semantik veya fonetik özellikleri ile yanlış anlamalar, yabancı olana karşı üstünlük duygusuyla psikolojik ya da entelektüel tatmin aracı hâline gelir. Dile özgü anlamlandırmalar, toplumsal ve bölgesel kimlikleri vurgulamada, vagon örneğinde olduğu gibi anadil konuşuru için prestije dönüşür.

Jan Brundvand’in The Vanishing Hitchiker: American Urban Legends and Their Meanings (Kaybolan Otopstopçu: Amerikan Şehir Efsaneleri ve Anlamları) ile Paul Dickson ve Joseph Goulden’in There are Allegators in Our Sewer and Other American Credos adlı eserleri 1980’lerde popüler olan kitaplardır. Kitapta, memorat örneği olarak yer alan anlatılardan biri, evinin yakınlarından geçerken parlak siyah bir Cadillac arabanın evinin önünde park etmiş olduğunu gören bir çimento kamyonu şoförüyle ilgilidir. Evinin önünde, Cadillac arabanın yanındaki adamın eşiyle konuştuğunu görünce şoför, kıskançlık krizine girerek öfkeyle, kamyonundaki çimentoyu Cadillac arabanın açık penceresinden içeriye boşaltır. İçine çimento doldurduğu arabayı, eşinin kendisine doğum günü sürprizi yapmak için aldığı hediyesi olduğunu ise, sonradan öğrenir. Arabanın yanındaki adam, galeri çalışanıdır ve satışla ilgili bilgileri anlatmaktadır (Ziv 1988: 171). Süper ego tarafından onaylanmayan dürtülerin sebep olduğu kaygıya karşılık ego, karşısındakine acı ve zarar vererek keyif alma duygusuyla tatmine ulaşır. Negatif mizah aracılığıyla kişi, arabaya zarar verme örneğinde olduğu gibi, intikam zevkini katarsis etkisiyle eyleme dönüştürür.

Güney Ohio’da, iş aramak için Appalachia’dan Ohio’ya yeni taşınan göçmenler de, etnik mizahın malzeme konusu yapılır. Montanalı çocuklar Kuzey Dakotalılarla, Maineli çocuklar Fransız, Kanadalı, Polonyalı, İtalyan ve zencilerle ilgili şakalar yaparlar. Amerikalıların İran’da rehin alındığı 1979 politik kriz de çocukların söze dönüştürdüğü “Eeny, meeny, miney, mo. Catch Khomeini by the toe. If he hollers make him say ‘I surrender U.S.A’ – Ya Şundadır Ya Bunda Humeyni’yi parmağından yakala. Eğer bağırırsa ‘Amerika’ya teslim olu yorum.’ dedirt ona” (Ziv 1988: 171) tekerleme örneğinde olduğu gibi kişiliği aşağılayarak değersizleştirilir ve negatif mizah malzemesi olarak kullanırlar.

Cedar Falls’taki Kuzey Iowa Üniversitesi’nde kampüsün ortasında yükselen görkemli bir çan kulesi bulunur. Yöredeki efsaneye göre ne zaman bir bakire mezun olsa bu kuleden bir tuğla düşer, hem de hiç kırılmadan! Bu içerikteki diğer anlatı da, Birgham Young Üniversitesi’nde aktarılan bir fıkradır. Üniversiteden mezun olan bütün bakirelerin mezuniyet törende yürümesi bir gelenektir. Son mezuniyet töreninde, bakirelerin biri hasta olduğu için, diğeri de yalnız yürümek istemez. Negatif mizahın radikal biçimde kullanıldığı ve mizah malzemesi yapıldığı konulardan biri de eş cinsellerdir. AIDS hastalığının ilk örneklerinin eş cinseller ve Haitililer arasında yaygın olduğunun bilindiği dönemlerde popüler şakalardan biri, bu hastalığa yakalanan Amerikalı gencin, annesine kendisinin bir Haitili olduğuna nasıl inandıracağı konusunda endişelenmesini içeren fıkradır (Ziv 1988: 178). Negatif mizahın uyaran ve uyarılan arasındaki paradoksluğu temelinden hareketle gerçekleştirilen bu örnekte, hedef, zihinde oluşan mesajın yorumlanmasında çelişki oluşturmaktır. Irk, dil, din, tarih gibi dünya üzerinde milletlerin sınırlarını belirleyen unsurları kullanarak ‘biz’ ve ‘öteki’ kavramının oluşturulması, bazı değer, kavram ve anlayışların etkisini zayıflatma amacı taşımaktadır.