Ergenekon iddianamesi/BÖLÜM V ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI İKİNCİ GRUPTAKİ KİŞİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 36-ŞÜPHELİ SEDAT PEKER

Vikikaynak, özgür kütüphane

36-ŞÜPHELİ SEDAT PEKER

a) Emniyet ifadesinde;[değiştir]

Emniyet ifadesi yok

b) Savcılık ifadesinde;[değiştir]

19.03.2008 günü C.Savcıhkta alınan ifadesinde;

CEL REKLAM üzerine şirketinin olduğunu, aylık 20 milyar TL gelirinin olduğunu, kardeşi ATİLLA PEKER ile ortak olduklarını, 2004 yılının Ekim ayından beri Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Kurup Yönetmekten tutuklu bulunduğunu, 2007 yılı Ocak ayı itibariyle de istanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinden aynı suçlardan 14,5 yıl hapis cezası aldığını, cezasının Yargıtay'da olduğunu henüz kesinleşmediğini,

İlk defa 1988 yılında silahla yaralama suçundan (1) yıl ceza evinde kaldığını, 1998 yılında da çete suçundan (9,5) ay kadar tutuklu kaldığını, ancak o davadan beraat ettiğini, 2002 yılında Tekirdağ F Tipi Cezaevine girdiğini, (6,5) ay tutuklu kaldığını, daha sonra bu dosyadan mahkum olduğunu, 1994 ve 1998 yıllarında askeri heyete girdiğini ve psikolojik nedenlerle çürük raporu verildiğini askerliğini yapmadığını, o tarihten itibaren ticari işleriyle uğraştığını, ERGENEKON yapılanmasını medyadan duyduğunu, bu yapılanma ile herhangi bir alakasının olmadığını, ERGENEKON'da yakalanıp tutuklanan şahıslardan; VELİ KÜÇUK'ü babasının arkadaşı olması sebebi ile tanıdığını, 1992 yıllarından beri zaman zaman görüştüğünü, ALBAYLIK ve PAŞALIK dönemi de dahil hem telefonla hem de yüz yüze görüşmelerinin olduğunu, Kocaeli'nde Alay'a zaman zaman gittiğini, bunun dışında VELİ KÜÇUK'le aralarında herhangi bir ilişkinin olmadığını, çürük raporu almasında VELİ KUÇUK'ün herhangi bir etkisinin bulunmadığını, VELİ KUÇUK'e ayrı bir sempatisinin olduğunu, Veli KUÇUK'ün Devlet hizmetinde bulunmuş, küçük çocuğununda Ermeni ASALA örgütü tarafından da öldürüldüğünü bildiği için kendisine daha fazla saygı duyduğunu, Devlet için çalışan birisi olarak bildiklerini, bu sebeple kendisine saygı duyduklarını, VELİ KÜÇÜK ile aralarnıda, para alış verişi, şirket bazında bir birlikteliğinin bulunmadığını, EMİN CANER YİĞİT'i tanımadığını, arkadaşı BOĞAÇ KAAN MURATHAN ve YENER KESKİN'in tanıdığını, VELİ KÜÇÜK'ün lojmandan çıkarıldığı ve korumasının kaldırıldığı dönemde, kiralık ev bulması için yardımcı olduğunu, ayrıca Veli KÜÇÜK'e yardımcı olması için BOGAÇ KAAN ve birkaç kişiye söylediğini, ancak CANER'i bizzat tanımadığını, geçmiş tarih olduğu için maaş verilip verilmediğini hatırlamadığını, VELİ KÜÇÜK'ün İzmit Alay'da iken altına özel araç tahsis etmediğini, cep telefonlarını ödemediğini, ancak Veli KÜÇÜK'ün öyle bir şey teklif etmiş olsaydı ödeyeceğini, geçmiş tarihli olduğu için tam olarak hatırlamadığını, VELİ PAŞA'nın arkadaşı olduğunu bildiği ve maddi durumu iyi olmayan birine borçlarını ödemesi için, o dönem 75 bin dolar para yardımında bulunduğunu ve bu parayı da şahsın durumu müsait olmadığı için almadığını, MUZAFFER TEKİN'i 1997 yılından buyana, cemiyet ortamlarından tanıdığını, kendisi ile zaman zaman görüştüğünü ancak samimiyetin bulunmadığını, Muzaffer TEKİN'in ofisine gitmediğini,

ERTUGRUL YILMAZ mahalleden çocukluk arkadaşı olduğunu, daha sonraki yıllarda kendisi ile görüşemediğini,Ertuğrul YILMAZ'in cenazesinde kendisinin tutuklu olduğunu ancak cenazeye çelenk gönderdiğini,

Gazeteci TUNCAY GÜNEY'i tanımadığını, kendisini hiç görmediğini, ismini hiç duymadığını, METE YALAZANGİL, GAZİ GÜDER, KUDDUSİ OKKIR'ı tanımadığını, FİKRİ KARADAĞ'I MUZAFFER TEKİN vasıtasıyla tanıdığını, samimiyetinin bulunmadığını, villasına Fikri KARADAĞ'in gelmediğini, geldiyse de hatırlamadığını, 1996 yılında Almanya'ya gittiğini, eşi ve çocuğunun Almanya'da doğduğuğunu, Bulgaristan'a kereste ticareti yapmak amaçlı 1996-1998 yılları arasında gittiğini, VELİ KÜÇÜK'le irtibatlı olduğu dönemde ERGENEKON ve mafyanın yapılanması^ hakkında herhangi bir şey duymadığını, o dönem itibariyle VELİ KUÇUK'ün SAMI HOŞTAN ile tanıştığını bildiğini, ÖMER LÜTFÜ TOPAL ve ABDULLAH ÇATLI'yı tanımadığını, AYHAN ÇARKIN'ı gıyaben tanıdığını, daha sonra 2003 yılında da Antalya'da tanıştıklarını, herhangi bir samimiyetinin bulunmadığını, YAKUPKÜRŞAT YILMAZ'ı 1993 yılında cezaevinde tanıdığını, daha sonra zaman zaman görüştüklerini, herhangi bir ortak işlerinin olmadığını, ZIYA BANDIRMALIOĞLU'nu tanımadığını, Soruldu; 2003-2004 yıllarında memlekette karışıklık çıkarılmasına yönelik bir toplantıya katılmadığını, böyle bir olaydan haberinin olmadığını, GÜLER KÖMÜRCÜ ile tanıştığını, hakkında bir haber yayınladığını, , zaman zaman kendisi ile görüştüğünü, GÜLER KÖMÜRCÜ ile bir toplantıya katılmadığını, VELİ KÜÇÜK te bulunan mafyanın yeniden yapılanması ve tekelde toplanması ile alakalı dokümanlardan haberinin olmadığını, böyle bir faaliyet içinde bulunmadığını, SEMİH TUFAN GÜLALTAY'ı da semtinden tanıdığını, AKINBİRDAL olayından önce ve sonra görüşmüşlüğünün olmadığını, eski yıllardan tanışıklığının bulunduğunu, AYHANPARLAK'ı tanıdığını, ERTUĞRUL'unyakını olduğu için tanıdığını, ancak DOĞUŞ Factroring konusunu bilmediğini, VOLKAN GEZMİŞİ tanıdığını, VELİ KÜÇÜK, EMİN CANER YİĞİT ve MUSTAFA OK'un ailesine maaş gidecek konusunu hatırlamadığını, söylemiş olabileceğini, ancak CANER YİĞİT e maaş gidip gitmediğini hatırlamadığını,

OSMAN YILDIRIM, OSMAN GÜRBÜZ, KOKSAL KARABAYIR 'ı tanımadığını, DREJ ALİ'yi uzaktan tanıdığını, samimiyetinin olmadığını, ZAHİT ALBAY olarak geçen şahsı ZAHİT BİNBAŞI olarak bildiğini, şuanda emekli olduğunu, bir fabrikanın güvenlik müdürü olduğunu, 1423 nolu tapede VELİ KÜÇÜK'ün bir seminer verdiğini, arkadaşlarının öğrenciler gönderdiğini, telefon görüşmesinde bu konuyu görüştüklerini, HAYRETTİN ERTEKİN'i balıkçı ZEKİ S ÖZER vasıtasıyla tanıdığını, kuyumcu olarak bildiğini, ancak telefon konuşmalarında geçen altın tespihleri bu şahsa yaptırmadığını, KÜRŞAT YILMAZ'layaptığı görüşmelerin doğru olduğunu, YILMAZ KATMERCİ nin bir factoring ve fınans şirketinin sahibi olduğunu, bu konuyla alakalı görüştüklerini,

ALİ FEVZİ BİR'i mahalleden tanıdığını, 1117 nolu tapede geçen görüşme içeriğindeki SAMİ ABI ile birlikte yemek yiyelim şeklinde konu konuşulduğunu, ancak içeriğini hatırlamadığını,

HARUN ÇAKIR'ı tanımadığını, niçin REİSİM diye hitap ettiğini bilmediğini, yaptığı görüşmeyi hatırlayamadığını, İletişim tespit tutanakları okundu, sorulduğunda; 04 Eylül 2003 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede polisler hakkında şikayetçi olduğunu, polis yetkilileri hakkında dava açtığını, VELİ ABI ye söylersin demesindeki kastın ise VELİ KÜÇUK'ün de olayı bilmesini istemesinden kaynaklandığını, çünkü Veli KÜÇUK'ün baba dostu olduğunu, 03/08/2004 tarihinde VELİ KÜÇÜK'le yapmış olduğu görüşmeyi kabul ettiğini, Veli KÜÇUK'ün ÜMİT ÖZDAĞ'la yeni bir oluşum yaptıklarını, Erzurum'dan YILMA DURAK'in Yeniçağ gazetesinden HAYRI KÖKLÜ, Ortadoğu gazetesinden ZEKİ SARAÇOĞLU, GÜVEN SAZAK ve MERAL AKŞENER ile görüştüğünü Veli KÜÇUK'ün anlattığım, kendisinin de bu oluşum MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum olursa kamuoyunda yanlış anlaşılabilir şeklinde fikir beyan ettiğini, zaten böyle bir oluşumumun gerçekleşmediğini, VELİ PAŞA ile bu tür şeyleri paylaştıklarını, ÜMİT ÖZDAG'ın MHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığı konusunu bilmediğini, YAVUZ ATAÇ'ı ATİLLA YILDIRIM vasıtasıyla tanıdığını, MİT'te görevli olduğunu, zaman zaman kendisi ile görüştüklerini, son olarak 2003 yılında görüştüklerini, İBRAHİM ŞAHİN'i Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili olması nedeniyle tanıdığını, kendisi ile samimi olduklarını ancak, Susurluk kazasından sonrasında, cezaevine girip çıktığını, daha sonra ibrahim ŞAHIN'in bir kaza yaptığını, ondan sonra görüşmediklerini, saygıdan dolayı bu şahsa abi dediğini, MİLLİ YOL 'u KORKUT EKEN'in başkanlığında kurmayı düşündükleri bir oluşum olarak duyduğunu, 21/07/2004 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede bahsettiği olayın bu konu olduğunu, konuşmada geçen 22 yaşında iken VELİ KÜÇÜK ile KORKUT EKEN'i barıştırma çabalarını YAVUZ ATAÇ'ın da gayret sarfettiği şeklinde anlattığını, VELİ KÜÇÜK'ü baba dostu olmasından dolayı sevdiğini, KORKUT EKEN'i de Emniyet Genel Müdürlüğü Danışmanlığı yaptığı dönemde tanıyıp sevdiğini, YAVUZ ATAÇ'ı da MİT'te görev yaptığı sırada tanıdığını, bu şahısları sevdiği ve küs kalmalarını istemediği için, barıştırma çabaları içinde bulunduğunu,

FERİDUN ÖNCEL'in Şanlıurfa MHP Eski il başkanı olduğunu, 21/07/2004 tarihinde yapmış olduğu görüşmede VELİ PAŞA'nın, KORKUT EKEN'e dikkat et deyip demediğini hatırlamadığını, askerlerin de KORKUT EKEN'e dikkat etmesi hususunda uyardıklarını hatırlamadığını, 21/07/2004 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığım MİLLİ YOL ile ilgili "BUNLAR CAHİL BİRDE TUTARLAR KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR ..." şeklinde görüşmeyi şuanda hatırlamadığını, böyle bir görüşme yapmış olabileceğini,

21/07/2004 tarihinde SAMİ HOŞTAN ile KORKUT EKEN hakkında konuştuğunu hatırladığını, içeriğini hatırlayamadığını, YAVUZ KAYRAL'ı tanıdığını, Fenerbahçe'de yöneticilik yaptığını, Ankara'da mobilya üzerine işyeri olan bir iş adamı olduğunu, 25/07/2004 tarihinde YAVUZKAYRAL ile telefon görüşmesini hatırladığını ancak içeriğini hatırlayamadığını,

HÜSEYİN NALBANTOGLU'nu ATILLA'nın arkadaşı olması nedeniyle tanıdığını, son zamanlarda birkaç yerde adını kullandığı için bu şahsı emniyet şikayet ettiğini,

ATİLLA YILDIRIM'ı Trabzonspor'un eski yöneticisi olması nedeniyle tanıdığını, KELEBEK operasyonundaki telefon görüşmelerinde cezaevinde yatmasına sebep olan aleyhine yaptığı konuşmalardan dolayı bütün ilişkilerini kestiğini, 1173 sayılı tapede AYHAN YILDIRIM ile yaptığı görüşmede, Cumhuriyet gazetesinde çıkan MİLLİ YOLCULARI SEDAT PEKER FİNANSE EDİYOR başlığı altındaki haberde AYHAN ÇARKIN'ın açıklamalarının yer aldığını, daha sonra Alanya'da kendisi ile görüştüklerini, böyle bir açıklama yapmadığını söylediğini, MEHMET FİKRİ KARADAĞh MUZAFFER TEKİN vasıtasıyla tanıdığını, Mehmet fikri KARADAĞ'ın kendisini ziyaret ettiğini söylemesi konusunda, bu konunun doğru olduğunu, 3 yıldır cezaevinde olduğum için bazı şeyleri unuttuğunu, 56 sayılı tapede MEHMET FİKRİ KARADAĞ ile HÜSEYİN NALBANTOGLU arasındaki telefon görüşmesinde kendisinin REİS NASIL İYİ Mİ diye sormasının normal olduğunu, çünkü kendisine arkadaşlarının REİS diye hitap ettiklerini,

ORHAN PAMUK la herhangi bir husumetinin olmadığını, COŞKUN ÇALIK, MUHAMMET YÜCE, AYHAN ÇELİK ve SELİM AKKURT ismindeki şahısları tanımadığını, kesinlikle hiçbir kimseye ORHAN PAMUK'u öldürmeleri halinde cezaevinde sahip çıkacağını, rahat ettireceğini söylemediğini, hiçbir kimseye suikast yapılması yönünde talimat vermediğini,

09/04/2003 tarihinde İFFET isimli şahısla yaptığı görüşmenin doğru olduğunu, manevi kardeşi konumunda olan OLGUN PEKER'in eşinin annesi olduğunu, polislerin kendisine kurmuş olduğu komployu anlatırken daha önce polisler tarafından böyle bir komplo yapılacağını beklediğini anlattığını, TURAN YAZGAN HOCA 'yi tanımadığını, konuşmada geçen AYTÜL, OLGUN'un eşinin kız kardeşi olduğunu, görüşmede geçen ÖZEL BİR GEMİ, ASKERİYEDEN 4 KIŞI konuşmalarını hatırlamadığını,

ALAADDİN ÇAKICTyı 1996-1997 yılından beri, ortak tanıdıkları vasıtasıyla tanıdığını, en son 2003 yılında evine ziyarete gittiğini, orada görüştüklerini, kendisi ile iş ortaklığının bulunmadığını,

SEDAT ŞAHİN'i 1995 yılından beri tanıdığını, fazla bir samimiyetinin olmadığını, cemiyetlerde cenaze törenlerinde karşılaştıklarında selamlaştıklarını,

BURHANETTİN SARAL'ı da cemiyetlerden tanıdığını, fazla bir samimiyetinin olmadığını, AYVAZKORKMAZ'ı tanımadığını,

RAMAZAN ÖZARSLAN'ı tanımadığını, ERDAL KARA'yı bir defa cemiyette gördüğünü, fazla bir samimiyetinin olmadığını, SONER ŞENGÜLLER'i tanımadığını,

HALUK KIRCI'yı hatırladığı kadarıyla 1998 yılında Bayrampaşa cezaevinde tutuklu olduğu sırada tanıdığını, daha sonra görüşmediklerini,

OKTAY YILDIRIM, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK, MEHMET ÖZTÜRK, MAHMUT ÖZTÜRK, SEVGİ ERENEROL, KEMAL KERİNÇSİZ, HÜSEYİN GÖRÜM, İHSAN GÖKTAŞ, AYDIN YÜKSEK, MUZAFFER ŞENOCAK, ERGÜNPOYRAZ, EMİN GÜRSES, VEDAT YENERER, HABİP ÜMİT SAYIN, ABDULLAH ARAPOĞULLARI, SATILMIŞ BALKAŞ ve diğer şahısları tanımadığını,

Soruldu; ERGENEKON örgütü ile ilgi ve alakasının bulunmadığını, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan dolayı halen Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza infaz Kurumunda tutuklu olduğunu beyan etmiştir.

d) Telefon görüşmeleri;[değiştir]

SEDAT PEKER ORGANİZE SUÇLARLA MÜCADELE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNCE TESPİT EDİLEN TAPELER Tape 1417 06.02.2004 tarihinde Mecnun OTYAKMAZ ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "Tamam ordan çıkınca yetişirsin. Veli Paşaya bir emanet yollayacaktım da. Bu vakıf işi için Veli Paşayı arayayım, bahsedeyim. Birde Veli Paşa bir konferansa katılacak sen Veli Paşayla görüş konferansa kalabalık bir grup yaparsm. Dinlemeye giderken böyle öğrenci gençlerde olursa da olur. Git Veli Paşayla da şey yaparsm şimdi ben söyleyeyim ona." "Şimdi telefonunu veriyorum. Sen yaz. Veli Paşayı birazdan sen ara ben arayıp görüşecem. Veli Paşayla konuşursun..." dediği ve 537 350 99 88 numaralı telefonu verdikten sonra "Sen kalabalık bir grup yap. Böyle genç arkadaşlardan. Konferansı dinlemeye kalabalık geçersin." dediği,

Tape :001083 29.02.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Paşam sesimi duyabiliyor musunuz?" "Reisimiz görüşecekti efendim." dediği ve telefon Sedat PEKER'e verdiği, Veli'inin "Sedat'ım merhaba" dedikten sonra hal hatır sorduklan, daha sonra Veli'nin "Bugün bitirdik kongreyi istediğimiz gibi oldu gelince görüşürüz. Ben anlatırım. Her şey istediğimiz gibi gitti. Çok iyi oldu." dediği, Sedat'ın "Ben o arkadaşı da ayarladım abi. Bir güzel kardeşimiz vardı. Onu da ayarladım abi zaten. Askerde paşa korumasrymış, üniversite terk çok onurlu, nitelikli, terbiyeli, ahlaklı. Onu özellikle çok inceledim abi." dediği, Veli'nin "Bekar mı?" diye sorduğu, Sedat'ın "Bekar abi" dediği,

Tape : 001094 05.03.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'm Veli KÜÇÜK'ü telefonla aradığı ve daha sonra Sedat PEKER'e verdiği, Sedat'ın "Çocuk hemen hazır. Siz nasıl emir buyurursanız öyle. Sizin numaranızı ben kardeşimize versem. Size saygılarını sunsa pazartesi günü ona talimat verseniz olur mu?" dediği, Veli'nin "Tamam beni arasın." Dedikten sonra "...gelince çok güzel bir kongre geçirdik. Rusya'da istediğimiz adamı Güney Azerbaycan'da istediğimiz adamı hepsini getirdik. Şeye bakan geldi. Azerbaycan'dan Nazım geldi. Tabi ağırlığımı koydum orda. Ağırlığımı koyunca fazla kalmadı. Orda pazartesi günü paşam siz buradasınız benim başka işlerim var dedi gitti o. Ben dedim götürücem dedim kongreyi çok güzel oldu." "Ta Yakutistan'dan bile gelen vardı. Yakutistan'm temsilcisi geldi." "Çok güzel bir ziyaret oldu yani. Ben şey yapacam kongreyle ilgili." dediği,

Tape : 001498 11.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Bu şey var ya abi Hasan KOÇAR... Ziya" "O Ziya abi herhalde galiba cezaevine girmiş." "Onun ailesine her ay bir milyar sabit gönderecez abi" dediği, İsmet'in "Ben mi gönderecem onlara?" diye sorduğu, Volkan'ın "Bilmiyorum ki ondan sonra Veli Paşanın şoförünü her ay maaş gitcek abi." dediği, İsmet'in "Kardeş biz ne kazanmıyoruz. Nerden ödicez. Bu şeyde bende mafoldum ya." dediği, Volkan'm "Bir tane daha söylim mi abi?" "Bide Mustafa OK'un ailesine rahmetli Mustafa OK varya." "Ziya PEHLİVAN bi milyar." "Ailesine" "... Veli Paşanın şoförü." dediği, İsmet'in "Kim o? Adı ney?" diye sorduğu, Volkan'm "Onu bilmiyorum abi. Bizim çocuklardan bir tanesinin şeyi Boğaç'm yanındaki çocuklardan bir tanesinin abisi galiba. Mehmet OK'un şey ailesine." "Onda rakam söylemedi. Net bişey söylemedi. Bunları not almadı söyledi abi." dediği,

Tape : 001500 12.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Resi derki abi. O size verdiğim isimler var ya." "Veli bey, Mustafa OK rahmetlinin eşine ve diğer Ziya beyin ailesine her ay ne olursa olsun, birer milyar muhakkak gidecek." "Banka hesabı araştırım abi ben şimdi şeye." dediği, İsmet'in "Valla ben aslında yani şimdi bunları söylüyosunda konuşmam lazım Reisle Yani şimdilik bişey diyemiyorum." "Bunları yatırma gibi bi şansımız yok. Ben 14 - 15 milyar lira hariçten para yatırıyorum. Yani yetiş, olmuyo, yürümüyo." dediği,

Tape :001501 12.03.2004 tarihinde Boğaçhan MURATHAN ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Abi bu Veli amcanın yanındaki arkadaşın, bide rahmetli Mustafa OK..eşinin üzerine iki tane hesap numarası açılacakmış abi." dediği, Boğaç'm "Ya bizim Caner'in(emin Caner yiğit) numarası bide şeyin numarası." dediği,

Tape : 000056 01.07.2004 tarihinde Fikri KARADAĞ ile Hüseyin NALBANTOĞLU ile görüşmesinde özetle; Hüseyin'in "Ben Hüseyin NALBANTOĞLU. Atilla Beyin yanından ben." "Komutanım saygılar ellerinizden öpüyorum." diyerek kendisini tanıttığı, Fikri'nin "Bir arayıp sorayım dedim. Ne oldu bu çocuklara hiç ses soluk çıkmıyor dedim. İyiler mi dedim." dediği, Hüseyin'in "İyiler Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Reis nasıl iyi mi?" diye sorduğu, Hüseyin'in "İyi Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Hepsine selam söyle." dediği,

Tape : 001177 21.07.2004 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "...Bu Korkut abiler filan varya." "Bu Korkut filan bu Milli Yol diye bişey diyodun ya sen. Bahsediyodun ya hani. Benim haberim yok diyodun ..herşeyden." ".. .Sen demiştin ya biraz karışıklıklar isteyelim. Ben sana o gün orda masal anlatmadım. Çok eskiden ben böyle pas geçmiştim. Dedim abi şuan ülke sıkı durumda yani. Ülkenin Polisi görevini yapıyo. Adliyesi yapıyo. Askeri yapıyo. Şuan bu ülkede kaosa ihtiyaç yok." "Ben zaten böyle bi tip bişeylerin içersinde zaten bulunmam. Oda yapalım derken böyle yuvarlak ortada bırakmıştı hani. Şöyle yapmak böyle yapmak lazım filan diye." dediği bir süre Korkut EKEN'in kardeşi ile arasını açmaya çalıştığından bahsettikten sonra "... meğerse bu kendini bi parti gibi görüyolarmış." dediği, Güler'in "Korkut EKEN ve etrafı, tabi tabi." dediği ve bir süre sohbet ettikten sonra, Sedat'ın "Eskidendi ya. Pavyonlarda kadınlarla yatardı. Güler bigün biz İbrahim ŞAHİN bana dediki. İşte sen dedi. Bu olaylar dedi, konuşuluyo filan piyasada ilk böyle karşılaşıyoz aramızda bi sorunlar var, geçmiş. Dedim ki ne konuşuluyo kardeşim ben yaşadığımız bişeyi konuşmam. İçinde olduğum hiç bişeyi de konuşmam ki kaldıki bunların içinde de diğilim ben dedim. Bu pavyonda karılar, manitaları var bunların. Onun manitası diyoki işte falanca kez kaçırıldı. Öldürüldü diyo ya. Uyuşturucu kaçakçılığı işte. Benimki sıktı, senin ki sıktı yapıyorlar. Birbirlerine hani şimdi Ayhan ÇARKIN." "Ya bide Politik lider diğil Güler. Ayhan ÇARKIN'ı cezaevine ben yolladım. Cezaevine gittik işte. Sen gerçekten çok özelsin. Abdullah ÇATLI'yı bi tanımıştım, sevmiştim. Bi de hayatta değer verecek seni gördüm. Bizim kimse elimizden tutmadı, cezaevinde. Bak bizle ilgilendin. Bütün Polislerle sen ilgilendin. Söyle oldu, böyle oldu." "... Torba torba para getirip bırakıyom. Mahkumlara dağıtın... Savcıyı da en son adamı da yaktılar. Adama havuz yaptırmışlar. Kendileri cezaevine adamı yaktılar. Adam birinci sınıf savcıya ayrılamıyo artık. Ceza aldı. Çok değerli Türkçü bi adamdı." "... Rahmetli Çatlı'yı bunlar Kokain'e alıştırıp, öldürdüler çocuğu yani. Korkut abi zaten alkolik." dediği, bir süre şahısların oluşturacağı Türkçülük hareketinin içersinde yer almak istemediğinden, Gül er'e de çevresindeki herkese kendisinin bu konunun içinde olmadığını söylemesini istedikten sonra, Sedat'ın "Veli abi beni on sene evvel uyarmıştı biliyor musun? Bide kibar kibar uyarmıştı. Yani direkmen söyliyemiyodu bende bunları barıştırmak için napıyodum biliyon mu Güler?" "Bi Korkut abinin yanma giderdim. Abi Veli abi seni ne kadar seviyo, söyle seviyo, böyle seviyo, sonra Veli ağabeynin yanma giderdim. Abi seni böyle seviyo, şöyle seviyo, sonra tuttu dediki tam ben bunları yan yana getirdim. Başladı Veli abinin arkasından konuşmaya, niye dedim. Yavuz ATAŞ bişeyler söyledi dedi. Yavuz ATAŞ'ı aradım. Abi sen böyle bişey söyledin mi dedim. Sonra dedim ki yüzleşelim bak ben 22 yaşında çocuğum. Onlar yetmiş yaşında adam. Herkes yan yana gelip yüzleşsin dedim. Bu ne demek dedim ya benim adımı siz, ben siz birbirinize yakın olun diye şey yapıyorum dedim. Tutuyosunuz dedim, beni de işin içine çekiyorsunuz dedim. Siz napıyosunuz dedim. Yüzlesin abi kim yalan söylüyorsa çıksın. Sonra Veli Paşa'ylan, Korkut Abiylen, Yavuz ATAŞ'ı görüştürdüm." "İşte yüzleşmediler. Üçü yan yana yüzleşmediler. Birbirleriyle konuştular ama üçü yan yana gelmediler." "Ya ben bu tip Hareketin içersinde dedim olmaz zaten ya." "Yani ne maddi ne manevi desteklemem dedim. Kardeşim bi sene önce söyledim." "Şimdi napıcaz yani. Onu soruyorum. Bide bunlar cahil. Bide tutar bi kahve mahve tarattırırlar. Bi iki genç çocuğun eline verip." dediği, Güler'in "Yok canım yapmazlar öyle şeyler. Bunlar 40 kişiler aman yani hiç zannetmiyorum. Böyle yollara sapacaklarını umut etmiyorum. O tür illegal şeylere sapmazlar." dediği, Sedat'ın "...On sene evvelinde olan olayların içinde Güler akü başında insanlar vardı. Devlet kararı, Hükümet kararı vardı." dediği, Güler'in "...Bizim ülkemizde son derece güçlü bi İstihbarat, son derece gerekli makamlar var. Onlarda bunun haberini alırlar tahmin ediyorum. Bunlar bu türlü bir gayri resmi yapılanmaya girerse." dediği, Sedat'ın "...Yok zannetmiyorum orda bi iki kişi de bulabilirler. Kendilerini ayarlayabilirler zaten Güler hep söyliyen benim yani. Şu ülkenin istikrara ihtiyacı var. Eskisi gibi diğil. Polis işini yapamıyordu. Adliyeler yapamıyordu. Mecburen eskinden bişeyler oluyodu. Artık eskisi gibi diğil ülke... oturuyo zemin güçleniyo Devlet güçleniyo, Polis güçleniyo, yani böyle bişey yok diyodum. Yav anlamadım Güler yani napıcaklar." dediği, bir süre Sedat'ın bu oluşum içinde olmak istemediğinden bahsettiği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Sedat'ın "O senin arkadaşında onlarla birleşcekmiş biliyomusun?" "Hani senle görüşmeye gelmiş ya bir beyfendinin oğluydu, ölmüş. Ben çok iyi şeyler söylemiştim masada, hatırlıyor musun?" dediği, Güler'in "Ümit BOZDAĞ, Korkut EKEN'le birleşcek." "Yok canı Ümit'in adını kullanıyorlardır. Zannetmiyorum öyle bişey..." dediği, Sedat'ın "...Turan YAZGAN Hoca" "İşte Mehmet AĞAR filan bunlar birleşceklermiş." dediği, Tape : 001179 21.07.2004 tarihinde Sami HOŞTAN ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "... Abi hareketin varlığından bile haberim yoktu. Gasteci söylemişti. İsmin bunlarla anılıyo diye. Ben demiştimki, benim ismim bunlarla anılcak bişey yok demiştim yani." "Bilmiyorum o yapıyı hareketi bilmiyorum işte. ...Sağ taraf toparlanacakmış. Korkut EKEN işte başa geçecekmiş yani. Neymiş nasıl olacakmış da, partiler birleşecekmiş. İşte MHP, DYP veya onlar birleşmezse şey birleşcekmiş. Bu Turan YAZGAN hoca varmış. Bilmem birileri varmış işte yani. Böyle bi ... Korkut abiyi biz tüm internet sitelerinde, tüm gastede, tüm televizyonlarda onu bunu yaptık. Onla ilgili devamlı biz bişeyler yaptık, yaptık ta..." "Yaşadıklarımız var yani. Yaşanan o kadar şey varki." "Şimdi ben de dedimki olmaz dedim. Yani Korkut abi olmaz dedim. O işi yapamaz dedim. Öyle yani Parti kuracak Partinin başına geçecek şeyapacak." "Ya böyle bişi olur mu abi. Komedi olur yani. Böyle bir hareketin içinde işte ben Mehmet AGAR'a 2 Milyon dolar vermişim." dediği ve bir süre Korkut EKEN'in parti liderliğini yapamayacağından bahsettikleri, daha sonra Sedat'ın "Şimdi bende çıkıp şöyle mi söylesem veya Sami abi işte falanca kez adama on sene evvel Korkut EKEN bana demişti ki. .. .Filanca kez adamı ara. Bu adam eroin satıyo. Uyuşturucu işi PKK'lılarla da beraber hareket ediyo. PKK'ya para veriyo diyo abi. Bu adam yapmaz dedim de. Israr ettiğimde adama açıp küfür edin deyip sonra iki gün sonra beni arayıp ya senin dediğin doğruymuş. Adam yapmaz, işte kalbini kırdık. Bi kalbini al diyo. Biz kalbini alıyoruz. Ondan sonra da Atilla abi diyoki senden önce o adam geldi diyo. Çantayıda ben taşıdım. Atilla abinin arkadaşı parayı getirdim, bıraktım diyo. Ben bi lira kimseden aldıysam Allah'ımın üzerine yemin ederim ki Sami şimdi herkez." "Şimdi bunları mı konuşalım oturalım." "Kürtlere savaş açcaz deyip, kurt Ahmet'le ortaklık yapmak naşı bişey abi." "Bide Kürt Ahmet'le yaptığı ortaklıkta otopark ortaklığında bile." "150 Bin dolan ben vermiştim. O otoparkı alırken on Sami Abi." dediği, Sami'nin "...Bu anlattığın şeyler hiç bişey diğil." dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, Sedat’ın "Şimdi mesela geçmişte duyuru falan oluyodu. Sedat'çım bana arkamdan iftira atyolar. Diyolarki

Kolombiyalı bi hostes kızla ilişkin varmış. İşte benim hakkımda kötüleme şeyi yapıyolar. Ben Veli Paşayla Korkut abiyi barıştırmak, Yavuz ATAÇ'ı. Hepsine uğraştım. Veli abiye gidiyorum, abi diyorum Korkut EKEN böyle böyle. Ya diyoduki bana boşver filan. Be diyodum abi böyle böyle sonra Korkut EKEN'e anlatıyodum. Sonra onları barıştırdım. Ertesi gün abi bi konu oldu. Yavuz ATAÇ bana dediki. Diyo Veli KÜÇÜK benim için şöyle yapmış, böyle yapmış. Veli Abiyi aradım. Dediki ya ben böyle bişey yapmadım ama sana söylemedim mi dedi. Yani biz bunla görüştüğümüzde böyle olucak bu işini sonu diye yani sen bilnıiyo musun dedi. Bu işin sonu ne olacağını. Yavuz bu seferde, Yavuz abiyi aradım. Dedimki abi bakın ben yaşı genç bi insanım. Siz belli yaşta, aynı..." "Benim gelecekte itibarım, haysiyetim, şerefim var. Ben sadece sizi dost yapmak isterken siz böyle böyle bi acayip olaylar oldu. Gelin yüzlesin, kim kime ne dedi abi dedim. Yani ben kaldıramam böyle şeyi dedim. Yavuz abiyede dedim. Yavuz abi üzüldü filan tamam dedi. Ben şunu bi anm Korkut abiyi aradı. Veli Paşayı aradı. Hepsi aradı ama gelmediler. Yan yana yüzleşmeye. Veli baba bana dediki. Ya nolur bırak bu işleri dedi. Ya sen işine gücüne bak. Sen saf temiz insansın dedi. Sen bak dedi işine gücüne bak. E şimdi Sami ben düşünüyom da." dediği, Sami'nin "Bize de zamanında ne söyledi biliyo musun? Bunu bize de, rahmetliyle bana da söyledi. Veli Paşa bana da söyledi. Rahmetliye de söyledi yani yani..." dediği, Sedat'ın "Ya bunlar abi bak yemin ediyorum planlayıcı filan olmadan. Bunlar olay molay yaparlar. Giderler bi kaç tane dandik dundik adama ateş mateş ederler. Bunlar Kürtçü diye. Gerçi Kürtlerle ortaklık yaparlar ama böyle saçma bide bi olay filan yaparlar abi gine..." "Ya abi düğünde Feridun ÖNCEL'i çağırma dedi. Ben dedimki Feridun Başkan iyi bi adam işte. Drej'le arası olmayabilir veya rahmetli Çatlı" dediği ve bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Sami'nin "... kendini fazla yorma. Kendine ait diğilsin. İstediğin zaman, istediğin şeyi yapamazsın. Çünkü birileri ille gelecek. Umut olmuşun, birileri senden umut bekliyor. Bunlar için kafanı takarsan." dediği ve kısa bir süre Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir haberin yeri hakkında konuştukları, Sedat PEKER'in "Onu okuyun abi. Onu okuduktan sonra zaten inan sinir sisteminizin bozulacağını tahmin ediyorum. Abi Ayhan beyfendi demişki benim ismimin mafya babası olan Sedat PEKER'le beraber anılmasından üzüntü duyuyorum demiş ya böyle." dediği, Sami'nin "Kim demiş?" diye sorduğu, Sedat'ın "Ayhan ÇARKIN" dediği ve haberin Cumhuriyet Gazetesinin 3. sayfasında çıktığından bahsettikleri,

Tape : 001176 21.07.2004 tarihinde Feridun ÖNCEL ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "...Ben bu Korkut abiye zamanmda uğradığımda bu böyle muhabbet filan ediyodukta." "Böyle işte biraz aklı havalardaydı. İşte şöyle yapmak lazım. Böyle yapmak lazım. Hani OLAY filan. Bende dedim ki yani şuan bu ülke istikrara ihtiyacı var gibi bende bu yönde görüş belirtmiştim." "Daha sonra bu bize böyle bi soğuk filan olmaya başladı. Bu Ayhan ÇARKIN'larla filan görüşüyomuş herhalde." "Onlarla beraber Milli Yol diye bi hareket yapmışlar." "Dünde Cumhuriyet Gastesinde bir yazı çıkmış işte. Sedat PEKER Milli Yolu organize ediyo diye." "İşte bugünde böyle işte Ayhan ÇARKIN açıklama yapmış yani. Biz Sedat PEKER'le beraber hareket etmiyoruz. Yani rahatsız oldu. Anılmaktan gibi şeyapmış. Şimdi bu ibneyi ben cezaevine girdiği zaman bunları cezaevine filan hep ben Sami abiyle bunun cezaevini hep ben organize etmiştim abi." "Şimdi geçenlerde bi gasteci bi millitvekiliyle oturuyoduk. Bana diyorlardı ki işte bu Yeni Sağ toparlanacak işte. Bunun başına kim geçecek işte. Diyorlardı ki Mehmet AĞAR refagat etcek. O Muzaffer ÖZDAĞLAR'ın oğlu geçcek. Şu geçcek, bu geçcek. O gitcek, şu gitcek. İşte o an orda konuşuyoduk. İktidar partisi milletvekili ve gasteci. Bende dedimki hani bu hareketin başına geçmesi belli olan bi insan var. Oda yani bu işte bana şey diyorlar. Sizin isminizde çok geçiyo. Yapılan araştırmalarda filan diyorlar "... O Muzaffer ÖZDAG beyin oğlu olan beyfendi o Araştırma Vakfı'nın başkanı olur dedim gasteciye." "Yani Korkut abi filan böyle bişey olmaz dedim yani." " Ya abi bak bişey diyim. Bunlar cahil yani. Bunlar bi kaç kişi o Ayhan ÇARKIN, Korkut EKEN, Semih filan." "Böyle sağda solda bikaç tane kahveye maveye ateş edip ortalığı karıştırıp. Gasteci diyoduki amaç ortalığı karıştırmak." "...Öyle üç beş tane faili meçhul cinayet yapacaz. Ortalık karışacak. Bide bunların sonu kötü olacak ya." "Tabi bunlar... Politik bi hareket gibi yola çıkacaklarda. Sonradan bu iş Mafya'ya o öbür işe Para'ya filan dönücektir." "Ayhan yamyam paranın peşinde." "Korkut abinin şeyini biliyon. Bana niye küsmüş biliyon mu?" "Ben iki milyon dolar vermişim Mehmet AĞAR'a. Atilla'ya demişki işte bize vermiyo da Mehmet AĞAR'a iki milyon dolar para vermiş." "... Bende dedim ki ya ben Mehmet AĞAR'ı tanımam, etmem, bilmem..." dediği ve bir süre aynı konu ile ilgili görüştükleri, daha sonra Sedat'ın "... Korkut abi de kendisinin gerçekten öyle bi adam olmadığına inandı." dediği, Feridun'un "Kahraman, kahraman." dediği, Sedat'ın "Harbinden ya bütün bu işleri biz organize ettik ya." "Bana falanca kez kişiyi ara diyodu. Napıyo bu falanca kez kişi PKK'ya para veriyomuş. Daha o zaman çocuğ... Adam arıyoz. Kardeşim sen PKK'ya para veriyosun hesabı. Ulan ibne bizde arkadaş biliyoduk. Seni adamda adamda tanıdığımız ismini söylemim. Türkiye'nin büyük zenginlerinden biri. Sonra getiriyolardı Ankara'ya bana diyo ki üç gün sonra. Ya Sedat'çım bu PKK'dan gerçekten para almamış. Sen doğru söylemişsin. Çok iyi adammış. Adamla karı koca gibi oluyolar. Adam Atilla abi sonra bana diyo ki. Sen görmedin diyo. Falanca kez kişi Ceymis Bond çantayı getirdi diyo. Beni dışarıda beklettiler, çantayı baktım. Bıraktık gittik diyo orda." "O Millet öîdürülüyodu ya..." "Ahlaksız götveren ibneler böyle bi terbiyesizlik olur mu başkan. Kim bu ibneler ya kendireni ne sikim zannediyo bunlar ya." "Aklının amma soktuklarımmın yok onu yaptık. Bunu yaptık. İbne milleti inandırdık biz. Kahraman diye buyur şimdi la..." "Veli Paşa bana ne demişti biliyo musun? Bu Korkut EKEN'e dikkat et demişti ya." "Bu Korkut EKEN'e dikkat et demişti ya." "Bütün Generaller demişlerdiki bana sende demiştin." "Ama bunlar menfaat için demiştim. Vatan için diğilki." "Demiştimki hatırlarsan. Ayıplarını örtmeliyiz. Ankara hatırlıyon mu. Kahraman yaratmalıyız. İnsanlar o kahramanın peşinden gitsin diye. Buyur amma koyum. Projenin sahibi ben yarattık. Karaman döndü bize herhalde." dediği ve bir süre Korkut EKEN ve yanındaki şahıslar hakkında görüştükleri, ilerleyen bölümde Sedat'ın "... Bütün dostlarımızı arayıp, bizim bu Milli Yol denen hareketle ilgili uzaktan yakından hiç bi ilgimizin olmadığını." "Ülkenin huzura ihtiyacı olduğunu. Bu arkadaşların bu ülkenin huzurunu bozmak için maceraperest düşünceler içinde olduklarını, bunların cahil olduğunu dikkatli olmak lazım olduğunu. Yani abi düşünsene eskiden Camiyi Ülkücüler bombalarmış. Sonra istiflerlermiş ya." "Komünistler bombaladı. Gidip komünist mahallesini basalım. İnan Kürt - Türk savaşı çıkaracaklar abi. Dikkat etmek lazım." dediği,

Tape : 001202 02.08.2004 tarihinde Şerif...? / Harun ÇAKIR ile görüşmesinde özetle; Bir süre hal hatır ettikleri, Şerefin "Komutanım, Harun komutanımla da kulağınızı çınlatıyoruz." "Tamam Reisim veriyorum komutanımı." "Harun komutanım. Harun ÇAKIR komutanım. Bir ara bir mevzu şey yapmıştık. Uğrayacaktık ağabey." dediği ve telefonu Harun ÇAKIR'a verdiği, Sedat PEKER'in Harun'a hitaben "Benim için çok büyük bir onur. Benim için çok büyük bir şereftir. Hakkınızı helal edin sizin de gıyabınızda kulağınızı çmlatmıştık." dediği, Harun'un "... O sizin yanınızda şey falan vardı. Boğaç falan var." "Onlar çok tanırlar. Biz Harun ağabey, Harun komutan dediğin, onlar bilinir." "Biz beraber görüştük. Hatta ben a bir avukatınız vardı. Bülent olması lazım." "O konu vardı. O KONU İLE İLGİLİ ÇOK ÖZEL BİR YERDEN ÇOK BÜYÜK BASKILAR VARDI. GEREKTİĞİ GEREĞİ YAPILSIN DİYE. BİZ O EVRAKLARI FALAN DA HEPSİNİ İMHA ETTİK. Şimdi üstatla onu konuşuyorduk işte..." dediği

Sedat'ın "Benim yapabileceğim bir şey her ne olursa olsun sadece bana bir selamınız gelmesi yeterdir ağabey." dediği,

Harun'un "Bil mukabil. Ankara boyutunda bizim boyutta ne zaman, ne yapılması gerekirse biz de yaparız. Çünkü biz bir araya gelmesek de gönüller birdir. Gıyaben arkadaş selam da olmasa gereken, üstümüze ne düşüyorsa önümüze bir not geldiğinde onu yapıyoruz." "Ben Ankara'ya dönüyorum. Ben Ankara'da, esas yerim orası." dediği, Sedat'ın "İstanbul'a geliş tarihiniz var mı ağabey" diye sorduğu,

Harun'un "Bizim için şereftir zevk duyarız. Başkası ne derse desin. Bu ülke bizim. Başkası anlamaz bu işten. Siyasiler hiç anlamaz." "Evet, evet... bizim ağabeyimizle berabersiniz herhalde zaten." "Veli Paşa" dediği, Sedat'ın "Doğrudur, doğrudur ağabey. İnşallah yaşadığım sürece kendisinden çok şeyler öğrendim her zamanda..." dediği,

Tape : 1203 03.08.2004 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli'nin saat 20.30'da Güler...?'in yanma geleceğinden bahsettikten sonra "Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ." "Telefon etti. İllede buluşalım falan diye. Ümit'le görüşecez. Ümit'le oturacaz, Güler'de gelecek. Sekiz buçukta. Güler'le oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi." dediği,

Sedat'ın "O beyefendilerden çok umutluyum. Ağabey kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum." dediği, Veli'nin "Şimdi biz bir çalışmanın içine girdik. Ümit'len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin'di. Benim bir dakika dayı eski dostum fakat Muhsin'in partisi şuanda bu işi götürecek yani. Muhsin demiyorum. Muhsin'in kendisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil." "Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılmaz DURAK varya Yılma'yı tanırsın." "Yılma DURAK'ı çağırdım. Erzurum'dan Yılma DURAK geldi. 4-5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK'ı" dediği ve Güven SAZAK ve Yılma DURAK ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonra "Bağlarbaşmdaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma'yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana e iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3-5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar." "Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon'dan" "Yayın kurulunun basma Hayri KÖKLÜ çok sevdiğim bir çocuk." "E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var SARAÇOĞLU" "Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava." "Öyle bir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nereye gidiyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan... beni şimdi Amerika'ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika'ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili." dediği,

Sedat'ın "Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahil etmek." "Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey." dediği,

Veli'nin "Muhsin'de şey de Ramiz'de Ranıizlende konuştum ben." dediği, bir süre Veli'nin ev satın alamamasından dolayı kiraya geçeceğinden bahsettikleri, bu esnada Veli'nin "Ben bir yer buldum. Bir yer kiraladım şeyine... Yakın öyle istiyordum onu da kiraladım. İşte onun kontratım yapıcam. Şimdi bir de camlar birde şeyde yol hizasında yani. Birinci kat yola yol hizasında orası. Biraz tehlike arz ediyor ama bir yerlen görüştüm. Camlarını kurşun geçirmez yapıyorlarmış. Film çekiyorlarmış. Onları da getirip işte kurşun geçirmez çektiricem. Bir apartmanın birinci katında giriş katında." "Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim. Eşyayı şey yapayım, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma'yı da çağırdım. Güven'len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral'i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi. Meral AKŞENER." "Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan..." dediği,

Sedat'ın "Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir." dediği,

e) Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;[değiştir]

Tape:1113, 11.03.2004 günü saat:16.26'da Volkan GEZMİŞ/Sedat PEKER ile Hayrettin ERTEKİN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Volkan'm "Hayrettin bey" "Reisimiz görüşecek" dedikten sonra telefonu Sedat PEKER'e verdiği, Hayrettin'in "Reisim başka yerde duruyorum ben böyle geldi diye fırladım geldim" dediği, Sedat'ın "Misafiriniz var kapıdan girdik çıktık.. .hiç görünmedin elden geldiğince şey yaptın" dediği, Hayrettin'in "He ben hayır çıktım şimdi çıktık beraberde" dediği, Sedat'ın ise "Nasılsın iyi misiniz abi siz" dediği, Hayrettin'in "İyiyim hamdolsun yaramaz bişey yok ben geldim çünkü şimdi., merak ettim... duyunca yani dedim ne var diye bişey yokmuş Allah'tan" , "Buyurmazsınız Beşiktaş'a ben şeydeyim Ofisimdeyim" dediği, Sedat'ın "Abi ben yola doğru geçiyorum şuan çıktım bu Tekirdağ tarafma doğru abi yol güzergahmdayım sahili takip ediyorum" "Önümüzdeki günlerde abi ama..." dediği, Hayrettin'in "Çok sağol çok memnun olurum yani bende şimdi çıktım keşke görseydim iyi olurdu ama" dediği, Sedat'ın "Abi önümüzdeki günlerde önümüzdeki hafta yapalım mı abi Büroya ben ziyaretinize gelim sizin" dediği, Hayrettin'in "Tamam oldu bekliyorum çok memnun olurum." dediği, Sedat'ın "Saygı sunuyorum size" dediği, Hayrettin'in ise "Sağolun saygı bizden görüşürüz sağ olasın" dediği,

Örgüt üyelerinden Muzaffer TEKİN Paşa(kod) Fikri KARADAĞ, Veli KÜÇÜK'ün Hayrettin ERTEKİN', Arnavut sami kod Sami HOŞTAN, la irtibatlarının bulunduğu, Veli KÜÇÜK'ün şoförünün parasını ödediği. Veli KÜÇÜK'e değişik zamanlar maddi yardımda bulunduğu anlaşılmıştır.

f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;[değiştir]

Tuncay GÜNEY'in 02.03.2001 tarihinde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğündeki mülakatında;

Veli Paşa'nın "Mustafa Kemal hu ülkeyi Çeteler le kurdu" diyerek örgütlenmesini savunduğunu, anlattığına göre; Mustafa Kemalin kurduğu örgütlerden birisinin adının karakol olduğu, ayrıca Müdafa Hukuk, Kuvvayı Milliye gibi başka başka örgütlerin olduğunu, bütün bu örgütlerin halen devlet içinde devam ettiğini söyleyerek "çeteler le başardı bir araya gelişi" dediğini, Veli KÜÇÜK'ün de halen bahsedilen yöntemle hareket ettiğini, Sedat PEKER gibi gurupları kontrolü altında tuttuğunu,

Veli Paşa'nın hücre yapılanmasını çok iyi bildiğini ve çok temkinli olduğunu, başkaları ile paylaştıklarını kendisi ile, kendisi ile paylaştıklarını başkaları ile paylaşmadığını, Korkmaz YIGIT gibi birinden birşey almayı düşündüğünde, mafia olarak SEDAT PEKER'i, gazeteci olarak ta kendisini şahsın üzerine saldırtarak, koparacağı şahsı sıkıştırıp istediğini aldığını,

Sedat PEKER'in 23 yaşında, Ali İhsan USKOL vasıtasıyla Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Sedat PEKER'in ilk dönemler sokak kabadayısı olduğunu, Veli KÜÇÜK le tanışmasından sonra, örgütlenmeye başladığını, Sedat PEKER in örgütlenmesinin öbür mafya gruplarına benzemediğini, her kurumda ve farklı konumlarda adamlarının olduğunu ve çevreye yüklü miktarlarda para dağıttığını,

Veli KÜÇÜK'ün "mafia" yapılanması olarak ilk sıraya Sedat PEKER'i koyduğunu, çünkü Sedat PEKER 'in laftan çıkmayıp söz dinleyen, Veli paşanın bir dediğini iki yapmayan, oğlu gibi sevdiği bir kişi olduğunu,

Sedat PEKER'in adamı olan Mecnun ODYAKMAZ'ın örgütü elinde tuttuğunu, Veli KÜÇÜK ile Balmumcu Merkez Komutanlığındaki evinde çalışma odasında otururlarken, SİMTEL (SİMENS de olabilir)'i Sedat PEKER'e aldıklarını, orada iyi bir organizasyon gerçekleştireceklerini anlattığını, Sedat PEKER'in "deprem zedelere yardım etmesi gibi" halka bazı yardımlarda bulunmasının, Veli paşanın teorisi olduğunu, Sedat PEKER'in de bu teori üzerinden hareket ettiğini, Veli KÜÇÜK'ün Sedat PEKER gibi bir çocuğu yirmi üç yaşından beri yürüttüğünü, kendisinin Veli KÜÇÜK'le birlikte olduğu dönemde Ergenekon - Lobi yi çözdüğünü, ancak mafyada ki insanları yönetirken nasıl kendini kamufüle edebildiğini çözemediğini,

Veli KÜÇÜK ile ilişkili mafia gurupları olarak; altıncı filo daki Havacı OĞUZ'un olduğunu, ayrıca Şenol ACAR in olduğunu, Şenol ACAR'in Sedat PEKER'e düşmanmış gibi bir hava vermesine rağme,. ^öyle olmadığını, yine Veli KÜÇÜK'ün Ali ihsan USKOL'un oğlu, Levent USKOL aracılığı ile Kürşat YILMAZ'la görüştüğünü beyan etmiştir.

6 nolu gizli tanığın 29.02.2008 günü İstanbul C. Başsavcılığında alman ifadesinde özetle; Askerliğini izmit II Jandarma Komutanlığında yaptığnı, Veli KÜÇÜK'ün bu dönemde alay komutanı olduğunu, o dönem içerisinde Sami HOŞTAN'in Veli KÜÇÜK 'ü sık sık ziyaret ettiğini, hatta Veli KÜÇÜK'ün başka bir birliğe tayini çıktığında düzenlenen uğurlama partisine bile geldiğini, ayrıca o dönemde Hadi ÖZCAN' la bir kere Kriptolu telefonla görüştüğünü duyduğunu, bir kere de Sedat PEKER' ile görüştüğünü duyduğunu, ayrıca Veli KÜÇÜK'ün ajandasında Sedat PEKER, Ali İhsan USLUKOL ve Rahmi SEYMEN isimli şahısların bulunduğunu ve bu şahısların Veli KÜÇÜK ile sık sık görüşen şahıslar olduğunu,

Veli KÜÇÜK'ün Ali İhsan USLUKOL, Sami HOŞTAN ve Rahmi SEYMEN ile daha çok yüz yüze görüştüğünü, ancak Sedat PEKER' in kendisinin askerlik yaptığı bu dönemde Veli KÜÇÜK ile yüz yüze görüşmek için geldiğini hiç görmediğini, ancak Rahmi SEYMEN"in ailece geldiğini, Sami HOŞTAN' in da yalnız geldiğini beyan etmiştir.

Süleyman ESEN'in İstanbul C. Başsavcılığınca 13.03.2008 günü Sincan 2 Nolu F Tipi cezaevinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde özetle;

Alpaslan ARSLAN'ın Osman YILDIRIM'ın davalarına baktığını nezarethanede öğrendiğini, ayrıca Alparslan'ın Hakkı KURTULUŞ isimli bir avukatın yanında staj yaptığını, Avukat Hakkı KURTULUŞ'un Sedat PEKER'den dolayı gözaltına alındığını beyan etmiştir.

Tanık Osman YILDIRIM'ın 13.03.2008 tarihinde Ankara Sincan 2 nolu F tipi cezaevine alman ek ifadesinde özetle;

İbrahim GENÇ'i 1993 yılından beri tanıdığını, İbrahim'in o dönemlerde tefecilik yaptığını, tefecilik işinde Azeri uyruklu ZİYA AYÇAN ile ortak olduğunu, İbrahim GENÇ'in tefecilikten kaynaklanan alacaklarını etrafındaki kişilere tahsil ettirdiğini, ibrahim GENÇ'in 0 dönem yanında Abdullah SÜLÜK, Sedat PEKER, Erdal KARA, Kenyalı Soner, Abdullah ÇATLI, Aykut SEZER, Ahmet..?, Süleyman..?, Serhat..? ve bir çok itirafçı, Osman GÜRBÜZ, Esen TÜRKYILMAZ, 2004-2005 yıllarında Bahçelievler Spor kulübü başkanı Bahri..?, ve hatırlayamadığı nice isimlerin olduğunu, ayrıca Özer ÇILLER'in de ibrahim GENÇ ve Ziya AYÇAN'in ortağı olduğunu, Mecidiyeköy'deki GENÇ FACTORİNG'e her gittiğinde Özer ÇİLLER'i gördüğünü, İbrahim GENÇ'in bu kişilere çok sayıda çek senet tahsilatı yaptırdığını, bu tahsilatlar sırasında çok sayıda insanın silahla yaralandığını ve öldürüldüğünü, bütün bu olayların Ziya AYÇAN ve ibrahim GENÇ'in talimatıyla yapıldığını beyan etmiştir.

Durmuş ANUÇİN'in 28.02.2008 günü C.Savcılıkça (Ceza evinde) alman ifadesinde; 26.12.2002 tarihinde Kandıra ceza evine girdiğini, 2003 yılında yapılan ilk duruşmada, Necip HABLEMITOGLU'nu İbrahim ÇİFTÇI'nin talimatı ile öldürdüğünü anlattığını, genelde ALAATTİN ÇAKICI, SEDAT PEKER, SAMİ HOŞTAN gibi adamlarla çok sık oturduğunu, muhtemelen de bu adamlarla birlikte hareket ettiğini, Cezaevindeyken, mahkemede bazı şeyler anlattığını duyan SEDAT PEKER'in kendisine aracıları vasıtasıyla yüklü miktarda sus payı olsun diye, iki defa 300 bin YTL para gönderdiğini, parayı iade ettiğini, ikinci seferde cezaevine gönderdiği için almak zorunda kaldığını, iki defa telgraf çektiğini, telgrafların yanında mevcut olduğunu, Telgrafı ve parayı gönderen YUNUS isimli soy ismi KARAKULAK olarak hatırladığı, telgrafta net olarak belli olan şahsın da patronunun SEDAT PEKER olduğunu, AYDIN ÖZBEY in araştırılması halinde, şahısların para kaynaklarının nerden geldiğininin öğrenilebileceğini, AYDIN ÖZBEY 1 milyar dolara yakın paranın kaynağı olduğunu, AYDIN ÖZBEY'in de SEDAT PEKER ve MUZAFFER TEKİN ile irtibatının olduğunu, MUZAFFER TEKİN'e MUZAFFER KOMUTAN diye hitap ettiklerini, Ümraniye'de, Çavuşpaşa'da ve Beykoz Konaklarında SELİM diye bir arkadaşın kahvesinde buluştuklarını, genelde jandarma mıntıkalarında buluştuklarını, Hayrettin ERTEKİN'in 25.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinde;

Sedat PEKER' i tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, bir kere Sedat PEKER olduğunu söyleyerek birinin telefon açtığını, ancak o olup olmadığını bilmediğini, uçağa binmek üzere olduğu için telefonu kapattığını, gazete haberinde geçtiği gibi Sedat PEKER ile fikir alış verişinde bulunmadığını beyan etmiştir. Hayrettin ERTEKİN'in 25.02.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; 22/01/2008 günü saat 12:26 da KÜRŞAT isimli şahısla yaptığı görüşme okundu, sorulduğunda; Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü şahıslardan edindiği izlenime göre, VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu değerlendirdiğini, onun için bu şekilde konuştuğunu, SEDAT PEKER'i tanıyıp tanımadığı, kendisi ile bir ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda; SEDAT PEKER'i tanımadığını, kendisi ile yüz yüze veya telefonla görüşmediğini, ancak bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce Ankaya gitmek için tam uçağa bineceği sırada birisinin cep telefonundan arayarak SEDAT PEKER olduğunu söylediğini,

kendisinin de inanmayarak telefonu kapattığını, kendisiyle ilgili internette SEDAT PEKER in fikir alışverişinde bulunduğu kişiler HAYRETİN ERTEKİN, VELİ KÜÇÜK, KORKUT EKEN ve YAVUZ KAYRAL şeklinde çıkan haber üzerine, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca Fatih 1.Asliye Ceza Mahkemesine tekzip için başvuruda bulunduğunu, Arama sırasında evinde ele geçirilen 22 nolu CD içerisindeki SEDAT PEKER ile birlikte bir şahsın elinde silah ve Türk bayrağı olan şahsın kim olduğu sorulduğunda; SEDAT PEKER'i basından tanıdığını, o şekilde teşhis ettiğini, elinde silah olan şahsın kim olduğunu bilmediğini, CD nin depodan çıktığını, 1996 yılında gözaltına alındığında bilgisayar ve diğer malzemeler adli emanete alındığını, malzemelerinin iade işlemleri sırasında bu CD nin karışmış olabileceğini beyan etmiştir, Coşkun ÇALIK'm 23.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alman ifadesinde; 02.10.2007 Günü SAAT:20.11/20.12 de Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşmede, Orhan PAMUK'a yönelik suikast düzenlenmesi konusuyla ilgili olarak, Sedat PEKER'in arkalarında olduğunu konuşmaları sorulduğunda; Orhan PAMUK'u vurma eylemiyle ilgili, Muhammet YÜCE'nin eylem sonrasında Sedat PEKER ve Alaatin ÇAKICI kendilerine cezaevinde sahip çıkacağını anlattığını, 12.06.2007 günü saat: 20.09/20.10 da Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşme sorulduğunda; görüşmede Sedat PEKER 'in emrini bekliyoruz derken neden böyle dediğini bilmediğini, Halil lakaplı Selim AKKURT, Balıkesir'deki eylem için azmettirici şahıs ile görüşeceğini, bu şahsın Sedat PEKER olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir. Coşkun ÇALIK'm 25.02.2008 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında alman ifadesinde; Geçen yaz Bilecik'te iken Muhammet YÜCE nin yanına geldiğini, Balıkesir'de bir iş adamı varmış, onu öldüreceğiz, 1 trilyon para verecekler, bu işi yapacak 4 kişiyiz dediğini, ancak isimlerini vermediğini, iş adamının ismini de söylemediğini, Muhammet YÜCE'nin şahsı öldürmeleri halinde SEDAT PEKER'in kendi koğuşuna, yanına aldıracağını anlattığını, aynı görüşmede, Muhammet'in Balıkesir'de mafya olarak bilinen Mesut... ismindeki şahıs ile görüşüp plan yapacaklarını da konuştuklarını beyan etmiştir. Emin Caner YİĞİT'in 24.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alınan ifadesinde; Sedat PEKER 'in ismini duyduğunu, tanışıklığının bulunmadığını, kendisini bir defa Adapazarında, depremzedelere yardım amacıyla açmış olduğu çadırda gördüğünü, Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER ve Boğaçkaan MURATHAN arasında ne gibi bir ilişkinin olduğunu bilmediğini, Veli KÜÇÜK'ün yanında çalışmaya başlamasında, Sedat PEKER'in bir alakasının bulunmadığını beyan etmiştir. Emin Caner YİĞİT'in 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Sedat PEKER ve Boğaç Kaan Murathan ile herhangi bir samimiyetinin olmadığını, Sedat Peker'i 1999 depreminden sonra Adapazarı'nda gördüğünü, o tarihten sonra kendisini hiç görmediğini, Boğaç Kaan Murathan'ı ise Yener isimli arkadaşından dolayı tanıdığını, Veli Küçük ile Sedat Peker, Sami Hoştan, Boğaç Kaan Murahtan arasında bir ilişki olup olmadığını bilmediğini, Sedat Peke'in, Veli Küçük'ün yanında işe girmesine aracı olduğu konusunun doğru olmadığını, bu konuda Emniyette bir telefon tutanağı okunduğunu, o tutanakta geçen Caner isimli şahsın kendisi olmadığını, o tarihlerde Düzce'de olduğunu beyan etmiştir. Güler KÖMÜRCÜ'nün 25.01.2008 günü Organize suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alınan ifadesinde;

1999 yılında Akşam gazetesindeki köşemde Sedat PEKER ile ilgili bir yazı yazdığını, yazının içeriğinde Sedat PEKER ve benzerleri için Mali Suçlarla Araştırma Kurulunu da göreve davet ettiğini, bu şahısların bütün mal varlıklarının veya gelirlerinin incelenmesinin gerektiğini belirttiğini, yazıdan sonra Sedat PEKER ile görüştüğünü, yazmış olduğu yazı ile ilgili Sedat PEKER'in açıklama gönderdiğini, tekzip yayınlamamak için kendisi ile görüştüğünü, bu şekilde tanıştıklarını, Veli KÜÇÜK ve Sedat PEKER' in birbirlerini tanıyıp tanımadıklarını bilmediğini, medyadan tanışık olduğunu okuduğunu, 21.07.2004 günü saat:17.56 sıralarında Sedat PEKER ile yaptıkları görüşme sorulduğunda; 4 yıl önceki bir röportajını an ve an içinde geçen bütün kelimelerle hatırlamasının mümkün olmadığını, Sedat PEKER'in milli yol diye bahsettiği bir sivil oluşumun, bir siyasi demokratik yapı olduğunu, Sedat PEKER 'in bu konuşmada kendince belirlediği sağın alternatif lider adaylarını ve önde gelen isimlerini milli yol adını vereceği siyasi parti çatısı altında yada demokratik bir sivil oluşum içinde değerlendirmek istediğini söylediğini, ülkede kaos çıkartmak gibi bir niyetlerinin olmadığını, Sedat PEKER 'e kimlerin ne amaçla para verdiğini bilmediğini, Sedat PEKER 'in Veli KÜÇÜK ve Korkut EKEN'in arasını yapmak için neden çaba sarf ettiğini bilmediğini beyan etmiştir. Güler KÖMÜRCÜ'nün 26.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; SEDAT PEKER ile ilgili 1999 yılında bir yazı yazdığını, bu yazıya Sedat PEKER 'in tekzip gönderdiğini, onu da yayınlamadığını, yazı sonrası kendisi ile bu güne kadar arada sırada görüştüğünü beyan etmiştir. Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Bir telefon görüşmesinde dernekteki yolunda gitmeyen şeylerle ilgili olarak "ihtilal yapalım" tabirini kullandığını, Hüseyin Görüm'e saldırı düzenlemek için Sedat Peker grubundan adam ayarlayacağını söylemediğini beyan etmiştir. Orhan TUNÇ'un 25.02.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Sedat PEKER'e ait olduğu bilinen "öztürkler.com" ve "gençtürkler.com" adlı internet sitelerinde bir dönem yazılar yazdığını, çünkü bu sitenin yöneticisi Ahmet ORAK ile arkadaş olduklarını, Ahmet ORAK ile orada çalışan İLKAY isimli kişinin arasının açıldığını, bundan dolayı İLKAY'in Sedat PEKER'e mektup yazarak, kendisinin sitede yazmamı sağladığını, Sedat PEKER 'i tanımadığını, Semih Tufan GÜLALTAY'm 20.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; MECNUN ODYAKMAZ ile SEDAT PEKER arasındaki görüşmede SEMİH ismi geçmesi nedeniyle 21.07.2004 tarihli görüşme okunarak sorulduğunda; Görüşen kişilerle ilgisinin olmadığını, görüşme içeriğinde geçen KORKUT EKEN ile AYHAN ÇARKIN' ı basından tanıdığını, başlatmış oldukları iddia edilen Milli Yol hareketi ile de hiç bir ilgisinin olmadığını, görüşmede geçen SEMİH ismi sadece bir isim benzerliğinden ibaret olduğunu beyan etmiştir. Mehmet (Hadi) ÖZCAN'm 21.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; SEDAT PEKER in dayısını ve babasını tanıdığını, kendisini tanımadığını, Yakup Kürşat YILMAZ'm 27.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Silahlı çıkar amaçlı suç örgüt kurmak suçundan 3 yıldır tutuklu bulunduğunu, SEDATPEKER'i geçmiş dönemden cezaevinden tanıdığını, ERGENEKONoluşumu ile hiç bir alakasının olmadığını, geçmiş dönemde sadece SEDAT PEKER ile telefonda görüşmüş olabileceğini, SEDAT PEKER ile 1995-2002 yılına kadar bazı sebeplerden ötürü görüşmediğini, ÖMER YEŞİLYURT hadisesinden ötürü kendisi ile görüşmediğini, daha sonra da tavsiyesi ile dost olduklarını, aralarında husumet olmadığını, Veli KÜÇÜK'ün 25.01.2008 günü TEM ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde; Sedat PEKER isimli şahsı tanımadığını, aslen Adapazarlı olan babası Ahmet PEKER vasıtası ile tanıdığını, babası rahmetli olduktan sonra, bir kaç kez Kocaeli de kendisini ziyarete geldiğini ve görüştüklerini, başka herhangi bir bağlantısının ve ilişkisinin olmadığını, Sedat PEKER'in şoför temin etmesi ve parasını da ödemesi konusu sorulduğunda; Sedat PEKER ile babası kanalıyla bir diyalogu olduğunu, ancak Caner YİGİT'in Sedat PEKER'in yanında çalışıp çalışmadığını bilmediğini, Caner YIGIT'i Sedat PEKER in göndermediğini, Tape:001083/001094 nolu tapelerde (2004 yılı); Sedat PEKER le görüşme sorulduğunda; Böyle bir konuşma yaptığını hatırlamadığını, fakat Almanya nın Köln şehrinde iki kez DAK toplantısı yaptıklarını, Tape:001094 nolu tapede (2004 yılı); Sedat PEKER ile yaptığı görüşme sorulduğunda; Konuyu hatırladığını, kiralık eve ihtiyacı olduğundan birkaç emlakçının ev tavsiye ettiğini, Sedat PEKER in böyle bir teklifte bulunmadığını, kendisini gezdiren emlakçıyı tanıyor olabileceğini, o zaman ev alamadığını ve kiraya çıktığını, Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER in yoğun ilişkileri olduğu, Veli KÜÇÜK'ün Sedat PEKER'i 23 yaşından itibaren yönlendirdiği şeklinde beyanları sorulduğunda; Tuncay GÜNEY kendisini kurtarabilmek için yalan ve iftira attığını, Tuncay GÜNEY'in şahsıyla ilgili söylediği her şeyin tamamen yalan ve iftira olduğunu, 15.07.2004 tarihinde Sedat PEKER le yaptığı görüşme sorulduğunda; Görüşmede bahsedilen "oluşum" Ümit ÖZDAG'ın MHP içersinde bir yere getirilmesi çabası olduğunu, bu konuda Sedat PEKER 'in bir desteğinin olmadığını beyan etmiştir. Veli KÜÇÜK'ün 26.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; SEDAT PEKER' i babasından dolayı tanıdığını, Sedat PEKER'in babası ölünce SEDAT ile ilgilendiğini, 5 senedir görüşmediklerini, telefonla bir iki kez aradığını, EMİN CANER YİĞİT kısa dönem yanında bulunduğunu, uzun süredir kendi arabasını kendisinin kullandığını, SEDAT PEKER bunun maaşını veriyor şeklinde bazı sipekülasyonlar ortaya çıkınca bir daha bu şahsın yanına gelmesine müsade etmediğini, CANER YIĞIT'in daha sonraları, danışmanlığını yaptığı Alfa şirketinin sahibi MEHMET GÜLKANATyanına gidip geldiğini gördüğünü, kendisiyle alakalı bir şahıs olmadığını, SEDAT PEKER' in şirketinin adını bilmediğini, SEDAT PEKER' in şirketinin adının ergenekon olduğunu ilk defa duyduğunu, Sami HOŞTAN'm 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Sedat PEKER'i tanımadığını, hiç kendisiyle görüşmediğini beyan etmiştir. Emin GÜRSES'ın 24.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinde; Sedat PEKER 'i basından tanıdığını, Güler KÖMÜRCÜ'nün gizli örgütlenmeler ve mafya gibi konularda gazetelerde yazıları çıktığını, Güler 'in bu bilgileri alabilmek için bu şahıslarla görüşmüş olabileceğini kasteddiğini, bu şekilde beyanlarda bulunduğunu, Güler KÖMÜRCÜ'nün Sedat PEKER 'le görüştüğü konusu gazetelerde haber olarak çıktığını, Kardeşi Mustafa 'nın vefat etmesi sonrasında cenaze törenine katılan şahısların isim listesinin Zümrüt Rize Gazetesi tarafından kendisine maille bildirdiğini Sedat PEKER 'in cenaze törenine katılmadığını, ancak Veli KÜÇÜK ve Sevgi ERENEROL 'un cenaze törenine katıldığını beyan etmiştir. Mehmet Fikri KARADAĞ'm 25.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alınan ifadesinde; Ertuğrul YILMAZ'ı PKK'yla savaşan bir vatan evladı olarak bildiği için şehit olduğunu düşündüğünü bu yüzden cenaze törenine katıldığını, cenaze törenine gittiğinde Muzaffer TEKİN'i gördüğünü, Düzce tarafındaki bir yerde Ertuğrul YILMAZ'in köyüne Muzaffer TEKİN ve Ertuğrul YILMAZ'in akrabalarıyla birlikte mevlüt merasimine gittiklerini, orada Sedat PEKER 'in kardeşi Atilla PEKER 'i gördüğünü ve tanıştığını, Muzaffer TEKİN vasıtasıyla Sedat PEKER 'le tanıştığını, Sedat PEKER 'in kendisini ve Muzaffer TEKİN'i Beylerbeyi sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini, orada birkaç saat sohbet yaptıklarını, görüşmelerinin vatan millet kurtarma ekseninde geçtiğini, ilerleyen dönemde Muzaffer TEKIN'in, Sedat'ın kendilerini yemeğe çağırdığını anlattığını, yemeğe gitmek için Muzaffer'in bürosunda beklediklerini oraya Boğaç isminde bir şahsın geldiğini, birlikte Beykoz 'da bulunan büyük bir bahçe içerisindeki eve gittiklerini beyan etmiştir. Muhammet YÜCE'nin 24.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde; Orhan PAMUK'un öldürülmesi konusu sorulduğunda; Sedat PEKER'le hiçbir alakasının bulunmadığını, eylemlede hiçbir ilgisinin olmadığını, laf olsun diye söylenmiş sözler olduğunu, Muzaffer TEKİN'in 18.06.2007 günü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde; Sedat PEKER ile ilk olarak tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir dönemde istanbul Hilton otelinde ÖZTÜRKLER gecesinde, rahmetli Mustafa OK vasıtasıyla tanıştığını, ondan sonra bir sefer Kadıköy'de Morgın kafede karşılaştıklarını, bir seferde Kadıköy'de Dalyan kafede 3-4 sene önce bu kafenin sahibi aracılığı ile görüştüklerini, bir iş adamı olarak tanıdığını beyan etmiştir. Ayhan ÇELİK'in 27.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alınan ifadesinde; Orhan PAMUK'a suikast düzenlenmesi konusu sorulduğunda, Sedat PEKER'i tanımadığını, olayı gerçekleştirmeleri halinde Sedat PEKER ve Alaattin ÇAKICI nın arkalarında olduğu konusunda herhangi bir şey bilmediğini beyan etmiştir. Dev-Sol ve DHKP/C terör örgütleri içerisindeki faaliyetlerinden dolayı yakalanarak tutuklanan Semih GENÇ isimli kişinin 08.04.2008 tarihinde alman ifadesinde; "Ben Romanyada bulunduğum dönemde şu anda ERGENEKON da ismi geçen Sedat PEKER'in Romanya'ya gelip gittiğini biliyorum. Kendisi örgütün hedefleri arasındaydı, bunla ilgili olarak Romanya'da bulunduğum sırada Sedat PEKER'in Türkiye'de arandığı dönemde Romanya'ya kaçtığını ve oradan GOLDEN FALCON isimli restaurantm sahibi Cemil isimli şahıs tarafmdan saklandığını öğrendim. Cemil isimli şahıs Romanya'da Bükreş'te hem Golden Falcon isimli restorantm hem de Golden Falcon isimli kuyumcu dükkanının sahibidir. Bu kişiden PKK ve DHKP/C örgütleri haraç alıyorlardı Bu kişinin Bükreş'te herkes tarafmdan bilinen lüks bir restorantı vardı, yine büyük çapta uyuşturucu kaçakçılığı yapan Fırat ....lakaplı Tunceli'li gerçek ismini hatırlamadığım bir şahısta Romanya'ya geldiğinde mutlaka bu şahsın yanma gelirdi. Cemil Fırat lakaplı bu kişiyi misafir ederdi çok iyi dostlukları vardı. Sedat PEKER 1999 senesinde Türkiye'de firari duruma düşünce Romanya'ya bu Cemil İsimli şahsın yanma geldi, Cemil Sedat PEKER'e villa ayarladı ve uzun bir süre orada saklanmasında yardımcı oldu, hatta Sedat PEKER oradayken dönemin Anavatan Partisi Bakanlarından Ülkü GÜNEY ve bir milletvekili Bükreş'e geldiler Bükreş'te göl kenarında LEBADA Otelinde Sedat PEKER'le görüştüler, Sedat PEKER Türkiye'de onların bir işini halledecekmiş bunun karşılığında da Sedat PEKER'in Türkiye'ye gelip teslim olmasını ve kısa bir sürede serbest bırakılması garantisini vermişler. Yani yaptıkları görüşmede bu işin pazarlığını yapmışlar. Ben bu olayı duyunca devlet görevlileri ile bir mafya liderinin pazarlık yapması olayından dolayı bu işlerde karanlık noktalar olduğunu düşündüm. O görüşmeden kısa bir süre sonra Sedat PEKER Türkiye'ye geldi teslim oldu 3-4 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını öğrendim. Bana olayın karanlık gelen çarpıcı yanı ise; yukarda bahsettiğim Tunceli'li Fırat lakaplı kişi uyuşturucu kaçakçısıdır. O dönemde Bakırköy'de bulunan Hasan ERKUŞ (uyuşturucu kaçakçısı Sivaslı) ile ortak oldukları, Abdullah ÇATLI'nın da hisse sahibi olduğunu bildiğim star gazinosu'nda eroin işi yapıyorlar. Türkiye'de Abdullah ÇATLI ile eroin işini yapan Fırat lakaplı kişi yurt dışında da DHKP/C ve PKK örgütü mensupları ile uyuşturucu kaçakçılığını devam ettiriyor. Yukarıda bahsettiğim Romanya'daki lokantada Fırat lakaplı şahıs, yanında oranın ileri gelen işadamları ile oturduğu sırada ben ve Şemsi Şafak BAHSİ birlikte içeriye girdik. Ş.Şafak BAHSİ; yurtdışında DHKP/C örgütü içerisinde faaliyet yürüten, bir dönem Hollanda'da sorumluluk yapan daha sonra Bulgaristan'a gelerek örgüt içerisinde sorumlu düzeyde faaliyetlerine devam eden, Türkiye'ye gönderilmek üzere Bulgaristan'daki Alaydan silahları çıkarttığı sırada yakalanarak tutuklanan kişidir. Birlikte içeri girdiğimizde uyuşturucu kaçakçısı Fırat lakaplı kişi ayağa kalkarak Ş.Şafak BAHŞİ'ye hürmet gösterisinde bulundu. Bu olay çok dikkatimi çekti. Biz ayrı bir masada oturarak yemek yerken ben "bu şahıs kelli felli insan, uyuşturucu kaçakçısı sana bu şekilde saygılı davranmasının sebebi nedir?" Diye sordum. Cevaben "bu kim ki, Hollanda'da bizim denetimimiz ve emrimizde olan birisidir. Bunun gibi daha niceleri bizim kontrolümüzdedir" dedi DHKP/C örgütü üst düzey sorumlusu Şemsi Şafak BAHSİ ile uyuşturucu kaçakçısı Fırat lakaplı kişi birlikte lokanta sahibi Cemil....'in beyaz Shoreke jeepi ile dışarı çıktılar yaklaşık iki saat dolaşıp konuştuktan sonra tekrar geri geldiler. Star gazinosunda bir dönem Müdürlük yapan Ateş isimli kişi Romanya'ya geldiğinde Cemil in dükkanında görüştük. Bu şahsın anlatımlarından Abdullah ÇATLI'nın star gazinosuna hissedar olduğunu öğrendim. Abdullah ÇATLI ile eroin kaçakçılığı işi yapan Fırat lakaplı kişinin DHKP/C örgütü denetiminde yani maddi olanak karşılığında yol vermesi ile yurtdışında uyuşturucu kaçakçılığını devam ettiriyor olması, yine Sedat PEKER'e barınacak yer ayarlayan kişinin DHKP/C örgütüne yardımda bulunuyor olması normal mantıkla izah edilemez.

Pazarlanan uyuşturucu maddesinden yani aynı partinin mallarından Abdullah ÇATLI ile DHKP/C örgütü ortak rant elde etmektedirler. Türkiye'de DHKP/C örgütü kendisine kitle temin etme maksadıyla fuhuşa ve uyuşturucuya HAYIR diye kampanya düzenlerken, uyuşturucu kullandığı tespit edilen şahıslara yönelik eylemler yaparken örgüt yurtdışında uyuştucu kaçakçılığı üzerinden büyük rantlar elde etmektedir.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; yurtdışında Mafya, PKK ve DHKP/C örgütlerinin denetimi dışında uyuşturucu işinin dönmesi olanaksızdır" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;[değiştir]

Şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in örgütün üst düzey sorumlarından Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ ile yakinen görüştükleri, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ'm Beykoz'daki yalısına dahi gelip örgütsel içerikli toplantılar yaptıkları, şüpheli Veli KÜÇÜK'le küçük yaşlardan beri tanıştığını, askerliği konusunda Veli KÜÇÜK'ün kendisine yardımcı olduğu, şüpheli tarafından ERGENEKON adında bir şirket kurulduğu, Tuncay GÜNEY beyanlarında REİS (Kod) Sedat PEKER'in tamamen Veli KÜÇÜK tarafından eğitilip yönlendirildiğini, şüphelilerin tüm suç örgütü liderleriyle irtibatlarının bulunduğu, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile görüşürken çok saygılı davrandığı Veli KÜÇÜK'le görüşürken sürekli "abi" diye hitap ettiği, normalde herkesin Veli KÜÇÜK'e "paşam" diye hitap ederken çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin kendisine "abi" diye hitap ettikleri. Şüphelinin genç yaşta suç örgütü lideri olması ve genç yaşma rağmen üst düzey askeri görevlerde bulunan şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ'la doğrudan irtibatları, ceza evlerine düşen şahısların maddi olarak finanse edilmesini sağlamaları, Necip HABLEMİTOĞLU cinayetini işlediğini iddia eden başka suçtan tutuklu Durmuş ANUÇİN'in beyanında kendisine REİS (Kod) Sedat PEKER tarafından para gönderilmesi hususları ve ERGENEKON yapılanmasının illegal kişilere ihtiyaç duyup mafya dokümanında belirtildiği gibi mafyanın çökertilmesi yerine MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)'nm karara bağlanması, hususları göz önüne alındığında, mafya dokümanında mafyanın uluslararası kullanılıp, hem istihbarat elde etme hem de örgüte gelir elde etme amaçlarına uygun olarak MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) hususlarına uygun yapılanmada şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in Ergenekon terör örgütüne bağlı olarak ve örgütün talimatlarıyla hareket edip gerektiğinde tetikçi temin etmek, ya da ceza evlerine düşmüş insanlara ceza evinde yardım edip daha sonra bu kişileri örgüte kazandırıp çeşitli suçlan işletmek için örgütün bünyesinde barındırdıkları, Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile hiçbir hukuki ve siyasi birliktelikleri olmamasına rağmen bir araya gelip örgütsel içerikli toplantılar düzenlemeleri, kendileri şerefli bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde önemli vazifeler yapmış olmalarına rağmen, hem görevde oldukları hem de emekli oldukları dönemde suç örgütü lideri olarak bilinen REİS (Kod) Sedat PEKER'le irtibatları hayatın olağan akışına uygun düşmemekte olup, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bir albayın REİS (Kod) Sedat PEKER birçok defa ceza evine girip yagılanan kişilerle olan ilişkilerinin tamamen ERGENEKON terör örgütü bünyesinde örgütçe alman kararların uygulanmasına yönelik kararlardan kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Şüpheli REİS(kod) Sedat PEKER'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN dokümanlarında bulunan MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) belgesine göre mafyanın yok edilmesi yerine yeniden yapılandırılmasının benimsendiği ve bu çerçevede irtibat kurulan ve yönlendirilen kişiler arasında bulunduğu,

Bu sebeble şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in, ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu ve örgütün illegal kişiler bölümünde tarif edilen MAFİA Yapılanması içerisinde bulunduğu, bu görev gereği kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünü de yönettiği, dosyada mevcut telefon görüşmelerinde örgütün tabanındaki kişilere eylem yapılması karşılığında (Orhan PAMUK'un öldürülmesi vs.) Sedat PEKER'in adamı olacağı ceza evinde onun koğuşuna alınacağı lanse edilmek suretiyle de şüphelinin yeraltı dünyasındaki isminin örgütçe bu şekilde kullanılmak suretiyle de suç işlettirilecek kişilere bu şekilde güvence verildiği,

Şüphelinin çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten ceza aldığı ve bu kararın Yargıtayca onandığı, yaptığı eylemleri çıkar amaçlı suç örgütü adı altında aslında ERGENEKON terör örgütünün çıkarları doğrultusunda yaptığı, her ne kadar 4 yıldır tutuklu olduğunu beyan etmişse de hem telefon görüşmeleri hem de halen bazı örgüt üyelerine para göndermeye devam etmesi ve ceza evlerine düşen örgüt üyelerine yardımda bulunması hususlarından da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ile irtibatlarını devam ettirdiği bu haliyle Ergenekon terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından;

Şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemine uyan, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.