Ergenekon iddianamesi/BÖLÜM V ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 16-ŞÜPHELİ FUAT ERMİŞ
16-ŞÜPHELİ FUAT ERMİŞ
a-Emniyet ifadesinde,
[değiştir]Bildiği kadarı ile aile fertlerinden de hiç kimsenin polis veya jandarma ile ilgili konulardan gözaltına alınmış lığının olmadığını,
2007 yılı Mart Ayının üçünde Kuvvai Milliye isimli derneğe üye olduğunu, Mayıs ayının 3 cü haftasında bu dernekten istifa ettiğini, şuan itibari ile bu dernekle hiçbir bağının olmadığını, başka herhangi bir dernek ve sendikaya da üyeliğinin olmadığını,
(Safını kaybedenler başlıklı yazı) Yazının kendisine Tigem Vakfı tarafından Mail olarak gönderildiğini, okuduktan sonra gelen Mail i haber olarak algılayıp Kuvvai Milliye Derneği Sitesine kopyaladığını, bu yazıyı kendisinin yazmadığını, bu yazının Sesar şirketi sahibi BÜLENT (kod) İsmail YILDIZ in yazısı olduğunu, bu şahsı daha önceden tanımadığını, bu yazı zaten Sesar sitesinde de yayında olduğunu,
TC. DEVLETİMİ "DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLARI"NIN SALYANGOZ SATIŞINA ŞERH KOYACAK DEĞİLDİR NE VAR Kİ SİZLER SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE "NEDEN DÜŞTÜK!" DEMEYESİNİZ! MİTİNG'İN M'SİNİ VERMEYEN TV'LER, MALATYA 'DAKİ "İNCİL SHOW"U CANLI VERDİLER!
Başlıklı SESAR FUAT ERMİŞ' imzalı yazıyla alakalı olarak.
( Yukarıda belirtilen) Tigem Vakfı tarafından Mail olarak gönderildiğini, okuduktan sonra gelen Mail i haber olarak algılayıp Kuvvai Milliye Derneği Sitesine kopyaladığını, dediği yazının bu yazı olduğunu, bu yazıyı kendisinin yazmadığını, bu yazının Sesar şirketi sahibi BÜLENT (kod) ismail YILDIZ in yazısı olduğunu, bu şahsı daha önceden tanımadığını, bu yazının zaten Sesar sitesinde de yayında olduğunu, Bu yazı ile ilgili Sesar şirketi sahibi ismail bey in, Bekir ÖZTÜRK ü aradığını ve bu yazının kendilerinin yazı sahibi olduğu için kaynak gösterilmesi gerektiğini söylediğini, daha sonra Bekir ÖZTÜRK'ün de yazının altına SESAR yazısını eklediğini, daha önceki soruda "ben ekledim " dediği yazı ili bir alakasının olmadığını, yanlış hatırladığını, yazının içeriğini bilmediğini, hu yazıyı kimin yazdığını da bilmediğini,
OKTAY YILDIRIM: Kuvvai Milliye Sitesinde Yazar köşesi olduğunu, ordan ismini duyduğunu, şahsan tanımadığını,
ZAFER (KOD) MUZAFFER TEKİN : Bu şahsı herkesin basından tanıdığı kadar Ümraniye olayından sonra tanıdığını, şahsen tanışmadığını,
TUĞRUL DERME .-Tanımadığını,
BEKİR ÖZTÜRK: Kuvvai Milliye Derneğin Genel Başkanı olduğu için tanıdığını, bu şahısın ortalama her hafta sonu Ankara'ya geldiğini, 8-10 kez topluluk içersinde görüştüğünü, başka bir ilişkisinin olmaıdığını,
İSMAİL YILDIZ: tanımadığını,
b-Şüpheli FUAT ERMİŞ savcılık ifadesinde ;
[değiştir]Emekli işçi olduğunu, kuvvai milliye derneğine üye olduğunu, mayısın son haftasında da istifa ettiğini, derneğin önceki söylenen amaçlarında çalışmadığını gördüğünü, daha sonra kendilerinden toplanan aidatların düzenli sarfedilmediğini ve kaydedilmediğini anladığını, derneğin amaçlarının da söylenen gibi vatan millet sakarya olmadığını anladığını, ŞOK CİNAYETLER başlıklı yazının kendisine TİGEM isimli Ziraat Mühendisleri odasından email yolu ile geldiğini, haber maksatlı olarak derneğin sitesine eklediğini, altına kendi adını yazdığını ancak daha sonra derneğe yazının kaynağının SESAR olduğu bildirildiğini, diğer şüphelilerin hiç biri ile tanışıp görüşmediğini, dernek toplantılarına 6-8 defa katıldığını, OKTAY YILDIRIM' ı tanımadığını, bu yazıyı bilinçli olarak yayınlamadığını, hepsini okuması halinde bu yazıyı asla yayınlamayacağını, mayıs ayında dernek üyeliğinden istifa ettiğini örgütle bir alakasının olmadığını, diğer şüphelilerden hiç birini tanımadığını ancak Kuvvai milliye.net sitesine haber ekleme yetkisinin olduğunu, zaman zaman değişik haberler de eklediğini, bu yazıyı da kendisinin eklediğini, bu yazının BEKİR ÖZTÜRK ün bilgisayarına nereden girdiğini bilmediğini, ancak kendilerinin yayınlanmasını istedikleri yazılara da BEKİR ÖZTÜRK' ün onay verdiğini gerek gördüğünde, yazılar üzerinde düzeltme yapabildiğini, gerekirse de yayınlanmasına izin vermeyebildiğim, onun onayı olmadan yayınlanmadığını, kendisinin istifa ettiğinde editörlük yetkilerinin de kaldırdığını,
c-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi;
[değiştir]Şüpheli Fuat ERMİŞ aşama beyanlarında her ne kadar suçlamaları kabul etmemiş ise de; Ergenekon terör örgütünün stratejik görüşlerini belirleyen birimi olan SESAR' da çıkan yazılan kendi adı altında Kuvvaimilliye.net sitesinde yayınladığı, yayınladığı yazıların da, askeri itaatsizliğe tahrik ve örgütsel içerikli mesajların olduğu, "Mitingin M' sini Vermeyen Tv.' 1er Malatya'da ki İncil Şovu Canlı Verdileri" başlıklı yazının içeriğinde Türkiye' deki son zamanlardaki siyasi içerikli cinayetlerin AKP hükümeti tarafından yapıldığı, bu noktada iktidar olmuş AKP' nin Türkiye' nin 1923 öncesi şartlara sürüklediğini ve ulus devleti tasfiye noktasına getirdiğinin en yetkili ağızlardan ifade edildiğini bir kenara not edip bir simülasyon yapalım diyerek;
Devamında: Cinayet Zinciri Neyi Hedefliyor? 2006 Şubat'mda işlenen Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoner cinayetlerinin üç hedefi olduğu görülüyor;
1) TSK'yı bloke etmek (TSK bu tuzağa düşmeyecek!)
2) RTE'yi veya AKP konseptini cumhurbaşkanı yapmak
3) AB'nin Türkiye hakimiyetini tesis etmek
Dink Cinayeti'nin en önemli amacı, Ermeniler'e yönelik bir sempati inşa etmekti. Bunu başaramaz ise en azından Türk Toplumu'nu Ermeniler'e karşı nötr hale getirmekti.
Ne de olsa soyunda Horik, Grigos gibi isimler olan biri Cumhurbaşkanlığı'na hazırlanıyordu. Bunun hazmedilebilmesi için Hrant Dink üzerinden bir "sempati" imal edilerek bazı dirençleri kırmak gerekiyordu.
RTE Cumhurbaşkanı veya AKP' nin seçtiği biri Çankaya' da
1. Şok Suikast!
Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor!
AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!
Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu'nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.
2. Şok Suikast!
Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykınmı'nı tanıyoruz! Ermeniler'in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.
3. Şok Suikast!
İshak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! İsrail Türkiye'deki tüm örtülü operasyonlarım meşralaştmyor. İsrail "Kürt Kartı"nı daha sağlam tutuyor. ABD, İsrail, AB ve Siyonistler Türkiye'yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor. Bütün bunlar olurken, şu ana kadar olageldiği gibi RTE ve AKP Tiler "Pembe Türkiye" tablosu çizmeye devam ediyorlar. Aynen Saddam'ın Enformasyon Bakanı El-Sahaf m yaptığı gibi, Fethullah Hoca (!) bu cinayetlerden sonra Diyanet'in yerine kurulan Diyalog Dairesi Başkanı olarak göreve başlıyor. "Laiklik" tadil ediliyor. Tekke ve zaviyeler yeniden açılıyor. Atatürk'ün heykelleri Lenin ve Saddam'm heykel ve büstleri gibi yıkılıyor. Bu simülasyonun da gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksektir!
Batı'nm maşası Türkiye Kiliseler Birliği'nin yöneticilerine ya da rahip eskisi Dolar Hıristiyanlarma gelince,
1) Türk Milleti'ne ve Türk Devleti'ne meydan okumaya yeltenmeyiniz! Avrupa'nın ve Anadolu'nun önemli bir kısmı, Müslüman Türk'e meydan okuyanlann mezarlarıyla doludur! 2) Batı'nm maşası olmayı hemen bırakın! 3) Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satma denemesine diyeceğimiz bir şey yok. Ama salyangoza basıp düşerseniz "Ben niye düştüm?!" demeyesiniz! 4) Avrupa'da Hıristiyanlar'm çocuklarına bile satamadığınız "İnciP'i Türkiye'de hiç satamayacağmızı biz biliyoruz. Olmayacak bir işe harcayacağınız enerjiye ne diyebiliriz ki? 5) Rahip eskisi Dolar Hıristiyanlan sizin üzerinizden AB ve sair devletler gelirse, yani "kerata" olursanız bedelini ödersiniz! 6) Tahrik etme amacınız olduğu ortaya çıkıyor. 7) Din adamı tahrik etmez, germez, meydan okumaz; anarşiye zemin hazırlamaz! 8) Din adamı olmadığınız belli. Bundan böyle "din adamı" muamelesi değil, "Batı'nm ajanları" muamelesi göreceksiniz! 9) "Din adamı" kan üzerinden din propagandası yapmaz. 10) "Din adamı" Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi olur. Yani sizin gibi "din adamı görüntülü provakatör" olmaz! 11) "Din adamı" ağzını bozmaz. Sahte din adamları da sizin gibi davranıp "insan bozması" falan diyorlar. Üslubunuz kimliğinizi ele veriyor. Bizce ajanlığı bırakıp "insan" olunuz.
SESAR
FUAT ERMİŞ' şeklinde olduğu,
Şüpheli Fuat ERMİŞ, her ne kadar emekli olup, Kuvvai Milliye Derneği üyesi olduğunu başka hiçbir kimseyi tanımadığını beyan etmiş ise de; yukarıda bulunan yazı içeriğinden de şüphelilerin ERGENEKON terör örgütünün amaçlarına uygun talimatlarla yazıldığı anlaşılan ve örgütün stratejisti konumundaki SESAR şirketinin yazıp çok kısıtlı üyelerine gönderdiği suç unsuru içeren yazıları kendi sitelerinde yayınladığı,
Yayınlama yetkisi Bekir ÖZTÜRK'te olması sebebi ile şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün muvafakati ile yayınlandığı, şüphelinin yazarlık misyonu olmadığı halde Kuvva-i Milliye Derneği üyesi olması sebebi ile üye tabanına mesajları vermek için yazılar yayınladığı, beyanında da bu yazıyı tamamen okumadığını okusaydım asla yaymlamazdım şeklindeki savunmasından da örgütsel talimatlara istinaden yazıyı yayınladığı, yazı içeriğinde yayınlandığı dönem itibarıyla Hrant Dink ve Malatya'da ki misyonerlerin öldürülmesi olayları akabinde Türkiye'de ki yabancı dine mensup kişilerin öldürüleceğini ve daha sonra ülkenin kaos ortamına gideceğini anlatan yazıların tamamen ERGENEKON terör örgütünün amaçlan arasında bulunan kaos oluşturmak suretiyle darbeye zemin hazırlamak olduğu, şüphelinin de bu yazılan kendisi yazmadığı halde, sözde içeriğini de okumadığı halde yayınlaması hususları göz önüne alındığında, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, halkı isyana tahrik ettiği, gibi aynca belli şahıslann öldürülmesi amacıyla yazılan yazıyı ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN talimatları doğrultusunda okumadan yayınlayıp ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan arasında bulunan darbe ortamına zemin hazırlamak suretiyle hükümete karşı isyana tahrik suçlannı işlediği gibi şok suikastlerle alakalı yazılar ve diğer Sesar sitesinin yazılannı yayınlatması suretiylede silahlı kuvvetleri alenen ittatsizliğe tahrik etme suçlannı işlediği anlaşıldığından;
Şüpheli Fuat ERMİŞ'in üzerine atılı eylemlerine uyan TCK' nun 314/2, TCK'nun 313/1, 319/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.