Ergenekon iddianamesi/BÖLÜM V ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI İKİNCİ GRUPTAKİ KİŞİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 75-ŞÜPHELİ RECEP GÖKHAN SİPAHİOĞLU

Vikikaynak, özgür kütüphane

75-ŞÜPHELİ RECEP GÖKHAN SİPAHİOĞLU

a) Emniyet ifadesinde;[değiştir]

2005 yılında Kadıköy Hasanpaşa'da Denge Gurup Klima Teknolojileri Araştırma Geliştirme Sanayi adlı Limitet Şirketini kurduğunu, halen Koç Üniversitesinde kurulu olan Nano Teknoloji laboratuarında işletmecilik yaptığını, 2006 yılındaki Çanakkale savaşı kutlamalarına tanımadığı bir kişinin kendisine üzerinde Kuvayı Milliye 1919 logolu ve Mehmet Fikri KARADAĞ Emekli Kurmay Albay yazan kartvizit uzattığını, kendisi vatansever bir kişiliğe sahip olduğundan İstanbul'a döndüğünde Kuvayı Milliye Genel Merkezi'ne gittiğini,derneğin kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında bilgi aldıktan sonra aynı gün ailece üye olduklarını, Derneğin hiçbir toplantısına, gösterisine ya da başka bir faaliyetine katılmadığını, sadece Mayıs 2007 yılında genel başkanın kendisi ile tanışmak istemesi üzerine derneğe giderek Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Kahraman^ ŞAHİN ve Ali KUTLU isimli şahıslar ile tanıştığını, bu tanışmada Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendisinden dernek ile ilgili bir Web sayfası hazırlamasını istediğini ve kendisini bu konuda yetkili kıldığını, bununla ilgili talimatı orda hazır bulunan Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'e verdiğini, alman kararın kayıt defterine kaydedildiğini, ancak Hüseyin GÖRÜM'ün orada bulunmayan yönetim kurulu üyeleri yerine imza attığım,kendisinin bunu yadırgadığım,bu durumu iyice düşündükten sonra, ertesi gün Kuvayı Milliye Derneğine gittiğini ve Hüseyin GÖRÜM ile neden böyle bir yönteme gerek duyduğunu sorduğunu, bunun üzerine Hüseyin GÖRÜM'ün "Kardeşim oradaki isimleri bırak burada Mehmet Fikri KARADAĞ ne derse o olur" dediğini ve kendisini dışarı çıkardığını, bu yüzden görevi kabul etmekten vazgeçtiğini, bu esnada küçük oğlunun kendisine derneğin mutfak bölümündeki bazı şahıslann sigara içine bazı malzemeler sararak içtiklerini söylediğini, bunun üzerine kendisinin mutfak kısmına indiğini ve Kahraman ŞAHİN, Niyazi KIYAK ve isimlerinin bilmediği iki kişinin esrar olduğunu tahmin ettiği bir madde içtiklerini gördüğünü, şahıslann yanlannda içinde ot şeklinde bir şeylerin bulunduğu dört çuvalın olduğunu, bunun üzerine dernek binasını terk ettiğini, aynı gün Mehmet Fikri KARADAĞ'I aradığını ve durumu anlattığını, Mehmet Fikri KARADAĞ'm da, Hüseyin GÖRÜM'e beddua okuyarak "Bu herif bu haltlan yiyor ve yanındakilere de peşkeş çekiyor. Gökhan merak etme seçimden sonra zaten ben seçilemezsem derneğin ödenemeyen giderleri ile zaten kapatacam. Ben kapatma dilekçesi vereceğim" dediğini ve Hüseyin GÖRÜM ile konuşacağını söylediğini, bunun üzerine kendisinin derneğe gittiğini ve orada Hüseyin GÖRÜM ile tartışarak derneği erk ettiğini, Olaydan 7-8 gün sonra Mehmet Fikri KARADAĞ'ın Av. Nevzat ÇETİN ile beraber kendisini iş yerinde ziyaret ettiğini, şahıslann kendi aralannda Ankara' daki bir soruşturmadan bahsettiklerini, aynı gün kendisi ve ailesinin dernekten istifa ettiğini, dernekten istifa ettiği gün Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine "Emir Sultana iyi bak,göz kulak ol" diyerek tehtidvari konuştuğunu, bu tarihten 5-6 gün sonra Kadıköy Altıyol'da arabasında beklerken bir şahsın gelerek kendisini "Koçum sen çok zıpladın Hüseyin GÖRÜM'e, Derneğin hayırlı olsun" diyerek tehdit ettiğini, aynca aynı gün kendisinin bir şahıs tarafından Kadıköy'de darp edildiğini, ancak karakola gidip şikayette bulunmadığını, bu olaydan yaklaşık 10 gün sonra evini ve işyerini Koşuyolu semtine taşıdığını, yeni işyerinin tadilatı esnasında sabah işyerine gittiğinde işyerinin kurşunlanmış olarak gördüğünü, Ümraniye'de ele geçirilen el bombalan hakkında medyadan duyduğu kadarı ile bilgi sahibi olduğunu,

29.07.2007 tarihli Mehmet Fikri KARADAĞ ile yaptığı^ telefon görüşmesi sorulduğunda;Kendisinin o dönemlerde Mehmet Fikri KARADAĞ'a "Babacığım ve komutanım" şeklinde hitap ettiğini, yanında olduğunu söylediği Ertuğrul isimli şahsın Ertuğrul OĞUZ olduğunu, Alparslan isimli şahsın Oğuz ALPARSLAN olduğunu, kendisinin görüşmeyi gerçekleştirdiği esnada Muhasebeci Nalan hanım, Temel ŞİMŞEK, Asım DARGIN, emekli polis memuru Saim, tesisatçı Hasan,oğlu Turhan SİPAHİOĞLU, eşi Sevgi SİPAHİOĞLU ve Ertuğrul OĞUZ'un eşinin de bulunduğu, bu kişiler ile yeni demek kurulması için beraber hareket ettğiğini, görüşmede geçen toplantının yeni kuracakları dernekle ile ilgili olduğu, Yapılan aramalarda el konulan mermiler ile ilgili olarak; mermileri, askerlik sonrası hatıra olarak sakladığını, bu mermileri kullanmış olduğu herhangi bir silahının olmadığını, Ergenekon olarak tanımlanan örgütle hiçbir bağlantısının bulunmadığını, soruşturma kapsamındaki kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ, Kahraman ŞAHİN, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR, Hüseyin GÖRÜM ve Ayşe Ceylan GEÇYOL'u tanıdığını, sorulan diğer şahısları ise tanımadığını beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;[değiştir]

kurulması Kolluk ifadesini tekrar ettiğini, 2006 yılındaki Çanakkale savaşları anmaları sırasında daha önce tanımadığı birisinin kendisine üzerinde Emekli Kurmay Albay ve Kuvayı Milliye Demeği Başkam Mehmet Fikri KARADAĞ yazılı bir kart verip, demeğe katılmasından şeref duyacağını söylediğini, İstanbul'a döndükten sonra demek tüzüğünü inceleyerek eşi Sevgi ve çocukları Turan ile Emir olmak üzere tüm aile olarak demeğe üye olduklarım, daha sonraki günlerde demeğe gittiğinde Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve Ali KUTLU'nun kendisini Mehmet Fikri KARADAĞ' m odasına götürdüklerini,onun da kendisine basında çıkan haberin aksine demekte yasadışı hiçbir iş yapılmadığını söylediğini ve kendisinden demeğin kapanan Internet sitesi yerine yeni bir Internet sitesi hazırlamasını isteyerek bu amaçla yönetim kumlu kararı hazırlanması talimatı verdiğini, Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in bu karan hazırladıklannı,ancak orada hazır bulunmayan üyelerin yerine de kendilerinin imza attıklarmı,kendisinin bunu garipsediğini, daha sonra demeğe gittiğinde bunu Hüseyin GÖRÜM' e sorduğunu, kendisine bunun önemli olmadığını, kararlan Mehmet Fikri KARADAĞ' m verdiğini, onun dediğinin olacağını söyleyerek sertçe çıkıştığını, demeğe bu gidişinde yanında oğlu Emir SİPAHİOĞLU'nun da bulunduğunu, Emir'in tesadüfen demeğin alt katında esrar içen kişiler görerek kendisine söylediğini, bunun üzerine gidip baktığında gerçekten esrar içtiğini tahmin ettiği Kahraman ŞAHİN ve Niyazi KIYAK ile isimlerini bilmediği iki kişi daha gördüğünü,bulunduklan oda da çuval içerisinde esrar olduğunu tahmin ettiğim bir madde gördüğünü, bunu Hüseyin GÖRÜM' e sorduğunu, onun da kendisine esrar içmenin yanlış olmadığını, Kur'anda bunun aksine bir hüküm olmadığını, hatta Peygamberin dahi ot içtiğini söylediğini, kendisinin söylenenleri yadırgadığını ve katılmadığını söyleyerek kızgınlıkla demekten aynldığim,daha sonra bu konuyu demek başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ' a telefonla söylediğini, onun da kendisine buluşmak ve konuşmak için randevu verdiğini, buluştuklarında demekte esrar içildiğini başkalanndan da duyduğunu, Hüseyin GÖRÜM' ün bu işleri yaptığını anlattığını, ancak herhangi bir çözüm önerisi getirmediğini, tüm yaşananlardan sonra Mehmet Fikri KARADAĞ' la Hüseyin GÖRÜM' ün aynı görüşe sahip olduğunu ancak dernek üyesi olan diğer kişilere karşı iyi polis, kötü polis rolünü oynadıkları kanaati edindiğini, daha sonra 2007 senesindeki Genel seçimlerde demek olarak destek verileceğini söyledikleri Kadıköy' den Bağımsız Milletvekili adayı olan Ertuğrul OĞUZ isimli kişi hakkında seçim çalışmalan için demeğe çağnldığmı, yine bu çalışmalar için daha önce bahsettiği yönetim kurulu kararı ile görevlendirildiğinin söylendiğini, ancak bu karann usulüne uygun olmadığnı bildiği için gerek Internet sitesi kurulması gerekse seçim çalışmalan için hiçbir faaliyette bulunmadığını,bundan sonra <( ^—^ . C f?P^\ r

Mehmet Fikri KARADAĞ ve avukat Nevzat ÇETİN'in işyerine geldiklerini,burada aralarında Ankara' daki davaların akıbeti konusunda aralarında konuştuklarmı,avukat Nevzat ÇETİN'in Ümraniye' de yakalanan bombalardan dolayı başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan Muzaffer TEKİN ile Mehmet Fikri KARADAĞ' m resimlerinin gazetelerde çıktığını ve dernek üyesi Hüseyin GÖRÜM' ün Ankara' da gözaltına alındığını söyleyerek bu konuda ne yapacağını sorduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm ise lanet okuyarak zaten dernek binası için tahliye kararı çıktığını, derneği fesedip bir kenara çekileceğini söylediğini ve işyerinden ayrıldıklarmı,bundan sonra kendisinin derneğe giderek istifa ettiğini, kendisi ile birlikte tüm aile fertlerinin de istifa ettiklerini, dernekteki tüm başvuru formları, kimlik fotokopilerini bularak iade aldıklarını, bundan sonra da bu derneğin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda hareket etmediği aksine Atatürkçülüğü bitirmenin önemli bir basamağı olduğu kanaatiyle bağırarak orada bulunanlan da istifaya çağırdığını, daha sonra bu çağrısına uyan Emekli Polis Memuru Saim, Emekli Başçavuş Asim DARGIN ile Temel ŞİMŞEK'in bürosuna gelerek istifa ettiklerini söylediklerini, bunlardan Asım DARÇIN'm derneğin faaliyetleri konusundaki rahatsızlığını ağlayarak anlattığını,kendisinin de Kuvayı Milliye adına başka bir isimle dernek kurabileceklerini söylediğini, bundan sonra dernek merkezine vedalaşmak için gittiğini, orada bulunanlarla vedalaştığmı, bu sırada Hüseyin GÖRÜM'ün de orada olduğunu, kendisine tehdit mahiyetinde oğlu Emir' i kastederek "Emir Sultan' a iyi bak göz kulak ol" dediğini, kendisine tehditlerinden korkmadığını söylediğini, daha sonra da Kadıköy' de arabasının içerisinde bulunduğu sırada tanımadığı birisinin arabaya yaklaşıp belindeki silahı ve kamayı göstererek "koçum sen Hüseyin GÖRÜM' e çok zıpladın" dediğini ve ayrıldığını, bundan etkilenerek tansiyonu çıktığını, hastaneye gittiğini, bu olaylardan etkilenerek evini ve bürosunu taşımaya karar verdiğini, çünkü buraların bilindiğini, ev aradığı sırada da da yine tanımadığı birisinin doğrudan gelerek kendisine kafayla vurduğunu, hiçbir şey söylemeden ayrıldığını, kendisinin bu iki olay konusunda herhangi bir yere müracaat etmediğini,daha sonra Şefik isimli kişinin işyerini kiraladığını, birkaç gün sonra buranın da kurşunlandığını öğrendiğini,mal sahibi ile birlikte gidip Koşuyolu Polis Karakoluna şikayetçi olduklarını, Karakolun işyerinde gerekli incelemeyi yaptığını ve boş kovan bulunduğunu beyan etmiş, Evinde yapılan aramada ele geçen doküman ve CD leri Kuvayı Milliye Derneği içerisindeki ve dernekte çay getirip götüren Ali KUTLU isimli kişinin oğlu Turan'a verdiğini düşündüğünü,bu kişinin konuşma ve tavırlarını beğenmediği için oğlunun bu kişiyle samimiyetini engellemek istediğini, hatta Ali KUTLU 'yu dövdüğünü, dokümanların içeriği konusunda da bilgi sahibi olmadığını, yine evinde yapılan aramada ele geçen dolu mermilerin askerliğinden hatıra olarak getirdiği zimmet dışı olan mermiler olduğunu,bunlara ait bir silah olmadığını, Kendisinin Ben 0555 495 26 47 numaralı telefon hattını kullandığını, tarafına okunan iletişim tespit tutanaklarındaki görüşmelerin kendisi tarafından yapıldığmı,bunlan kimlerle ve ne amaçla yaptığını kolluktaki ifadesinde ayrıntısıyla anlattığı için tekrar etmek istemediğini, Sorulması üzerine ; Seda isimli erkek kişinin soy ismini bilmediğini,kendisini dernek üyesi olarak tanıdığını, Seda'nm bu dernekten istifa ettikten sonra Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in evinde kısa bir süre misafir olarak kaldığını bildiğini,Sede dernekten istifa ettikten sonra İstanbul' da kalacak yeri olmadığı için kendisini eve çağırdığını, birkaç gün Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in evinde kaldığını, daha sonra yol parasını verip kendisini gönderdiğini, Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'in kendisi dernekten istifa ettikten sonra sürekli kendisi ve ailesini arayarak geri döndürmek istediğini, bu kapsamda derneğe gelen giden kişilerden bahsettiğini, görüşmede geçen Paşa'dan kimin kastedildiğini bilmediğini,hatta kim olduğunu öğrenmek için ısrar ettiğini, ancak telefonda olmaz diyerek söylemediğini,daha sonra da yüz yüze kendisiyle görüşmediklerini beyan etmiştir.

c)-Savcılık ek ifadesinde[değiştir]

;

Daha önceki kolluk ve savcılık ifadelerini kabul ettiğini,ek olarak ; Kadıköy Kuvayi Milliye Derneğinde ele geçen bilgisayarlardan elde edilip kendisine gösterilen fotoğraflardan İsmail EKSİK'i tanıdığmı,2007 yılı Temmuz ayındaki genel seçimlerden önce bağımsız milletvekili adaylarım tanıştırma amacı ile genel merkeze çağnldığını,burada Mehmet Fikri KARADAĞ ve ismini hatırlayamadığı diğer bir bağımsız milletvekili adayı bulunduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm bağımsız milletvekili adayı olduğunu söyleyerek diğer adayı da tanıştırdığmı,bu arada Kahraman ŞAHİN'in yanma gelerek Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini odasına çağırdığını söylediğini,Hüseyin GÖRÜM'ün yanında fotoğraftan teşhis ettiği İsmail EKSİK'in kişinin bulunduğunu, Hüseyin GÖRÜM'ün İsmail EKSİK hakkında " bu arkadaş biraz derindir. Bir sıkıntı varsa ulaşırsın yolunu açar, elinden geleni yapar" dediğini, Hüseyin GÖRÜM'e bu kişiyi kendisi ile neden tanıştırdığını sorduğunu, onun ise "oğlum seni Jitemci ile tanıştırıyoruz işte daha ne istiyorsun, bir derdin sıkıntın olursa ara halletsin" dediğini, ancak oğlunun internetten bu kişiyi araştırarak hakkında bir çok iddialar olduğunu, Aytaç GİRAY isimli emekli bir C.savcısı ile birlikte olduklarını ve haklarında birçok iddianın bulunduğunu gördüğünü,tedirgin olduğundan dolayı bu şahsı hiçbir zaman aramadığını ve görüşmediğini, Yukarıda ismini hatırlayamadığını söylediği Kuvayi Milliye Derneğinin ikinci bağımsız milletvekili adayının Ertuğrul OĞUZ olduğunu,bu şahsın seçimlerden bir hafta önce İşçi Partisinden istifa ederek derneğe gelip bağımsız milletvekili adayı olduğunu tesadüfen Kahraman ŞAHİN'in Kuvayi Milliye Derneği merkezindeki odasındaki masasının üzerinde Türkiye İşçi Partisi antetli kağıdı tesadüfen gördüğünde öğrendiğini,bu evrakta " parti üyelerimizden Ertuğrul OĞUZ'un istifasının kabulü " şeklinde bir yazı bulunduğunu, bu konuyu Mehmet Fikri KARADAĞ'a sorduğunu ve hatta kızdığını, onun ise "Gökhan'çığım herkes bir gün dönecek" dediğini, kendisinin ise İşçi Partilileri kastederek, onların Atatürk'ü yok, onları Che'si var, Stalini, Lenin'i var, benim ise Atatürk'üm var dediğini, Ali KUTLU 'yu dernekten tanıdığmı,kendisini 2007 seçimleri yaklaştığı zamanlarda dernekte görmeye başladığım,daha önce görmediğini,kendisine sürekli derinlik ve gizem kazandırmaya çalışan bir kişiliğe sahip olduğunu, Ali KUTLU ve Seda isimli kişinin kendisinin ticari ilişkini bildikleri için iş bağlayabileceklerini, mimarlar, fabrikatörler, işadamları ile tanıştıracaklarını söylediklerini,üç-dört gün Hasanpaşa'daki bürosuna geldiklerini,fakat herhangi bir şeyin gerçekleşmediğini, Ali KUTLU ile dernekte bir kavgaları olduğunu, Ali KUTLU herkesin gözü önünde Genel Kurmay ve bayrağa karşı saygısızlık yaptığım,bu nedenle orada kendisini dövdüğünü,bu kişinin "16 bayrağımız var, şu an onyedincisi var, sende büronda asıyorsun, 18 incisini yapsak ne olur" dediğini, bu sözünü onaltı yıkılan devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'de yıkılıp yerine yenisi kurulsa yeni bayrağımız olsa ne olur şeklinde anladığından aralannda başka konuşma geçmeden kendisine dayak attığmı,bu olayın kendisinin dernekten soğumaya başlamasına neden olduğunu,bir hafta sonra dernekten ayrılmak istediğini dile getirerek, herkesin de ayrılması yönünde telkinde bulunmaya başladığım,hatta bu dernekte üye kalmanın vatan hainliği ile denk düşeceğini dahi yüksek sesle söylemeye başladığını, kavga olayından sonra tedirgin olarak büro ve evini taşıdığını, Ali KUTLU'nun " kendisinin teklifi üzerine Seda isimli kişi ile birlikte yanında işe başladıklan, kendilerine inşaat şantiyelerini denetlemek ve şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak görevi verildiği,çalıştıklan süre içerisinde kendisinin evinde kaldıklan" şeklindeki beyanı sorulması üzerine ; Ali KUTLU'ya öyle bir görev vermediğini, evin de iki gün kaldıklannı, sadece oğlu ile beraber bir gece Yeni Bosna'daki Nisa hastanesi şantiyesinde bir gece kaldıklannı, oraya gitmelerinin sebebinin ise çalışan ekibin başında oğlu ile birlikte kalmak olduğunu,kendilerini maaşlı olarak yanında çalıştırmadığını,kendisinin sadece

kurusıkı silahı olduğunu,onun da emniyet birimlerince yapılan aramada bulunduğunu , başka silahı olmadığını, kimseye silah vermediğini ve almadığını, Ali KUTLU'nun "Seda ile birlikte kendisinin yanında çalıştığı dönemde arkadaşı olan Murat ZELYURT'un da kendileri ile birlikte işten ayrıldığını, aralarında yapmış oldukları konuşmalarda kendilerinin çevreye karşı caydırıcı olmak ve korku vermek için işe alındığını, genelde kendisinin anlaşmazlığa düştüğü yerlere kendilerinin gönderildiğini değerlendirildiklerini, bu yerlerden bazılarının İTÜ uzay uçak bölümü, Hayrunnisa Hastanesi Yenibosna şubesi, Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi olduğunu,hatta bu yerlerden birinin avukatı ile yapmış olduğu tartışma neticesi şahsın Yenibosna'ya geleceğim söyleyerek Murat ZELYURT'a silah verdiği, ayrıca yanında çalıştığı sürede Seda'ya 250 Ytl, Murat'a da 2-3 bin YTL civarında para verdiği" şeklindeki beyanı sorulması üzerine ; kendisinin ismi geçen yerlende işlerinin olduğunu, Ali KUTLU ve yanmdakilerin kendisine iş bulacaklan yerde yapmış olduğu işlerin dosyası ile ilgili bilgileri öğrenmeye çalıştıklannı,ancak neden öğrenmeye çalıştıklannı bilmediğini,kendisinin bu kişileri tehdit amaçlı hiçbir yere göndermediğini, memlekete gideceğini söylediği için Seda'ya 250 Ytl verdiğini,Murat'm da Şırnak'ta öğretmen nişanlısı bulunduğunu,aldıklan eşyalara ait senedi ödeyemedikleri için kendisinden para yardımı istediğini, kendisinin de 800 Ytl verdiğini,hatta nişanlısı ile de telefonda görüştüğünü, Murat ZELYURT'a silah verip kimseyi tehdit ettirmediğini, beyan etmiştir.

d)- Aramalarda elde edilen deliller;[değiştir]

Evinde yapılan aramada; (2) adet 7,62 mm. çaplı fişek, (1) adet 7,65 mm. çaplı boş kovan, (1) adet 5.56 mm. çaplı fişek, (44) adet 7,65mm çaplı dolu fişek, (8) adet 9 mm çaplı dolu fişek, (1) adet Kuvayı Milliye Üsküdar İlçe "34 AD 9945" Plakalı araca ait teşkilat Başkanı Hüseyin Kerim BAYRAKTAROGLU tarafından imzalanmış araç görev kartı, (128) adet Kuvayı Milliye Derneği "Boş" üye başvuru formu, (2) adet Sİ ve S2 ile numaralandmlan CD, (10) adet yaklaşık 50x cm ebadında üzerinde Kuvayı Milliye Kuruluş 1919 yazılı Flamalar, (1) adet şahs tarafından kullanılan büyük K300İ Sony Ericson Model, 35915200-427548-8 İMEİ numaralı cep telefonu ile üzerine takılı 6608020231173 seri numaralı Simplus Kart, (1) adet şahıs tarafından kullanılan BenQ.Siemens JASB1A modal, 351808061544997 İMEİ numaralı cep telefonu ile üzerine takılı 88902860301118702796 012K seri numaralı simplus kart, (2) adet "89902860310038876812S12k", "88902860310044136391112k" seri numaralı Avea kartlar, (1) adet "0316150188533" seri numaralı hazır kart, (16) ade (Yİ -Yİ6) kadar numaralandınlmış CD, (1) adet Bilgisayar Kasası içerisinde bulunan Maxtor Model 30 Gb 2F 030J0310211 seri nolu alman Hard Disk, bulunmuştur. istanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvan Müdürlüğünden aldmlan 24.01.2008 gün ve BLS-2008/1138 sayılı ekspertiz raporunda ; Ele geçirilen dolu mermilerin 6136 S.K. kapsamında bulunduğu belirtilmiştir. Yll nolu CD de: "ERGENEKON SS'LERİ (SCHUTZSTAFFEL) KURMAYA BAŞLADI, SIRADA KAMPLAR VAR!" başlıklı yazı (EKİNDE SUNULDU), "ulusal__guc" isimli içeriğinde "ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ PANELİ 5 Ocak 2002” başlıklı 77 sayfalık word dosyasının bulunduğu, * ...'"■*. ' - ( t

Yİ6 Nolu CD de : Hüseyin BEYAZIT- İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'na ait isimli şahsa ait, 4 Numaralı CD üzerinde yapılan incelemede; "BİLDİRİ.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "BİLDİRİ.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgenin Kuvayı Milliye Derneği'nin kuruluş bildirisi olduğu anlaşılmıştır. Bildiride 'vatanın bütünlüğü ve milletin bölünmezliğinin tehlikede' olduğu, 'Devleti yöneten seçilmiş kişilerin Türk milletinin güvenini yitirmekte' oldukları, 'Hıyaneti Vataniye Kanunu'nun, zamanı geldiğinde, yürürlüğe konulması için çalışılacaktır' gibi ibareler yer aldığı, "devlet.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "devlet.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde belgede ülkeye ihanet edenlerin Kuvayı milliye tarafından ortaya çıkarılıp gereğinin mutlaka yapılacağı belirtilerek 'KUVAYİ MİLLİYE ASLA UNUTMAZ.. ASLA AFFETMEZ!' şeklinde bitirildiği tespit edilmiştir. "kuvayı milliye nedir.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "kuvayı mlliye nedir.doc" isimli mli MSword dosyası incelendiğinde belgedeki logo başlıktan dokümanın Kuvayı Milliye derneğince hazırlandığı, belge içeriğinde 'kuvayı miliye'nin ne olduğu tarihi bilgilerle anlatılmaya çalışıldıktan sonra son bölümde yer alan; 'Günümüzde de, aziz vatan topraklan can düşmanlarımıza pazarlanmakta, kahraman ordumuz, sanki başka bir milletin ordusuymuş gibi, her fırsatta yıpratılmakta, yer altı ve yerüstü milli servetlerimiz yabancılara peşkeş çekilmekte, Cumhuriyet'in bütün maddi ve manevi kazammlan, çılgınca yok edilmeye çalışılmakta, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, gözlerimizin önünde parçalanmaya devam etmekte, velhasıl tarih tekerrür etmektedir.Büyük ATA'mızm Gençliğe Hitabesi'ndeki her şey, mevcut ve gerçekleşmek üzeredir. O halde; Ey Türk'ün asil evlatlan!..Kuvayı Milliye zamanı değil mi?..' cümleleri ile Kurtuluş Savaşımızın başlangıcındaki Kuvvayı Milliye Cemiyetinin oluşumuna zemin hazırlayan şartlann bugünde gerçekleştiği belirtilerek Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşuna anlam yüklenmeye çalışıldığı değerlendirilmektedir.

e)- Telefon görüşmeleri[değiştir]

Tape 3461, 29.07.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle; Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun "babacım iyi akşamlar nasılsınız" dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ'm "eyvallah evlatcığım napıyorsun" dediği, R.Gökhan SİPAHİOGLU'nun "... bizde bi arkadaşlarla yine bu haftaya erteledik bir toplantı yapalım dedik işte sekiz arkadaş geldi" "...hafta içinde bi görüşebilirmiyiz" "...bize bi yol belirleseniz babacım" "benimde size aktancaklanm var oldu babacım", "Kadıköy'deydim işte Ertuğrul bey burada yanımda Alparslan burda" "Abdullah bey burada tamam onlannda selamı var babacım" "yani beraber bir fikrimiz var onu size açmamız lazım babacım" dediği, Mehmet Fikri KARADAĞ'm "gelince görüşürüz kimseyle bişey konuşma" dediği, 06.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Turan SİPAHİOĞLU (telefon görüşmesini Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adma kayıtlı numaradan yapmıştır) arasındaki görüşmede özetle  ; TURAN'in "Komutanım merhaba" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Heee Turan sen misin yavrum" dediği, TURAN'm "Komutanım eee dernekte nolmuş ya" "Kavga mavga çıktı diyolar da" "Emirhan diyo şimdi de dereneğe gidiyorum da ben" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Ne işin var dernekte" dediği, TURAN'm "Babam oradaymış" dediği, M.F.KARADAĞ'm "Baban ne yapıyormuş dernekte" dediği, TURAN'm "Bilmiyorum onlar, onlar iyice sıkı fıkı oldular, benim anlamadığın bir şekilde sıkı fıkı oldular ya" "Babam da onlann kafasında ilerleyen biriymiş" dediği, Tape:54,07.08.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesinde özetle; Gökhan'ın "..Mustafa'ya da dedim, Babayı ara…görüş, ne yapacağımızı ne edeceğimizi,

kendisi bize talimat verecek dedim" "Babacım biz gerçek çekirdek ve 500 kişi şu anda hazır bekliyor" dediği, M.Fikri'nin "Tamam Gökkuşum görüşecez, Perşembe günü saat 12'de orda buluşuyoruz" "Karargahta" "..bütün arkadaşlarla beraber orda buluşuyoruz, onlara haber ver" dediği, Tape:379,07.08.2007 tarihinde Kahraman ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; R.Gökhan'm "Hüseyin abi geldiği zaman ben gelicem kendisiyle başka bir şey konuşacam abi", "Eğer benim onun gözünde bir yerim varsa" , " O konuşmaya başlamadan önce de ona her şeyi göstermek istiyordum öyle bir şey konuşacaktım abi" dediği, Kahraman'm " Gelir ya,niye gelmesin,olmadı alır gelirim ben yani,canm sıkkın mı abi nedir" dediği, R.Gökhan'm "Canım sıkkın değil de", "üstümde çok büyük bir görev var abi" dediği, Kahraman'm " Sen benim ağabeyinsin tamam,onun dışında var ya ben başka bir şey kabul etmiyonum, fark etmez yani biliyor musun sen benim ağabeyinsin yani ölene kadar artık" dediği, Tape:3456, Oğuz Alpaslan Alpaslan ABDÜLKADİR' ile görüşmesinde özetle; R.G.SİPAHİOĞLU' nun "Alparslan ne haber" "20-30 tane şehit" "Belki 500-600 tane yaralı var şuanda" "Hakkari'de" "Ben şuanda ana avrat din iman mail çekiyorum abi herkese" "Genelkurmay gelsin beni de mahkemeye çıkarsın" "Genel Kurmay'da beni mahkemeye çıkartsın bu sefer Genel Kurmay'a da savaş açtım" dediği, O.A.ABDÜLKADİR' in "...Özel Harekatçı bi arkadaş var burda Askerden ayrılma o anlatıyor da bize içler acısı her şey anlatıyor içler acısı içler acısı abi arıyorum ben sindi seni" dediği, Tape:764, 21.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde özetle ; Recep'in "Şu fırının yan camına bak. O yan camı ben deldim." "Mermiyle bak gel gel..." dediği, Oğuz'un "Tamam gördüm ... çakmadılar değil mi abi?" dediği, Recep'in "Yok K... pezevenk onlar." dediği, Tape:765, 22.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde özetle; R.G.SİPAHİOĞLU'nun " .. sonra Seda'lar ne yapacak" dediği, O.Alpaslan'm " ben işte gidicem ondan onra istifamı verip gelicem" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " He onlar ne zaman gidiyorlar gidiyorlar mı" dediği, O.Alpaslan'm " Geldiler işte şeyde Kadıköyde İskinin orda çıkıp buluşucaz onlarla" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Onlar nerde kaldı" dediği, O.Alpaslan'm "Sedalar bende", " Bendeler şimdi kalktılar üstlerini giyiniyorlar onları alıyokayacam abi burda şu dernek işlerini bi faaliyete geçirelim" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun "Neyi" dediği, O.Alpaslan'm "Dernek dernek işlerini dernek", "Konuşalım yapalım bir şeyler" , "Tamam abi geliyor musunuz" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Ben ses çok kötü benim ya berbat ya" dediği, O.Alpaslan'm "Bağırma olsun abi gel öyle", "Varlığın yeter görüntün yeter" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Senle işle alakalı da konuşacağım bir şey var bambaşka bir şey çıktı" dediği, O.Alpaslan'm " Abi işte konuşuruz tabi mitingin sonuna doğru gelin burda buluşalım bir yerde oturup konuşalım bir şeyler yapalım ... varken şey ..." dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Ben kendimi tutamıyorum hiç iyi değilim yani" dediği,O.Alpaslan'm " Tamam abi tamam tamam tamam tamam zorlamıyorum telefonlaşınz abi tamam mı" dediği, R.G.SİPAHİOĞLU'nun " Oldu görüşürüz" dediği, Tape:786,23.10.2007 tarihinde Seda YİVLİ ile görüşmesinde özetle; Bir süre bütün haberlere sansür geldiğiyle ilgili konuştukları, Seda'nm "Başbakanlıktan şerefsiz adi oğlu adi" dediği, R.Gökhan'm da "Artık ne olup bittiğini kimse bilmeyecek" dediği, Seda'nm "İyice hükümet milletin ağzını bağladılar ha ş....ler a..oğlu a..ler" dediği, R.Gökhan'm Alpaslan'ı sorduğu, Seda'nm da yanında olmadığını söylediği, Alpaslan'ın istifa etmesiyle ilgili bir konuyu görüştükleri, ilerleyen görüşmesinde Seda'nm "Tamam oldu .. o zaman Murat'la bi iş var onla onun görüşmesini yapsın" dediği, Tape:788,24.10.2007 tarihinde Seda YİVLİ ile görüşmesinde özetle;R.Gökhan SIPAHİOGLU'nun "Ne haber bazı pürüzler çıktı bu saatte ben. ...Yenibosnadayım"

"Mecidiyeköy'de, Toplantıyı sonlandıracaz" "Siz akşam eve gelsenize" "siz evde bekleyin" "Dur bi dakka Ali'yi veriyorum" dediği, Tape:767 , 27.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Ali KUTLU (Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefondan yapılmıştır) arasındaki görüşmede özetle; O.Alpaslan'm "... yok Seda'lar gelmiyor o zaman bu akşam" dediği, Ali'nin "Bilmiyorum belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beye de çıktı şeyi bekliyor makina gelecek de onu takacaz Turan" , " Şeyi söyleyecem Selim'le görüştün mü Selim'le Selim'le anlarsın sen" dediği, O.Alpaslan'm " He yok daha görüşmedim" dediği, Ali'nin " Öyle kaldı değil mi" , " Sonra yüz yüze görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz yüze görüşünce", " Siktir et takma kafana ya" dediği, O.Alpaslan'm " Tamam tamam tamam takmıyorum zaten bitti gitti" dediği, 31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Murat ZELYURT (Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adma kayıtlı telefondan yapılmıştır) arasındaki görüşmede özetle; Murat'ın "Allaha çok şükür tadımız tuzumuz yok abi", "Gökhan olayını bitiriyoruz tamam mı bitirdik", " Eğer bugün ordaysan bugün akşam geliyoruz tamam mı ya akşam değil belki şimdi de çıkabiliriz de haberin olsun diye aradım tamam mı bugün geliyoruz kesin geliyoruz yani bitirdik tamamen tamam mı" dediği,O.Alpaslan'm "Şey olmadı anlaşamadız ha" dediği, Murat'ın " Sen hiçbir şekilde arama onu tamam mı abi hiçbir şekilde arama", "Tamam mı abi gelince konuşuruz tamam mı" dediği, Tape:770, 31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde özetle; Recep'in "O çocuklar da bizim işin stresini mitresini falan kaldıramadılar." dediği, Oğuz'un "Kimle kavga etmişler abi Turan'la mı" dediği, Recep'in "Yok hayır. Yani genelde herkesin tavırlanndan falan bahsediyorlar. Cenaze var, bu cenazenin kalkması lazım." "Ya cenaze ortadayken ben kimseye pof pof yapabilir misin Alparslan" diyerek Ali ve Seda isimli şahıslar ile yaşadıkları problemlerden bahsettikleri, Tape:773,31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde özetle; O.Alpaslan'm "Merhaba abi aradılar şimdi Vapurdalarmış geliyorlarmış" dediği, R.Gökhan'm "He Alpaslan seni şey aradı mı beni Fikret Karadağ aradı", " senin telefonunu istedi" dediği, O.Alpaslan'm "He Paşa aradı görüştüm komutanımla", " He görüştüm söyleme de bir şey görüştüm onunla görüştüm" dediği, R.Gökhan'm " Ne diyor" dediği, O.Alpaslan'm "Şeyle ilgili ya işte ne yaptın ne ettin böyle bi de su olayı var ya o yarın buluşacaz su olayına bakacaz onlar da geçiyor ya" , " Söyleyecez yani adı geçiyor ama dernekle ilgili bunlar görüşmek istedi yani kısacası bilmiyorum öyle bir şey söyledi ama sen ne yapıyorsun abi" dediği, R.Gökhan'm " Ben de işte ne olacak ne edecek falan gibi bir şeyler söyledim arayınca" dediği, O.Alpaslan'm "Dur mu diyor" dediği, R.Gökhan'm " He" dediği, O.Alpaslan'm " Abi şeyler var şimdi burayı derneğin adını temizlemek için anlıyor musun beni", " Bir takım çalışmalar telefonda konuşmayalım sonra konuşurum seninle" dediği, R.Gökhan'm " Tamam konuşuruz o zaman" dediği, O.Alpaslan'm "Anladın" dediği, R.Gökhan'm " Onu ben de haber aldım da onun için dedim o da dur bakalım dedi tamam komutanım dedim duruyoruz dedim" dediği, Tape:774, 01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile görüşmesinde özetle; Oğuz'un "Ne yapayım, şuanda şey müsait de değilim. Yanımda arkadaşlarım var ama Seda delirmiş vaziyette. Murat hadi ondan biraz daha şeyli. Ne bileyim işte böyle yani. Gittiler geldiler bi akşamleyin bi paşa mı vardı onun yanma gittiler geldiler hani bi adamlar vardı ya ...abi neyse konuşmamız lazım konuşuruz seninle yani" "Müsait değilim anladın mı, Abi yüzyüze görüşmemiz lazım telefonda olmaz." dediği, Recep'in "Niye kızmışlar" "Her şeyi başında herkesle konuştuk Alpaslan" dediği, Oğuz'un "...Biliyorum da ben de sana söyliyim. Normal insanlar değil bunlar. Öbürü 149 tane kelle almış. Tam 149 tane saymış. Bana şeylerini gösteriyor bunlar. Bak ben bunları var ya parmağımda oynatırım derken o anlamda söylemiyorum. Beni sevdikleri için anlıyor musun.Abi hiçbir karşılık beklemeden benimle herşeyi yaparlar. Senin de öyle. Yaklaştılar sana yani, sen de bunlarla aslında çok yani seviyorlar..." Oğuz'un " Hiçbir karşılık beklemeden benle herşeyi yaparlar senide öyle yaklaştılar sana yani sende bunlarla aslında çok yani seviyorlar halende seviyorlar sevmeseler bu kadar kızamazlar zaten anladın mı beni" dediği, Recep'in "Herşeyi söyledim ben bunlara ama dedim herşey kilit üstesinden gelin açın" dediği,Oğuz'un "Abi konuşalım sen akşam gelince buluşalım bu tarafta bir yerde bi beş dakika konuşalım" "İyi Ali'de yanımda zaten" dediği,

01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Sevgi SİPAHİOĞLU arasındaki görüşmede özetle ; Sevgi'nin " Alpaslan bey yer olarak nerdesiniz" dediği, O.Alpaslan'm " Ya şey Aliyle Murat çıktı geliyorlar ben gelmiyorum" dediği, Sevgi'nin " Ne demek Aliyle murat çıktı ben gelmiyorum" dediği, O.Alpaslan'm " Dedim gidin kendi işinizi kendiniz görün dedim" dediği, Sevgi'nin " Ali'yle Murat geliyormuş anlamadım ben bunu ya ben bu işin içinde bir şey anlamadım ya" dediği, O.Alpaslan'm "Ya bunlar burda huzursuz oldular ben de ben dedim ki Gökhan bey gelip konuşayım seninle bunların hepsini yatıştırayım edeyim diye" dediği,Sevgi'nin " Ya neyi yatıştıracaksın yani ben anlamadım konuyu" dediği, O.Alpaslan'm "Ya konuyu ben de bilmiyorum kavga falan etmişsiniz bildiğim kadarıyla" "Alacaklanmız var diyorlar" "Bilmiyorum işte öyle diyorlar çalıştık diyorlar" dediği, Sevgi'nin " Ney 2-3 gün ... yanında durmakla alacaklı mı oldular" dediği, O.Alpaslan'm "İşte geliyorlar konuşuruz tatlıya bağlayın gerek yok onlar da bizden bizim çocuklarımız yani şeyler değiller" dediği,Sevgi'nin " Hayır nedir yani bak bak böyle işten pazarlık ben hiç sevmem sen geliyordun şimdi Murat'la şey geliyor diyorsun bana" dediği, O.Alpaslan'm " Ama şey oldu sen dedin ya onlar arasınlar onlar ...1ar kendi işlerini kendi görsünler, ben dedim ki oğlum kendi işiniz kendiniz görün dedim ben dedim tıkanırsınız ileride problem olursa ben devreye girerim dedim gidin konuşun efendi efendi ne derdiniz varsa anlatın" dediği, Sevgi'nin "Benim yapacağım sadece buna ev tutacaktık kiralarını verecektik eşyalarının taksitini ödeyecektik üstüne üst baş alacaktık oturup iş bulacaklardı oturup iş bulacaklardı bunlar ondan sonra oturup para yiyecekti biz kimseye maaş verecez demedik ki kardeşim" "Ben maaş verecek olsam 2 tane mühendis tutarım oraya 1,1 buçuk milyara zaten maaş veririm nedir bunlar kim yani" dediği, O.Alpaslan'm " Ya olur mu onlar da bizim arkadaşlarımız hepsi dava arkadaşlarımız" dediği, Tape:948,07.11.2007 tarihinde Ali KUTLU ile Emre isimli şahıs arasındaki görüşmede özetle; Ali'nin " Ne diyecektim burda durumlar çok iyi, iyiye gidiyo işte bişey söyleyecektim sana", " Hani Tanker bize Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle, isim verme isim kullanma tamammı onunla görüşecem görüşüyoruzda gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize destek olacaktı, biz aynı zamanda ısıtma soğutma işine girdik kalorifer işine bi Abiyle Yüksek İnşaat Makina Mühendisi, ben aynı zamanda orta olacam hissedar olacam ne diyosun gideyimmi bu adamların ..." dediği, Emre'nin " Ben bilmem Ali ben tanımam etmem adamları ya ben sana ya gir veya girme diye bişey diyebilirmiyim" dediği, Ali'nin "Hayır onlar değil şey değil şey bahsettiğim varya ... hatırladın sen" dediği, Emre'nin " Kim o biraz ipucu ver" dediği, Ali'nin " Ya hani Çerkez Çerkez deyip duruyordu ya sana telefonda, hatırlasana Tanker", "Tanker Tanker, hatırladın mı" dediği, Emre'nin " Ya o adam yolda geçen adamada Çerkez diyo hiç demediği adam yoktu ki onun ya" dediği, Ali'nin " Ya Efsane varya Efsane diyolar hatırlasana" dediği, Emre'nin "Ya şimdi Ali ne garip adamsın sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim dinliyorsa artık kim olduğunu anlamayacak mı" , " Kendi aklınla kararını vereceksin, yani Mersin'de olsan sana yola gösterirdik şunu şöyle yap bunu böyle yap Mersinde üç aşa beş yukarı herkesi tamyoruzda sen gittin büyük adamım dedin sizdende ...büğüyüm dedin gittin İstanbul'a", " Ya sizden de ötekindende büyüğüm alayınızı ikiye üçe katlarım dedin İstanbul'a gittin işte" , Ali'nin " Ben ben biara gelecem uzun uzun konuşuruz tamam ben bu işlerin, içerisine giriyorum" dediği,

Emre'nin "Tamam öyle yapalım", "Ali bak ne diyorum bildiğim konuda ben sana hiç lafımı sakınmam biliyosun" dediği, Ali'nin "...sağol bunu başka ne var neyok bunu daha sonra konuşuruz uzunlamasına ben gir ben girmeyecemde arkadaşlar girecek, benim bağlı olduğum ekibimdeki arkadaşlar" dediği, Emre'nin " Niye az önce ben hissedar olacağım diyodun" dediği, Ali'nin " Efendim o şirkette şirkette şirket bizim şirket onları şey verecek bize ihale, onun grubu inşaat falan üzerine işte" dediği, Emre'nin " Sen harbiden hissedar olacanmı atıyon mu" dediği,Ali'nin " Yo olacam harbiden olacam" , " Az kaldı sana güzel şeyleri çıkartacam ben ... hastaneden falan yani güzel şeyler olacak Emre'cim biraz sabret ben olmazsa haftaya Mersin'e gelecem bi iki gün kalacam orda" , "Geldiğimizde uzun uzun konuşuruz Emre" , "Bu numaradan ara bundan sonra bu numaradan bana ulaşabilirsin" , " Öbürlerini diğerlerini hepsi geçersizdir bundan sonra" dediği, Tape:3457,22.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDULKADİR ile görüşmesinde özetle; R.Gökhan'm Oğuza nerede olduğunu sorduğu, Oğuz'un da Kartalda olduğunu belirttikten sonra, R. Gökhan'ın "Oğlum bir şey söyleyeceğim sana. Ben sana o zaman da söyledim evvelden de söyledim bu Kuvayi Milliye bitti kardeşim." dediği, O. Alpaslan'ın da "Abi bitmeyebilir be." Şeklinde cevap verdiği, R. Gökhan'ın "Nasıl bitmeyebilir" dediği, O. Alpaslan'ın "Sonra konuşuruz telefonlar dinleniyor." dediği, Tape:3458,30.11.2007 tarihinde Şevki YORULMAZ ile görüşmesinde özetle; R.G.SİPAHİOĞLU'nun "Sağolun ben bürodayım buraya kurşun atmışlar Şevki amca" "şimdi ben polis falan çağırdım" "Ve bazı kişilerden de davacı olacağım" "Çünki eşimi falan tehdit etmişler" "Geçen gün sen geldiğinde konuşuruz şevket amca" dediği, 02.12.2007 tarihinde Turhan SİPAHİOĞLU ile Murat ZELYURT arasındaki görüşmede özetle; Murat'ın "Gardaş sen bizim emanetleri, biz sana Temel amcaya mı ver dedik." diye sorduğu, Turhan'ın "Ben ne diyim. Ben babamdan emir alıyorum biliyorsun." dediği, Murat'ın "Ya neyi söyliyim biz siyasi suçlu muyuz. PKK'lı mıyız kardeş. Bizi iyice rezil ettiniz, ayağa ya. Ben oraya bi olay olmuş, ben canımı ortaya koymuşum. Bu insan için olmadıysa bu kadar kötü görmesinin ne alemi var. Temel Amcayı bizi arayıp ta yok kardeşim emanetiniz, ben de gelin alın anlıyon mu, Ne gerek var. Sen bana bi telefon et abi nerdesin, Rıhtımdayım ben seni orda bekliyom. Temel amca beni arıyor Turan bana bıraktı gitti." (Arka Planda X Şahıs : kimlikleri kendine getiriyor buraya getirmiyorlar dediği, Turhan'ın "Dün ne olay olduğunu ben açıkçası anlamadım. Birden çektiniz gittiniz." dediği, Murat'ın "Ya olay olduysa git Emirhan kardeşine sor. Annene sor, hepsini açık biliyo. Annen gözüyle gördü. Emirhan'm üstüne yürüyen annen bizden önce. (Arka Planda X Şahıs : suçluyuz kardeş biz suçluyuz biz tamam boşver) ... Sana bişi söyleyim mi, Bizi ne şerefsiz bilirseniz bilin tamam mı ama bunu bilin ki biz insanı hayatta satmak illegal olaya da girmek, anlıyon mu " "... (Arka Planda X Şahıs : Kimlikleri bize vermeleri lazımdı.) Bizim Ali'nin kimliklerini falan... Biz büroya da gelmiyoz tamam mı, Bunu nasıl ediyosa, Gökhan abi gene bi gelsin Temel amcaya mı bırakır, bize mi bırakır anlıyon mu ", "Biz büroda işimiz yok kardeşim. Şu an yaptığınız olay zaten yanlış bi olay. Bana telefon açıyosun nerdesiniz, buradayız. Sen gidiyosun Temel Amca. Temel beni arıyor ki yav senin eşyaları buraya bıraktı. Bu ne demek ya. Sanki dersin ki ben yani jandarma, istihbarat, MİT benim peşimde, biz katil değilik bişey değilik yav, etimiz butumuz buyuz." ".. .Temel amcaya yarın verin anlıyon mu, kimlikleri de verin gardaş olsun bitsin. Ben babana da söyledim. Senin o olaydan dolayı bana 10 Milyar senet mi diyodu. Bana onun parasını vermesine de gerek yok. Onun parası bir ayı geçmez, iki ayı geçmez onun parası ödenecek anlıyon, ödenecek yani." dediği, Tape:3460,08.12.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDULKADİR ile görüşmesinde özetle; O.Alpaslan'm "Ih ıh içerdeydim abi ya on gündür yoktum"dediği ,R.Gökhan'm "Onur un davası mı"dediği, O.Alpaslan'm "Yok yok onlarla, ilgisi yok abi bu benim kredi kartından dolayı" dediği, R.Gökhan'm " Hayır onurla ilgisi "olsaydı", "Onun ağzına sıçardım çünkü" dediği, O.Alpaslan'm "Yok yok onlarla bir şey yok abi onlar yaklaşamaz bile yanıma

sen bakma", " Bu GBT ye düştüğüm için yoksa normalde yine çıkıyordum telefondan ama aramaya takıldım orada da sorgulandığım için birde kesilmiş şey olduğu için mecburen girdim yoksa hiç ben kimliksiz alıyorum insanları, ya abi Ali aradı Ali ayrılmış galiba sizin ordan", "Niye bunları geri aldın abi oraya", "Şimdi açmışlar bana şey istiyorlar", "sokakta kaldık yatacak yer yatacak yer yatacak yer evde değilim dedim şu anda", "Ayrılırken ayrılırken sokakta bırakmadın üç kişi kaldı benim burada anladın mı beni" dediği, R.Gökhan'm "Yani bende dernekte tanıdım dedim", "Onun için yardımcı olayım dedim ama" dediği, O.Alpaslan'm "Abi bunlar baktım abi burada yayıldılar zaten ev küçük Turhan biliyor evimi şey şey Emirhan biliyor evimi küçük ev", "Hadi önemsemedik naptıysak hep beraber yaptık ettik biraz yanlışları oluyordu ufak ufak ondan sonra da biz ayrılıyoruz dediler çekip gittiler benim bi dediğim yok bi şey yok meğerse senin yanma gelmişler tekrar önemli değilki bu yani benin bilip bilmemem anlıyormusun beni", "Şimdi şey yapıyor işte biz sokakta kaldık dedim ben evde değilim dedim bitti abi şey gitmiş memlekete galiba adı ney", "Seda işte ayrılın dedim napıyorsunuz burada tanıştınız ettiniz yani sanki kırk yıllık arkadaş oldular kader birliği yaparlar ayranları yok hiç kimseye tek tek olsa yeter", "Ali de fos yani Ali'nin yüzüne de söylüyorum ali konuşuyor başka bir bok yok" dediği, R.Gökhan'm "napıyon işler nasıl Sen sen mi yapıcan işleri" dediği, O.Alpaslan'm "Abi ben ben bi bok yaptığım yok derneği aradım dernekten bir sürü evraklar kayıp çaltı şey Ceylan hanım çalmıştı yok etti dernekten evrakları soruşturdum", "Ee çaldı kaybetti ondan sonra bende baskı yaptım bende dedi bende deyince bende mecburum genel sekreter olduğum için gittim", "Suç duyurusunda bulundum onun hakkında anlıyormusun beni", "Baktım ki tamda ertesi gün içeri düştük simidi arıyorum Hüseyin ağabeyle görüştüm şey diyo Ceylanda orda dedim abi niye alıyorsun orda o orda o eee evraklar onun elinde sana mahsus demiş mahsusumu var bu işin ya manyak mıdır nedir bunlar" dediği, R.Gökhan'm "Abicim peki sen manyak mı nedir bunlar diyorsun adam isa da burada Atatürk burada Atatürk'ü göstersem kafayı keserler diyor sen inanıyor musun Atatürk'ün orda olduğuna" dediği, O.Alpaslan'm "Abi ben onun hiçbir şeyine inanmıyorum ben olayı kapattırmaya çalışıyorum" dediği, R.Gökhan'm "Nasıl efendim" dediği,O.Alpaslan'm "Neyse sonra telefon yüz yüze konuşuruz abi" dediği, tespit edilmiştir. f)- Diğer şüpheiliere örgütsel irtibatları; Kahraman ŞAHİN'in 5466478283 olan telefon numarasının kendisine ait cep telefonunda kayıtlı bulunduğu, Kendisine ait 5554898215 telefon numarasının Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in , Kendisine ait 5554952648 telefon numarasının Mehmet Fikri KARADAĞ'm, 5554952647 telefon numarasının Hüseyin GÖRÜM,Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in, 5053043924 telefon numarasının Hüseyin GÖRÜM,Mehmet Fikri KARADAĞ ve Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR'in telefon ve ajandalarında kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir. Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 489 82 15 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme- mesaj alma kayıtlarının kolluk yapılan analizinde; Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ilel2 Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 203 Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 495 26 48 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme- mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde; Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet Fikri KARADAĞ' in kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 535 888 15 14 nolu GSM hattı ile 2 Ayrıca kendisi adına kayıtlı diğer hatları olan 0 537 791 88 53 nolu GSM hattı ile 29 ve 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 1286 kez görüştüğünün tespit edildiği,

Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 495 26 47 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde; Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 107 Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 4 Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 533 275 64 62 nolu GSM hattı ile 2 Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ilel47 Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 18 Bekir ÖZTÜRK' in kullandığı 0 505 451 31 29 nolu GSM hattı ile 3 Ayşe Ceylan GEÇYOL' in kullandığı 0 542 712 00 47 nolu GSM hattı ile 2 Ayrıca kendisi adına kayıtlı diğer hatları olan 0 555 495 26 48 nolu GSM hattı ile 1321 , 0 505 304 39 24 nolu GSM hattı ile 1011 , 0 538 237 28 54 nolu GSM hattı ile 193 , 0 555 857 19 24 nolu GSM hattı ile 134 , 0 537 791 88 53 nolu GSM hattı ile 18 ve 0 555 489 82 15 nolu GSM hattı ile 208 kez görüştüğünün tespit edildiği, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 555 857 19 24 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme- mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde; Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 10 Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 535 888 15 14 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet Fikri KARADAĞ' in kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 9 Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 533 275 64 62 nolu GSM hattı ile 2 Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 134 ve 0 505 304 39 24 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit edildiği, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 505 304 39 24 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme- mesaj alma kayıtlarının kolluk yapılan analizinde; Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 537 878 61 38 nolu GSM hattı ile 6 Oğuz Alparslan ABDULKADİR' in kullandığı 0 533 275 64 62 nolu GSM hattı ile 2 Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 535 888 15 14 nolu GSM hattı ile 24 Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 0 539 655 04 56 nolu GSM hattı ile 6 Alparslan ASLAN' in kullandığı 0 532 671 34 39 nolu GSM hattı ile 1 Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 81 Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 14 Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 537 791 88 53 nolu GSM hattı ile 39 , 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 993 ve 0 555 857 19 24 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit edildiği, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 538 237 28 54 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme- mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde; Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 4 Ayrıca kendisi adına kayıtlı 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 193 kez görüştüğünün tespit edildiği, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun kullanmakta olduğu 0 537 791 88 53 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme- mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde; Kendisi adına kayıtlı 0 555 495 26 48 nolu GSM hattı ile 40 , 0 505 304 39 24 nolu GSM hattı ile 43 ve 0 555 495 26 47 nolu GSM hattı ile 18 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir. "; ' : .,

Şüphelinin Mehmet Fikri KARADAĞ,Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR,Kahraman ŞAHİN, Ali KUTLU ile telefon irtibatının bulunduğu,yukanda yazılı görüşmeleri yaptığı tespit edilmiştir. Şüphelinin Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile bağlantılı olduğu, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde ise Mehmet Fikri KARADAĞ'dan aldığı talimatlara uygun hareket ettiği, örgütün tetikçi kanadında yer alan Seda YİVLİ,Ali KUTLU ve Murat ZELYURT isimli kişileri evinde barındırdığı, bu kişileri ayrıca kendi illgal işleri için kullandığı değerlendirilmiştir. g)- Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Mehmet Fikri KARADAĞ ; Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun derneğe üye olmak için dernek binasına geldiğini, ilk görüşmelerinde kendisini Nano teknolojisiyle uğraşan bir kişi olarak tanıttığını ve bazı projeleri kendisine anlattığını, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin Arge Şube Müdürlüğü görevini verdiklerini beyan etmiştir. Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR; Recep Gökhan SİPAHİOĞLU' nun Kuvayı Milliye Derneğinin ARGE sorumlusu olduğunu ve ailece görüştüklerini, dernekte aynı duygu ve düşünceleri paylaştığı ve inandığı tek insan olduğunu, şahsın (1) adet kurusıkı tabancasının bulunduğunu, bir adet de ruhsatlı olup olmadığını bilmediği küçük bir silahı olduğunu bildiğini, , kendisine 21.10.2007 tarihli telefon görüşmesindeki ; Recep'in "Fırının yan camına bak. O yan camı ben deldim." "Mermiyle bak gel gel..." dediği, kendisininde "Tamam gördüm ... çakmadılar değil mi abi" dediği yine Recebin "Yok K... Pezevenk Onlar" şeklindeki görüşmenin sorulması üzerine ise ; görüşmeyi sonradan hatırladığını, 2007 yaz aylannda kendisi ve oğluyla Recep SİPAHİOĞLU'nun Maltepe/İdealtepede bulunan evine ziyarete gittiklerini, ziyaret sonrası bir fırının karşısında dolmuş beklerken Recep'in kendisine evinin birinci katından telefon ile "Arkandaki yere bak geçen gün oraya ateş ettim. Camı deldim. Onları zaten sevmiyorum kurt p.. .nkler." diye bağırdığını, o geceden yaklaşık 2-3 gün sonra bunu neden yaptığını sorduğunda Recep'in yanlışlıkla oraya ateş ettiğini söylediği, bu konuyu ifadesinde Recep'in başının sıkıntıya girmemesi için söylemediğini, konuyu adli mercilere bildirmediklerini,beyan etmiştir. Ali KUTLU ; Kuvayı Milliye Derneği genel merkezinde denetleme kurulu başkanı olarak çalıştığını, Recep Gökhan SİPANİOĞLU'nu dernekten tanıdığmı,derneğin ARGE departmanının sorumlusu olduğunu, kendisi dernekteki görevinden ayrıldıktan sonra yine dernek üyesi olan Seda YİVLİ isimli arkadaşı ve Murat ZELYURT ile bu kişinin Kadıköy'deki Denge mühendislik isimli şirketinde 4-5 ay çalıştıklarını, kendisinin inşaat teknikeri olarak çalıştığını, şirketteki görevinin bu kişinin inşaat şantiyelerini denetlemek,şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak olduğunu, kendisinin yanında çalıştığı sürede ailesi ile birlikte ikamet ettiği evde kaldıklarını, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun yanından aynlnktan sonra bu kişinin aslında kendilerini çevresine karşı caydırıcı olmak ve korku vermek için işe aldığını değerlendirdiğini,çünkü genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere kendilerini gönderdiğini, bu yerlerden bazılarının İTÜ Uzay Uçak Mühendisliği Bölümü, Hayrünnisa Hastanesi Yenibosna Şubesi,Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Bölümü gibi yerler olduğunu, bu yerlerden birisinin avukatı ile telefonda taştıktan sonra avukatın Yenibosnaya geleceğini söyleyerek Murat ZELYURT'a bir silah verdiğini gördüğünü, bu olaylardan sonra kullanıldığını anlayarak yanından ayrıldığını, beyan etmiştir. Gizli Tanık 17 , şüpheli ve bağlantıda olduğu kişiler hakkındaki ifadesinde aynısı ile ; ALI KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti. Kendisinin VKGB oluşumunun başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından

halkın galayana getirilmesi için özellikle yaktınldığmı bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden duydum. Murat ÇAĞLAR, Ali KUTLU ile birlikte derneğe gelmişti. Dernekte yatıp kalkıyordu. Mersedes marka bir aracı vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde, Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işin MuratÇAĞLAR' a havale ettiğlni,MuratÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendim.MuratÇAGLAR'm Pendik ve Bakırköy de ruhsatsız silahla yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız silahla yakalandığını biliyorum. Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, derneğin ARGE biriminden sorumluydu. Kendisine bu görevi Mehmet Fikri KARADAĞ vermişti. Nano teknoloji ile uğraştığını söylüyordu. Koç üniversitesindeki laboratuan yapmasından kaynaklanan alacağı için ilgili kişiler ile telefonda kavga ettiğini, alacağını tahsil için Kuvayı Milliye Derneğini kullandığını, Kahraman ŞAHIN ile bu için gidip görüşmeler yaptığını biliyorum. Oğuz Alparslan ABDULKADİR, sonradan derneğe geldi. Hırslı bir yapısı vardı. Kısa sürede ilerleyerek yönetim kuruluna girdi. Kendisine dernek binasında oda yaptı. Kadıköy çevresinde emlakçilik yaptığı için çevresindeki kişileri derneğe getirip Kuvayı Milliyeyi, anlatıyor, vatanın elden gittiğini, halkın uyandınlması gerektiğini söylüyordu." şeklinde beyanda bulunmuştur. h)- Hukuki durumunun değerlendirmesi; Şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU 'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu, Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin faaliyetlerinde etkin rol oynadığı, Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yönetilmesine yardımcı olması Ar-Ge sorumlusu olarak görevlendirildiği, örgütün tetikçi kanadında görevli kişilerin profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak kendisine ve örgüte gelir temin ettiği iddia edilmektedir. Şüpheli, kendisine Kuvayı Milliye Derneğinin kapanan web sitesini yapma ve Ar-Ge bölümü sorumluluğu verildiği, ancak buna ilişkin yönetim kurulu kararının Hüseyin GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN tarafından hazır bulunmayan kişilerin yerine de imza atılarak usulsüz şekilde alındığından dolayı bu konuda hiçbir faaliyette bulunmadığım, aynı şekilde dernek olarak destekledikleri bağımsız milletvekili adaylarının seçim çalışmalarında da görevlendirildiğini, bunlardan Ertuğrul OĞUZ'un İşçi Partisinden istifa ettiğini tesadüfen öğrendiğini^ ve bu duruma kızdığını, dernekte esrar içildiğini görerek Mehmet Fikri KARADAĞ'a şikayet ettiğini, bu tür işlere karşı görünmesine karşın süreç içerisinde onun da Hüseyin GÖRÜM ile aynı görüşe sahip olduğunu ancak dernek üyesi olan diğer kişilere karşı iyi polis, kötü polis rolünü oynadıkları kanaati edindiğini, nitekim bu nedenlerden dolayı dernekten istifa ettiğini, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in kendisi dernekten istifa ettikten sonra sürekli kendisi ve ailesini arayarak geri döndürmek istediğini, bu kapsamda derneğe gelen giden kişilerden bahsettiğini, aniden ilişkisini kesemediği için Mehmet Fikri KARADAĞ ile de görüşmeye devam ettiğini, telefon görüşmelerinde geçen Seda isimli kişiyi dernekten tanıdığını, Murat isimli kişiyi tanımadığını,görüşmede geçen "Paşa dan" kimin


kastedildiğini bilmediğini,hatta kim olduğunu öğrenmek için ısrar ettiğini, ancak telefonda olmaz diyerek söylemediğini,daha sonra da yüz yüze kendisiyle görüşmediklerini, kendisinin telefonunu kullanarak görüşme yapan Ali'nin Yenibosna' daki hastane inşaatının laminat parke işini yapan kişi olduğunu,açık kimlik ve adresini bilmediğini, öğrenip bildirebileceğini, görüşme yaptığı Emre isimli kişiyi de tanımadığını,Ali KUTLU'yu dernekten tanıdığını, kendisine sürekli derinlik ve gizem kazandırmaya çalışan bir kişiliğe sahip olduğunu, Ali KUTLU ve Seda isimli kişinin kendisinin ticari ilişkini bildikleri için iş bağlayabileceklerini, mimarlar, fabrikatörler, işadamları ile tanıştıracaklarını söylediklerini,üç-dört gün Hasanpaşa'daki bürosuna geldiklerini,fakat herhangi bir şeyin gerçekleşmediğini,Ali KUTLU'nun aksine beyanlarını kabul etmediğini, 2007 yılında yapılan genel seçimlerden önce Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini İsmail EKSİK ile tanıştırdığını lunduğunu ve bu kişi hakkmda"oğlum seni Jitemci ile tanıştırıyoruz işte daha ne istiyorsun, bir derdin sıkıntın olursa ara halletsin" dediğini, ancak oğlunun internetten bu kişiyi araştırarak hakkında bir çok iddialar olduğunu, Aytaç GİRAY isimli emekli bir C.savcısı ile birlikte olduklarını ve haklarında birçok iddianın bulunduğunu gördüğünü,tedirgin olduğundan dolayı bu şahsı hiçbir zaman aramadığını ve görüşmediğini savunmuştur. İsmail EKSİK'in, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile 2000-2001 yıllarında kardeşi aracılığı ile tanıştığı, bir dönem ticari ortaklıkları bulunduğu, alice tanıştıkları şeklindeki beyanı ve İsmail EKSİK müdafi Av.Ertaç GİRAY'm ibraz ettiği vekaletname,CD ve fotoğrafların incelenmesinden ; Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun 2003 yılında Av.Ertaç GİRAY'a vekalet verdiği, İsmail EKSİK ile Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun 2003 yılında birlikte,yan yana çekilmiş fotoğraf ve görüntülerinin bulunduğu anlaşılmış, bu maddi deliller ile Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun ifadesinin doğru olmadığı, kendisine ait bölümde genişçe izah edilen eylemleri ve özellikle Danıştay saldırısı olayından sonra tespit edilen Muzaffer TEKİN ile olan ilişkisi nedeni ile İsmail EKSİK ve soruşturma konusu eylemler ile bağlantısının kurulamaması amacı ile bu yönde beyanda bulunduğu değerlendirilmiştir. Şüpheli Kuvayı Milliye Derneğince seçim çalışmaları için görevlendirildiğine dair yönetim kurulu karan alındığını, ancak kendisinin bu faaliyetlere katılmadığını beyan etmiş ise de, soruşturma evrakına ekli fotoğraflardan şüphelinin aktif olarak seçim kampanyasına katıldığı anlaşılmaktadır. Şüphelinin yine bu iddianamede Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğundan bahisle nakkmda dava açılan İsmail EKSİK ile bağlantısını inkarmin , kendisi adına kayıtlı telefon hattı ile Danıştay Saldırısı sanığı Alparslan ARSLAN'm telefonu arasında görüşme bulunmasının da dikkate değer bir husus olduğu değerlendirilmiştir. Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerinin şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun savunmasının aksine olarak , Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki illegal yapılanması içerisinde yer aldığını, dernekle ilişkisini kesmediğini, aksine dernek içerisindeki yapılanmada ilerleyen kişi olarak görüldüğü,Mehmet Fikri KARADAĞ ile bağlantısını devam ettirdiğini ve yeni bir oluşum için talimat vermesini beklediğini, dernek içerisindeki illegal yapılanmada kendisine önemli görevler verildiğini, ilgililerinin Kürt olduğunu söylediği bir fırının camına dernek içerisindeki yapılanmanın amaç ve yöntemine uygun şekilde silahla ateş ettiğini, istifa ettikten sonra da dernek faaliyeti olan bir mitinge katıldığını, tanımadığını söylediği Murat ZELYURT ile bağlantısını, bu yapılanmada tetikçi kanadında yer alan Seda YİVLİ,Ali KUTLU ve Murat ZELYURT'u yanında illegal faaliyetleri için bulundurduğunu, bu amaçla Murat ZELYURT'a silah temin ettiğini gösterdiği anlaşılmaktadır. Ali KUTLU ile (Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefondan yapılmıştır) Emre isimli kişi arasındaki 07.11.2007 tarihli telefon görüşmesindeki ; Ali'nin "... Ne diyecektim burda durumlar çok iyi, iyiye gidiyo işte bişey söyleyecektim sana", " Hani Tanker bize Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle, isim verme isim kullanma


tamammı onunla görüşecem görüşüyoruz da gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize destek olacaktı, biz aynı zamanda ısıtma soğutma işine girdik kalorifer işine bi Abiyle Yüksek İnşaat Makina Mühendisi, ben aynı zamanda orta olacam hissedar olacam ne diyosun .. " , devamında başka bir konuya geçerek , Emre'nin "Kim o biraz ipucu ver", Ali'nin " Ya Efsane varya Efsane diyolar hatırlasana" dediği, Emre'nin "Ya şimdi Ali ne garip adamsın sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim dinliyorsa artık kim olduğunu anlamayacak mı" , Ali'nin "...sağol bunu başka ne var neyok bunu daha sonra konuşuruz uzunlamasına ben gir ben girmeyecemde arkadaşlar girecek, benim bağlı olduğum ekibimdeki arkadaşlar" "Bu numaradan ara bundan sonra bu numaradan bana ulaşabilirsin" , " Öbürlerini diğerlerini hepsi geçersizdir bundan sonra" sözlerinden , şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun yanında bulundurduğu ve illegal faaliyetlerinde istihdam ettiği,kendisi adına kayıtlı telefon hattı verdiği Ali KUTLU'nun illegal yapılanma içerisindeki faaliyetlerini gösterdiği anlaşılmaktadır. Ali KUTLU'nun ifadesindeki ; "... kendisi dernekteki görevinden ayrıldıktan sonra yine dernek üyesi olan Seda YİVLİ isimli arkadaşı ve Murat ZELYURT ile bu kişinin Kadıköy'deki Denge mühendislik isimli şirketinde 4-5 ay çalıştıklarını, kendisinin inşaat teknikeri olarak çalıştığım, şirketteki görevinin bu kişinin inşaat şantiyelerini denetlemek,şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak olduğunu, kendisinin yanında^ çalıştığı sürede ailesi ile birlikte ikamet ettiği evde kaldıklarını, Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun yanından ayrılnktan sonra bu kişinin aslında kendilerini çevresine karşı caydırıcı olmak ve korku vermek için işe aldığını değerlendirdiğini,çünkü genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere kendilerini gönderdiğini, bu yerlerden bazılarının İTÜ Uzay Uçak Mühendisliği Bölümü, Hayrünnisa Hastanesi Yenibosna Şubesi,Koç Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Bölümü gibi yerler olduğunu, bu yerlerden birisinin avukatı ile telefonda taştıktan sonra avukatın Yenibosnaya geleceğini söyleyerek Murat ZELYURT'a bir silah verdiğini gördüğünü, bu olaylardan sonra kullanıldığını anlayarak yanından ayrıldığını..." Gizli Tanık 17' nin şüpheli ve bağlantılı olduğu kişiler hakkındaki ifadesinde aynısı ile ; " Ali KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti. Kendisinin VKGB oluşumunun başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından halkın galayana getirilmesi için özellikle yaktırıldığmı bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden duydum. Murat ÇAĞLAR, Ali KUTLU ile birlikte derneğe gelmişti. Dernekte yatıp kalkıyordu. Mersedes marka bir aracı vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde, Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin dediğini duydum. Daha sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işin Murat ÇAĞLAR' a havale ettiğini, Murat ÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendim. Murat ÇAĞLAR'm Pendik ve Bakırköy de ruhsatsız silahla yakalandığını, bundan başka Antalya' da bir yerde 80 adet mermi ve ruhsatsız silahla yakalandığını biliyorum. Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, derneğin ARGE biriminden sorumluydu. Kendisine bu görevi Mehmet Fikri KARADAĞ vermişti. Nano teknoloji ile uğraştığını söylüyordu. Koç üniversitesindeki laboratuarı yapmasından kaynaklanan alacağı için ilgili kişiler ile telefonda kavga ettiğini, alacağım tahsil için Kuvayı Milliye Derneğini kullandığını, Kahraman ŞAHİN ile bu için gidip görüşmeler yaptığını biliyorum." Oğuz Alpaslan ABDULKADİR, sonradan derneğe geldi. Hırslı bir yapısı vardı. Kısa sürede ilerleyerek yönetim kuruluna girdi. Kendisine dernek binasında oda yaptı. Kadıköy çevresinde emlakçilik yaptığı için çevresindeki kişileri derneğe getirip Kuvayı Milliyeyi, anlatıyor, vatanın elden gittiğini, halkın uyandırılma sı gerektiğini söylüyordu"

Şeklindeki beyanları, yukarıda yapılan değerlendirmeyi destekler niteliktedir. Tüm bu açıklamalar ile ; şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" kararı ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür" hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinin Ergenekon Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda derneğin legal faaliyetlerinde görev aldığı, Ar-Ge sorumlusu yapıldığı, ayrıca kendisinin yanma görevlendirilen tetikçi kanadında görevli Ali KUTLU,seda YİVLİ ve Murat ZELYURT isimli şahısların profillerinden de yararlanıp mafya tarzı faaliyetlerde bulunarak kendisine ve örgüte gelir temin ettiği, yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu anlaşıldığından, Şüpheli Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun eylemine uyan; TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir. Ayrıca; Her ne kadar Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR şüphelinin ruhsatlı olup olmadığını bilmediği bir silahı bulunduğunu beyan etmiş ve şüpheli yukarıda yazılı telefon görüşmesinde silah kullanarak bir işyerine ateş ettiğinden bahsetmiş, yine Ali KUTLU şüphelinin Murat ZELYURT'a silah verdiğinden bahsetmiş ve şüphelinin oğlu Turan ile Murat ZELYURT arasında yapılan telefon konuşmasında silahtan bahsedilmiş, evinde de mermiler ele geçmiş ise de, bu silah ele geçmediğinden izinsiz silah bulundurmaktan dolayı sorumlu tutulamayacağı, ancak evinde yapılan aramada ele geçirilen dolu mermiler nedeni ile; TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile 6136 Sayılı Kanunun 13/4 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.