Biga Halk Müziği Kültürü: Kültürel Kaynaşmanın Müzikal Yansıması/Biga Türküleri ve Halk Oyunu Müzikleri

Vikikaynak, özgür kütüphane

Biga Türküleri ve Halk Oyunu Müzikleri


  Biga Türkülerindeki belirgin özelliklerin başında, ülkemizin diğer bölgelerinde olduğu gibi ezgili mâni söyleyiş biçimi gelir. Anonim halk edebiyatının en yaygın nazım şekli olan “mani”, halk şiiri metinlerinin önemli bir kısmını ve diğer manzum ürünlerin çoğunu oluşturması bakımından önemlidir. Mani, yalın bir ifadeyle genelde yedi heceli dört dizeden oluşan “a-a-b-a” şeklinde kafiyelenen bir nazım şeklidir. Genellikle ilk iki dize, asıl anlamı veren son dizelere bir hazırlık yapılmasını sağlayan doldurma dizelerdir. Maniler genellikle 7 heceli olup, 1, 2 ve dördüncü mısraları kendi arasında kafiyeli, 3.’sü ise serbest olan müstakil dörtlüklerdir (Şimşek, 1997:37). Biga türkülerinin en bilinenlerinden biri olarak “Çemberimde Gül Oya” türküsü bu yapıya örnek gösterilebilir (Canbay ve Satır, 2014:90-91).

Çemberimde Gül Oya

Çemberimde Gül Oya
Gülmedim Doya Doya
Dertlere Karıyorum
Günleri Saya Saya

 

Al Beni Kıyamam Seni

 

Pembe Gül İdim Soldum
Ak Güle İbret Oldum
Karşı Karşı Dururken
Yüzüne Hasret Kaldım

 

Al Beni Kıyamam Seni

 

Avlu Dibi Beklerim
Vay Benim Emeklerim
Dümbeği Çala Çala
Yoruldu Bileklerim

 

Al Beni Kıyamam Seni



  Maniler veya ezgili mani okuma geleneği içinde aynı ezgiyi kullanarak dörtlüklerin tamamının veya belirli bir kısmının, değiştirilebildiği de sıkça rastlanan bir durumdur. Halk kültürü ve sözlü gelenek içinde süreklilik gösteren bu olay, bir bakıma bu ürünlerin kişiden kişiye, yöreden yöreye geçişleri sırasında aldığı yeni anlam ve/veya biçim olarak değerlendirilebilir. Alında bir bakıma bu halk kültürü ürünlerinin halkla birlikte yaşadığının-canlılığının da bir kanıtı niteliğindedir. Maniyi ezgili veya ezgisiz seslendiren her kişi (çoğunlukla kadınlar) yaşadıkları yer-zaman ve koşullara göre ve tabiidir ki kendi estetik algı ve beğenilerine göre yeniden yorumlayabilirler. Zaman içinde bu anlayışla evrilerek dönüşen bir geleneğin belirli bir süre sonra başka bir yapıya dönüşmesi veya bölgesel olarak farklılık göstermesi doğaldır. Bu aynı zamanda üzerinde durulan ezgi veya maninin de buna değer olması anlamına gelir. Halk kültürü ürünlerindeki bu derinlikli yapının yıllar boyu devam etmesi halkın bu ürünleri kendi yaşamsal dinamikleriyle oluşturduğu, yaşattığı ve dönüştürdüğünün bir yansımasıdır. Yukarıdaki örnekte görülen “Çemberimde Gül Oya” türküsü özellikle bölge olmak üzere, yurdumuzun birçok yerinde farklı dörtlüklerle icra edilmekte, benzer biçimde aşağıdaki maninin ezgili söylenişinde ilk mısrası olmak üzere yer yer değiştirildiği görülebilir. Derleme kayıtlarında “Şu Biga’nın Düzüne” adı ile yer alan mani, muhtemelen Karabiga’daki seslendirilme şekliyle “Karabiga Düzüne” olarak değiştirilmiştir. Benzer örnekler birçok ezgili mani söyleyiş biçiminde sıkça görülmektedir.

(Karabiga Düzüne) veya (Şu Biga’nın Düzüne)
Harman Olur Mu Yarim
Şu Ayrılık Derdine
Derman Olur Mu Yarim

Mektup Yazmak Yasak Mı
Sırtındaki Kazak mı
Balıkesir Uzak Mı

Mektup Yaz Kara Gözlüm


Susadım Su İsterim
Mavi Boyalı Tastan
İnsan Vaz Geçemiyor
Önce Sevdiği Dosttan


  Başta zeybek olmak üzere güvende, bengi, alay havası ve karşılama türlerinin görülebileceği Biga Yarımadası’ndaki halk müziği kültürü çeşitlilik gösteren yapısıyla oldukça renklidir. Zeybek, belirli bir oyun figürüne bağlı, çalgısal veya sözel biçimlerde icra edilen geleneksel bir müzik türüdür. Zeybek oyunları, açık havada, davul-zurna veya yöresine göre klarnet, bağlama, kadınlarda ise def, darbuka, leğen gibi “dımıdan” sazlarla eşlik edilerek oynanır (Çine, 1994). Biga’nın da içinde yer aldığı Anadolu’nun batı yarısının hemen her yerinde, doğuya gittikçe azalan bir şekilde çeşitli varyantlarıyla zeybek oyunları yaygın biçimde oynanmaktadır. Batı Anadolu’da halk tarafından çalınan ve oynanan oyunlara da “Zeybek Havası” veya “Zeybek Oyunları” denilmektedir (Özbilgin, 2005:69). Yaşanan olayın konusu, oyuncuların kişisel özellikleri ve oyunla gösterdikleri uyum zeybek oyunu ve müziğini etkiler. Müzikal olarak bu türü belirleyen en önemli özellik, zeybeğin dokuz zamanlı usul yapısıdır (Akdoğu, 2003). Biga ve Bayramiç ilçelerinde yaygın olarak ve “Ağır Zeybek” formunda icra edilen 9/2 lik ölçüde

ve Nikriz makamındaki “Karanlıkdere Zeybeği” bu türe örnek olarak gösterilebilir. Bu zeybek, klarnetin özellikle pes perdelerinden çalınarak icra edilir, davul ise tokmak ve çırpı kullanılmaksızın elle çalınır.


  Yandaki karekod bağlantısında Karanlıkdere Zeybeği, doğal icra ortamlarından biri olan düğünde, aynı zamanda kaynak kişisi ve usta bir yerel klarnet icracısı olan Yalçın Kırıkkulak tarafından icra edilmektedir. Davulda Emrullah Katırcı ise elle çalım yerine muhtemelen açık hava icrası düşünülerek tokmak ve çırpı ile zeybeğe eşlik etmektedir. Kaynak kişinin icrasından Coşkun Bağcıoğlu ve Ersin Mirze tarafından derlenerek notaya alınan eser Başta Biga olmak üzere Ezine ve Bayramiç’te de yaygın olarak icra edilmektedir. Karanlıkdere Zeybeği 10.08.1994 tarihinde incelenerek 484 sıra numarası ile TRT Müzik Dairesi Yayınları tarafından Türk Halk Müziği repertuvarına kaydedilmiştir (Canbay ve Satır, 2014:206) “Karşılama” türündeki ezgiler ise, Biga’nın müzik ve oyun kültüründe önemli bir yere sahiptir. hareketli-yürük bir ezgisel seyir özelliği gösteren karşılamalar her ne kadar farklı coğrafyalarda değişik müzikal dinamiklere sahip olsalar da, bu türü belirleyen en önemli öğe dokuz zamanlı usul yapısıdır. Biga yanında Gelibolu Yarımadası, Çanakkale ve bölge genelinde oldukça sık görülen karşılama türündeki oyunlar, kadınlar tarafından eşli olarak iki, dört veya altı kişiyle oynanmaktadır. Kadınlar karşılama oyununu sözlü oynamak istediklerinde söz ve ezgiyi bu anlayışa göre eklemleyerek kullanabilir veya doğaçlama olarak bir üretime girişebilirler (Canbay ve Satır, 2014). Yaygın olarak icra edilen karşılamalardan bazıları ise; “Çemberimde Gül Oya”, “Yatma Yeşil Çimene”, “Zelham” ve “Oynak Sümbülüm” gibi ezgiler ve ezgili oyunlardır.
  “Karşılama” ve türkülerde zeybeklerden farklı bir ritmik karakter söz konusu olup tümünde ve yöreye ait türkülerin önemli bir kısmında iki kesitli (4+5) düzümsel bireşime sahip ve dokuz zamanın içinde sekizlik birim değerin ağır bastığı yapılar görülür. Bölgenin sıklıkla icra edilen halk ezgilerinden “Çemberimde Gül Oya”, “Balıkesir Yolunda”, “Lapseki Çeşmesi” ve “Sıra Sıra Siniler” gibi ezgiler aşağıdaki ritmik yapı doğrultusunda şekillenir (Canbay ve Satır, 2014:41);