Hâb-ı Seherî

Vikikaynak, özgür kütüphane
Hâb-ı Seherî

Süzülmede sarışın bir ziyâ-yı rûh nevâz
Latîf perdelerinden lâtif hâbgehin;
Sanırsın olmada her gûşesinde şa'şa'asâz
Eşîa-i keremi mâderâne bir nigehin,
Sevimli nazraları bir sabî-i bî-günehin!


Bu âşiyân-ı muhabbet, bu hacle-i âmâl
Miyânesinde yatar tâir-i cemâl gibi
Melek-lîkâ, sarışın bir perî-i bî emsâl
Ki bir gögüste uzanmış safâ-yı bâl gibi,
Derin derin uyur âsûde bir hayâl gibi

Alır zilâline rûy-ı hayatperverini
Şakaklarından inen gîsûvân-ı cân perver
Hîcâb-ı çeşminin altında mâî gözlerini
Görüce belli belirsiz gönül kıyas eyler:
Rakîk bir tülün altında mâî sünbüller

Olurdı mirvahazen rûyine ziyâ-yı seher;
Görünce gonce dehânında safvet-i ısbâh.
Gören bu levhâ-i ismetpenâhı zan eyler:
Tutuşmuş el ele gelmiş sepîdedem ervâh
Olur kenâr-ı firâşında zevkyâb-ı revâh!

Bu zevk ile anı elhân-ı bîmidâd uyutur;
Firaş-ı rûhudur en âremîde hissiyât;
Bu hâb içinde dil elbette derdini unutur;
Bu hâb içinde gelir sem'a şüphesiz nagamât;
Nolurdı âh, geçeydi bu hâb içinde hayât!

Vücudunun görünen kısmını nazarlardan
Esirgiyor gibi bir tatlı, sâde reng hayâ
Gelir o yattıgı penbe, hafif bisterden!
Bu penbelik ile arz-ı vücûd ider gûyâ
Revân-ı pâkini i'zâz iden güzel rü'yâ.

Nedir bu nâimenin gördügü güzel rüyâ?
Dü-çeşm-i bestesinin gördügü nedir acaba?
Zaman, zaman niçin olmakat ibtisâm nümâ?
Yumunca çeşmi- dil âşubunı o mihr-i bahâ
Görür mi âşık-ı şeb zindedârını âyâ?

Muhabbetinle senin ey perî-i hâbide!
Sabaha dek gözüme girmez oldı uyku benim!
Seni görince seher vakti hâl-i metsîde
Dedim: uyur mu aceb derd-i kalb-i pür hazinem
Anın gibi eger ola benimde bir sevenim?

Cenâb Şehabeddin