Feleknas Uca'nın Ezidi katliamı üzerine TBMM'de yaptığı 2 Ağustos 2016 tarihli konuşması

Vikikaynak, özgür kütüphane


Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ezidi soykırımı yıldönümü sebebiyle Ezidi kadınların yaşadığı sorunlar üzerine HDP Grubu adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım.

Yarın 3 Ağustos Ezidi katliamının yıl dönümü. Katliamda hayatını kaybeden bütün Ezidileri saygıyla anıyorum. Hâlâ IŞİD’in elinde bulunan kadınların bir an önce özgürlüğüne kavuşmalarını temenni ediyorum. Şengal’de mücadele eden bütün Ezidi savunma güçlerini selamlıyorum.

Ezidiler dinî söylemlerinde önce 72 millet için, sonra kendileri için dua ederler. Dinî inançları gereği şiddeti tamamıyla reddederler. Ancak, sahip oldukları Kürt dili, kültürü, kimliği ve Ezidilik inancı sebebiyle farklı devletler tarafından 73 defa kıyımdan geçirilmişlerdir.

Değerli milletvekilleri, 3 Ağustos 2014’te binlerce Ezidi Şengal’de IŞİD’in soykırımına maruz kaldı. Bu katliamı Ezidiler “73’üncü Ferman” olarak adlandırdı. Bu katliamda binlerce Ezidi öldürüldü, 6 yaşındaki kız çocuklarından 70 yaşındaki kadınlara kadar 5 bin ile 7 bin arasında çocuk ve kadın IŞİD tarafından alıkonuldu. Yüzlerce çocuk, hasta ve yaşlı açlıktan ve susuzluktan öldü. Ezidi çocuklar ailelerinden kaçırılıp IŞİD’in yanına verildi, kendi inançlarından ve toplumundan koparıldı, zorla dinleri değiştirildi. Bunlar Rakka, Musul ve Telafer gibi birçok yerde pazarda satıldı. Bu kıyımla Ezidilerin tarih sahnesinden silinmesi amaçlandı. Hâlâ yaklaşık 3 bin kadın IŞİD’in elinde bulunmaktadır.

Bu katliamdan sonra binlerce Ezidi Diyarbakır, Şanlıurfa, Şırnak, Siirt, Mardin ve Batman’da DBP’li belediyeler tarafından kurulmuş kamplar ile AFAD’a bağlı Midyat ve Nusaybin’de mülteci kamplarına yerleştirildi. Türkiye’de hâlâ herhangi bir yasal statüleri bulunmamaktadır. Bu kamplarda yaptığımız görüşmeler sonucunda kadınların kaygı ve güvensizlik, nefret ve öfke, gece uyumakta zorluk çekme gibi ciddi bir travmayla karşı karşıya olduğunu tespit ettik.

Diğer taraftan, Aralık 2015’te Alman ARD televizyonu Antep’te IŞİD’e bağlı Ezidi kadınlarının satıldığı bürolar olduğunu videolarla kaydetti. Bu iddiaları defalarca dile getirdik, bu konuda İçişleri Bakanlığına önerge verdik. Bakanlığın geçen hafta verdiği bilgiye göre, Antep Savcılığı soruşturma açmış ancak soruşturma hâlen sonuçlanmamıştır.

Değerli milletvekilleri, soykırımdan sonra Ezidi kadınları Şengal’de meclisler kurarak örgütlendiler, IŞİD’e karşı öz savunmalarını gerçekleştirdiler. Biz de bu sebeple, başta Şengal’de kaçırılan Ezidi, Türkmen, Süryani ve Arap kadınlar olmak üzere tüm kadınların özgürlüğünü sağlamak amacıyla Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformunu kurduk. 15 Haziran 2016 tarihinde Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi IŞİD’in Ezidilere yönelik soykırım işlediğini deklare etti.

Saygıdeğer milletvekilleri, Ezidiler bu toprakların kadim halklarındandır. Bu kültürel inanç sadece Kürtlere değil, insanlığa kalmış bir mirastır. Bu nedenle Türkiye Ezidi katliamını soykırım olarak tanımalıdır. Ayrıca, katliam sonrası ülkemize göç etmek zorunda kalan Ezidilerin güven içerisinde yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacak, Ezidi kimliğini ve inancını koruyucu önlem ve tedbirler almalıdır.

Şengal Kadın Meclisi 3 Ağustosun “kadın kırımı ve soykırıma karşı uluslararası eylem günü” olarak kabul edilmesi için çağrıda bulunuyor. Ayrıca katliamda yaşamlarını yitirenleri anmak için, dünyanın her yerinde kadınlar yarın saat on birde sessizlik dakikası yapacaktır. Biz de bütün kadınları bu çağrıya sahip çıkmaya ve eyleme katılmaya davet ediyoruz. Suçlular hesap verene kadar adalet arayışımız devam edecektir. Umuyorum ki mücadelemiz bütün halkların kendi yurtlarında inançlarını özgürce yaşamalarına vesile olur.

Konuşmamı bütün halkların birlikte barış içerisinde yaşamalarını temenni eden bir Ezidi duasıyla bitirmek istiyorum. “[Türkçe olmayan sözcükler]” “Hakk’ın huzuruna geldim. Güzellik ve mutluluğu gördüm. Her şeyin başı birlik ve dayanışma.”

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.