Ergenekon iddianamesi/BÖLÜM V ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 7-ŞÜPHELİ AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR ;
7-ŞÜPHELİ AYŞE ASUMAN ÖZDEMİR ;
a-Emniyet beyanında
[değiştir]", .... Gazi GÜDER' i Mart-2006 yılından beri tanıdığını, kendisinin bilgisayar mühendisi olduğunu, Demokrasi platformu isimli bir grubu yönetiyor olarak bildiğini, kendisinin de bu platforma üyelik istediğini, üyeliği esnasında kendisinden öz geçmiş istediğini, kendisinde öz geçmişini gönderdiğini, kendisinin bu sefer resim istediğini, kendisine uzun zamandır yazar olduğunu, resmini merak ediyorsa yazı yazdığı sitelerden alabileceğini ve bulabileceğini söylediğini, kendisinin resmini bulduğunu, kendisine geri döndüğünü, kendisine "hanımefendi bize sizin şimdiki halinizin resmi lazım, gençlik resminiz değil" dediğini, kendisine hali hazırdaki resmi olduğunu söylediğini, tanışıklıklarının bu şekilde olduğunu, bu görüştüğü konuların hepsinin internet de mailleşerek olduğunu, daha sonra kendisine bir takım yazıları sık, sık göndererek bu yazılar hakkında yorum yazmasını istediğini, bu yazıların konularının ise; Atilla İLHAN vakfının sitesi olan tilahan.net isimli sitede yayınlandığını, yazıların altına yazdığı yorumların bazen hoşuna gittiğini, bazen de tenkit ettiğini, kendisinin de beğenilmek için yorum yazamayacağımı ve kafasının yattığı bir yorumu yazacağını söylediğini, tilahan.net de yazar olma sı ve köşesinin hemen hazırlanacağını söylediğini, kendisinin de kabul etmediğini, bunun üzerine kendisine yine günlük siyasi konular üzerine yazılar göndermeye başladığını, "karıncalar ordusu" diye tilahan.net yayınlanan bir yazısını gönderdiğini, bu yazının ..., Gazi beyin ise bu işin örgütlenerek olacağını, iyi bir örgütlenmeyle bu işin en kısa zamanda başarılacağını söylediğini, kendisinin de bu karıncalar ordusu içinde yer almasını isteğini, kendisinin de "sizler bir başlayın işin rengini bir göreyim" dediğini, ,Gazi GÜDER'in kendisine "sıkıntılarınızı paylaşın, içinizde tutmayın, siz çok değerli bir insansınız, mükemmel bir annesiniz " şeklinde yazılar yazarak kendisini konuşturmak istediğini, kendisine yaşadığı özel hayatını değil, yaşadığı bir takım olayları, dedikodular silsilesini anlattığını, bu yazılar tamamen o dedikodular silsilesinden ibaret olduğunu,
M. O olarak bahsettiği şahsın ise Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu, kendisini hiç tanımadığını, Çanakkale'den arkadaşı Nadide ALTIN'in kendisinden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK 'ü araştırmasını istediğini,
Müdafayı Hukuk dergisinden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinden de bahsettiği bir yazısını almak istediklerini ve basmak istediklerini, kendisinin de kabul ettiğini, daha sonra yazısının çıkıp çıkmadığını merak ettiğini, sonradan kontrol ettiğinde yazının başlığının değiştiğini gördüğünü, yazısına atılan başlıkta Türkan SAYLAN"ı yere vuran bir cümle olduğunu, Mehmet Zerekiya OZTÜRK'ün Ankara'da gözaltından çıktıktan sonra Genel Kurmay Başkanlığının kapısında sarı zarf olayı meydana çıktığını, Atabeyler çetesi adı altında bir takım subay ve ast subayların gözaltına alındığını, bu arada Nadide ALTIN isimli arkadaşının devamlı olarak kendisini arayıp Mehmet Zekeriya OZTÜRK'ün göz altındayken kendilerinin adım verip vermediğini öğren diye tutturduğunu, çünkü Danışytay cinayetinin işlendiği gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Nadide ALTIN ve Sevilay DÜZGÖREN'in Muzaffer TEKİN 'in ofisinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ısrarlarıyla Nadide ALTIN'ın yeni açacağı sigorta Acentesi ofisinin mal sahibi ile kontrat yapmak üzere buluştuklarını, kontrat işlemleri yapılırken, televizyondan Danıştay Cinayet olayı geçince kendi aralarında "vah vah .... " gibi yazıklanma yapıldığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Ankara 'da gözaltın da iken ve çıktıktan sonra basına sızan haberlerde ve kendi verdiği canlı yayınlarda vermiş olduğu röportajlarda ısrarla o gün bir kontrat işlemi için tesadüfen Muzaffer TEKİN 'in ofisinde olduğunu söylediğini, kendisinin gazeteci arkadaşlarını birinden rica ederek gözaltı ifade tutanaklarından bir suret alıp kendisine göndermesini istediğini, arkadaşının basına dağıtılan ifadelerden birinin kopyasını kendisine gönderdiğini, ifadeyi okuduğunu, Nadide ALTIN ile Sevilay DUZGÖREN ifadede olmadığını,
Muzaffer DEMIREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahsın kendisini telefonla aradığını, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan yüzbaşı Murat için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMİREL'in arkadaşları ile kendi aralarında konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için Murat 'ı savunmak amacıyla Kemal KERINÇSIZ'si tutmak istediklerini, Kemal KERİNÇSİZ'i telefon ile aradığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine daha cümlesine başlamadan konuyu kavrayıp "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin" dediğini, daha sonra kendi avukatı olan Şahin ZENGİNAL'i yanına alarak Kemal KERİNÇSİZ'in ofisine gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in "davanın Feytullah GÜLEN'ci bir Savcının elinde olduğunu" söylediğini, "bu işe bakan polislerinde Feytullahcı olduklarını" söylediğini, çocukların tuzağa düşürüldüklerini söylediğini, kendisinin dün gece bir toplantı yaptığını, toplantıda bu davaya bakma kararı aldıklarını, rahatlıkla bu davaya bedava bakabileceğini söylediğini, ısrarla Kemal KERİNÇSİZ'in kendisinden kendisiyle nasıl kontak kurduklarını öğrenmek istediğini, ancak bilgi vermediğini, evine geldikten sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak kemal KERİNÇSİZ ile konuştuğunu,
her şeyi anlattığını, kendisine "yüzbaşı Murat in babası Hikmet beyi arayın ve her şeyi söyleyin" dediğini, kendisine Kemal KERİNÇSİZ'in telefonların dinlendiğini söylediğini anlattığını, kendisine "yüzbaşı Murat.... 'in babası Hikmet beyi ararsam iyi niyetli olduğumu ispatlamış olacağımı ve onların selamını ilettiğimi bu konu hakkında ne kadar çabuk karar verirlerse iyi olacağını söylemesini" söylediğini, Hikmet beyi telefonla arayarak uzun uzun konuştuklarını, kendisine kendi tuttuğu avukattan ayrılmayacağını söylediğini, kendisine oğlu Murat'ın devre arkadaşlarının selamını söylediğini, bu arada telefonunun dinlendiğini anladığını, artık telefon yok mail gönderme var dediğini,
Bu gelişen olayları Gazi GÜDER'e e-mail yolu ile gönderdiğini, ancak bu yaşanan olaylar ile kendisinin Gazi GÜDER'e e-mail göndermesi arasında iki ay süre olduğunu, Gazi GÜDER'e konuyu anlatırken isim vermediğini, kendisiyle bir okurunun kontak kurmuş gibi söylediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ismini M.Ö. olarak yazmasının sebebinin kendisini sevmediğinden dolayı olduğunu, çünkü Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bahsettiği Nadide ALTIN isimli arkadaşıyla sevgili olduklarını, ancak Nadide ALTIN'ın bunun normal bir arkadaşlık olduğunu söylediğini, "Behiç GÜRCIHAN'ın açık istihbarat.com isimli internet sitesinin sahibi olduğunu, kendisiyle sık sık e-mailleştiğini, e-mailleşme konusunun yazmış olduğu yazılarımı göndermesi ile ilgili olduğunu, Nadide ALTIN ile ailesiyle evine oturmaya geldiklerini, Nadide ALTIN ile evde tek kaldıklarında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK hakkında konuşmaya başladıklarını, Nadide ALTIN'ın kendisine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün MİT teşkilatında çalıştığını büyük önemli görevler üstlendiğini söylediğini, Daha sonraki gün Behiç GÜLCİHAN ile buluştuğunu, maksadının ise Nadide ALTIN'ın kendisinden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün evli olup olmadığı, sevgili olup olmadığını Behiç GULCIHAN'dan öğrenmek, bir hanım arkadaşının ricası ile Mehmet Zekeriya ÖZTÛRK hakkında bilgi almak olduğunu, Behiç GÜRCIHAN'ın da kendisine Danıştay olayından başlayarak bilgi vermeye başladığını, Mehmet Zekeriya OZTURK'ün kendisiyle röportaj yapmak istediğini ve ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'in kendi elinde olduğunu bütün iplerin kendi elinde olduğunu Muzaffer TEKİN 'in bittiğini, kendi devrinin başladığını, o yüzden kendisiyle röportaj yapmasını istediğini, böylece ikisinin birden patlama yapacağını söylediğini, ayrıca Behiç GÜRCİHAN'ın) Muzaffer TEKİN 'in nüfus cüzdanının Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'te olduğunu söylediğini, bu sırada Oktay YILDIRIM'ın da orada bulunduğunu, daha sonra Behiç GÜRCİHAN'ın, Mehmet Zekeriya OZTURK'ün Muzaffer TEKİN intihar ettikten sonra kendisini yaralı olarak bulduğunu ve bütün kanallara ve gazetelere cep telefonundan haber verdiğini, reklâmını yapmaya başladığını söylediğini,
Nadide ALTIN ve Sevilay DÜZGÖREN'e giderek nasihat verdiğini,, Mehmet Zekeriya OZTURK'ün kötü bir adam olduğunu, Müjlan isimli bir sevgilisinin olduğunu, her yere sepet gibi onu koluna takıp gittiğini söylediğini,.
Mehmet Zekeriya OZTURK'ün kendisini Nadide ALTIN ve Sevilay DÜZGÖREN'e sorarak araştırdığını öğrendiğinde Gazi GUDER'e "siz eski bir subaysınız etrafınızda bir çok subay vardır, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanırmısınız veya arkadaşlarınız tanırmı" diye ilk defa sorduğunu, Gazi GÜDER'in de "tanımam ama Kuddusi OKKIR tanır" "Mehmet Zekeriya ÖZTURK bana bir terslik yaparsa biz ona gerekli cevabı veririz" şeklinde Gazi GÜDER'den cevap geldiğini, Gazi GÜDER'in ısrarla sorular sormaya başladığını, "Mehmet Zekeriya OZTÜRK sizi neden araştırıyor, ne alakanız var" şeklinde sorular sorduğunu, bu arada iltifat e-mailleri gelmeye başladığını, bu maillerin kendisini "üst Teğmen Nezahat Hanıma" benzeterek başlayan e-mailler olduğunu, karıncalar ordusunda aktif olarak çalışması gerektiğini, herkesi aydınlatacaklarını ve küçük bir örgütlenme ile Türkiye'nin her yerine ulaşıp herkesi aydınlatacaklarını söylediğini, kendisine okunan maillerini içeriğinin bunlar olduğunu,.
Örgütsel içerikli imeiller ile kendi yazdığı mesajların diğer şüphelilerin bilgisayarlarında yer alması ve kod adı kullanmayla alakalı hususlardaki beyanında;
Türkan SAYLAN hakkında yazmış olduğu e-mail daha önce yazmış olduğu e-mailler gibi yaşamış olduğu olayların dedikodusu e-mailer olduğunu,
Kuddusi OKKIR isimli şahsı hayatında bir defa gördüğünü, onun da iki saat olduğunu, bu e-mailleri Gazi GÜDER 'e gönderdiğini, "özeldir aramızda kalsın " dediğini, E-maillerde de bunu ifade ettiğini,
......... kendisine gelen cevabın "ben strateji adamıyım ben stratejileri belirlerim"şeklinde olduğunu, (Gazi GÜDER'le alakalı olarak)
Ayrık Otu hareketinin ne olduğunu bilmediğini, ilk defa duyduğunu,
Telefon dinleme konusunda yazmış olduğu e-mailin Emin ÇOLAŞAN'ın telefon dinleme konusunda yazmış olduğu bir fikir alışverişinden dolayı kaynaklandığını, Gazi GÜDER'e, Istinye'de bulunan ABD Konsolosluğundaki Türk Güvenlik amiri Haşmet SENDAM'ın, eşinin arkadaşı olduğunu, her akşam bir saat eşiyle telefonda konuştuklarını, eşinin olmadığı zaman konuştuğunu, Haşmet SENDAM'a eşiyle küfürlü konuşmalarından dolayı ABD Konsolosluğunun telefonları dinlediğini, bunun da şık olmadığını söylediğini, Haşmet SENDAM'ın da "evet dinleniyor, bu gayet doğaldır, ne o Asuman hanım korkuyor musunuz " dediğini, burada kastettiği dinlemenin bu olduğunu, ikinci yönden dinleme kastının ise yakın tarihte tutuklanan yüzbaşı Murat'ın babası Hikmet bey ile konuşmasından ötürü olduğunu,
Kendisine gösterilen kod isimleri bilmediğini, kod isim kullanmadığını,) Kuddusi OKKIR ile Bir can OGANKUL'un Ulusal köy kütüphaneleri ^grupun da olduğunu bildiğini, Kuddusi OKKIR 'ı bir kez gördüğünü, ve kendisini yaptığı yanlışlardan dolayı ulusal köy kütüphaneleri projesinden attırdığını, Bircan OGANKUL 'u ise daha önce görmediğini, ismi geçen diğer şahısları tanımadığını, Yahoo gruplarında Ergun OZGEN'i isim olarak gördüğünü ama kendisini hiç görmediğini, "
b- Savcılık Beyanında özetle;
[değiştir]Gazi GÜDER ve MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR ile UKKP projesi kapsamında görüştüğünü, bir boşlukta olması sebebi ile Gazi GÜDER' e e-mailleri attığını, lakabı THE MADE saygı duyulan büyük olduğu, bunu da kendine Gazi GÜDER' in verdiğini, karargahta bulunup örgütçü olması ile alakalı yazının da Gazi GÜDER tarafından gönderildiğini, ancak kendisinin cevap vermediğini, e-mailleri de sivil toplum faaliyeti olarak algıladığı için yazdığını, Oktay YILDIRIM' ı tanımadığı halde Oktay YILDIRIM ' ı savunup adil yargılamayı etkilemeye yönelik yazıyı yazmadığını beyan etmiş ise de,
c-Elde edilen deliler
[değiştir]Gazi GÜDER'in bilgisayarlarında bulunan
03-YORUM-GAZİ-GUDER-2006-08-21 isimli dosya içersinde Sevgili Gazi Bey,Başım gözüm üstüne efendim... Sevgilerimle Asuman ile başlayan Asuman hanım aşağıdaki notlar, gerçek dostluğundan zerre kadar şüphe edilemeyecek bir insanın yazdıklarıdır, ile davam eden sizin bence artık önemli ve değerli bir misyonunuz var.
bu misyon bu ülke için çok ama çok önemlidir, buna bir başka anlatımla, sembol olma durumu da diyebiliriz, aynen "fatma seher üsteğmen" gibi... ordu komutanının en önde vuruşması doğru bir yaklaşım değildir, siz cengaver değil, artık KOMUTAN OLMALISINIZ. YANİ, SİZ ARTIK ANA KARARGAHTA OLMALISINIZ.
BİR BAŞKA ANLATIMLA, PLANLAMACI, EĞİTİMCİ, KOORDİNECİ, ÖRGÜTÇÜ VB. GÖREVLERİNİZ YA DA İŞLEVLERİNİZ OLMALI, YA DA DAHA ÖNE ÇIKMALIDIR, ile devam eden, SONUÇ ALABİLMEK VE BİR ŞEYLER YAPTIM DİYEBİLMEK İÇİN DAHA BÜYÜK ÖRGÜTLENME GEREKİR.
(not : bu konuda çalışmalarımız var. ortaya çıkması için daha zaman gerekir.) ile devam eden yazıdaki gibi, günahım kadar bile sevmediğim pamukyan, kör kemal, totoş, babasını inkar eden - ismini reddedenlere
Saldırı niteliğinde yazmanız bence doğru bir strateji olmaz.
A - Onlara prim vermiş olursunuz
B - Taraftar toplamak kadar, düşman kazanmamak da önemlidir.Ayrımcılığa gider. ayrımcılık yapılır mı ? evet, gerekirse yapılır. Ancak, "doğal seleksiyon" yöntemi de göz ardı edilmemelidir. Düşman kazanmaktan korkulur mu ? asla ve kafa hayır.
C - düşmanın birleşmesine yardımcı olmak da bir taktik hatadır. Çünkü karşının elinin güçlenmesine yardımcı olur, peki, o zaman neler yapmalıyız, bu iletiye sığmaz, ayrıca ve ayrıntılı konuşmak gerekir.sürç-i lisan etdikse, ajfola....kalın sağlıcakla, GAZI ile son bulan yazı
03-YORUM-KUDDUSİ-2006-08-20 isimli dosya içersinde Sevgili Gazi, Bu amca her kim bilmem. Ama buna bir cevap hazırlayacağım ve kendi imzam ile göndereceğim. O, Asuman hanımın kapısında kul, köle olacak. Acele etmeyeceğiz. Gelişmelerin olgunlaşmasını bekleyeceğiz. Vatanını seven Türklerin Boynunda "Duygusal ve ucuz kişilik"yaftası hoşdurmuyor...Gerçek milliyetçi, duygularını akıl kılıfında saklayandır. Bunun aksi duruma "Ürmek." denir.Sayın Asuman Planıma bir kez daha hatırlatınız. Yalnız değil...Sevgilerimle, MİLLİ IRGAT (KOD) Kuddusi OKKIR şeklinde yazı olduğu,
AYRIK OTU isimli dosya içersinde Arkadaşlar, Harekâtın Adının "AYRIK OTU HAREKETİ" olmasını öneriyorum ile başlayan KudUısı OKKIR ismi ile son bulan yazı olduğu, GELEN-ASUMAN-AÇİKLAMA isimli dosya içersinde Gazi Bey, Kemal Bey de aynı şeyleri düşünüyor. İle başlayan Telefon dinleme konusuna gelince iyi bildiğim konudur. Hem ev hem de cebim 2 kaynaktan dinlenir.
Bu yüzden lay lay lom muhabbet dışında telefonla bir şey konuşmam. Dinleyen kaynaklardan biri Istinye de ki karargah. Türk güvenlik amiri de teyid etti. Çölaşan dinleyeni sadece emniyette arıyor. Doğru emniyet var ama dinleyip te işine gelene, kullanmak istediklerine servis yapanlardan biri de İstinye. Sevgiler Asuman ile son bulan dosya olduğu,
Bu yazılardan da şüphelinin sadece sıradan yazar arkadaş ilişkisi içerisinde olmaksızın şüpheliler MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR ve Gazi GÜDER le birlikte hiyerarşik yapıya dahil olduğu ve kod adı kullanmaya başladığı,
d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi
[değiştir]Şüpheli Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in bilgisayarında diğer şüphelilerin bilgisayarlarında da bulunan bir çok kişinin özel hayatlarının gizliliğine ilişkin, fişleme şeklinde bilgi notlarının bulunduğu, bu bilgi notlarının uzman bir istihbaratçının üstlerine yazdığı bilgi notları şeklinde olması da şüphelinin hiyerarşik yapıya bilerek dahil olup bu amaç doğrultusunda talimatlara göre hareket ettiği kanaatine varılmıştır.
Atabeyler çetesinde sanık olan Yüzbaşı Murat .... isimli şahıs için tanımadığını beyan ettiği Av. Kemal Kerinçsiz ile görüşüp davasını aldırmaya çalıştığı,
Dosyada mevcut e-mailler, diğer şüpheli beyanları ve Oktay YILDIRIM ile alakalı olarak yazmış olduğu kuwaimilliye.net internet sitesinde yayınlanan "ben satmanı sarımsak tarlasını" başlıklı yazı içeriği göz önüne alındığında "gidip söylesinler seni satan o dostlarına ben satmam sarımsak tarlasını hayali kararlara" diyerek şüphelinin tutuklanması ve gözaltına alınması sürecindeki bilgi ve belgelerin polisler tarafından uydurulmuş belgeler olduğunu belirterek adil yargılamayı etkilemeye çalıştığı,
Ayrıca şüpheli Gazi GÜDER'e bağlı olarak değişik kişiler hakkında topladığı bilgileri istihbarat notu şeklinde e-mail ortamında gönderdiği, bazı konulann da telefonda söylenemeyeceği, ancak yüz yüze gelince görüşüleceğini, çünkü telefonların dinlendiğini belirtmesi, örgütsel konumu gereği THE MADE (Kod) ismini kullanması ve her türlü bilgiyi Gazi GÜDER ve MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR'a ulaştırması hususları göz önüne alındığında,
Şüphelinin ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu, deşifre olmamak için THE MADE (Kod) adını kullandığı, örgütün amaçlan doğrultusunda istihbari çalışmalar yaparak kişisel verileri kaydetme suçlannı işlediği, hiç tanımıyorum dediği Oktay YILDIRIM'ı örgütten aldığı talimatlar doğrultusunda çok eskiden tanıdığı izlenimi veren ve soruşturmanın güvenlik güçlerinin uydurduğu delillerle ve mahkemelerce verilen kararlann hayali kararlar olduğunu aleni olarak yazarak adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu da örgüt adına işlediği anlaşıldığından;
Şüpheli Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in üzerine atılı eylemlerine uyan, TCK' nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 288 ve 135/2-1,43/2. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.