Ergenekon Destanı (Yalçın Toker)

Vikikaynak, özgür kütüphane

Moğollar'a İlhan padişah olmuştu. Tatarlar'ın Hanı da Sevinç Han'dı. Moğollar o taraftaki bütün kavimlerden daha kalabalık oldukları için, hepsini ayrı ayrı ezerlerdi, Moğollar'dan çok darbe yiyen Sevinç Han, Kırgız Hanı ve diğer illeri kandırdı. Hep birden Moğollar aleyhine ayaklandılar. Sonunda hile ile onlara gâlip geldiler. Moğollar hep bir arada yaşadıkları için düşmanları onları ortadan kaldırdılar. Yalnız İlhan'ın Kayan isminde bir oğlu vardı ki, o sene evlenmiş idi. Bir de Nüküz adlı bir yeğeni vardı. Bunlar eşleriyle beraber düşmanların ellerinden kaçıp bir yere geldiler. Orada at, davar, deve boldu. bunlar bu malları sürerek, bir sarp dağ içinde, kar yığılı bir yola uğradılar. Bu yol çok tehlikeliydi. Fakat oradan geçtiler. Yalnız bir tek yolu olan bu dağın içerisi geniş ve güzeldi.

Akarsular ve çeşmeler, türlü sebzeler, yemişler, av hayvanları vardı. Hayvanlarının kışın etini, yazın sütünü yiyip içtiler, derisini giydiler. Dağların karı erdi. Oraya "Ergenekon" dedilr. Bu iki adamdan çok soylar türedi. Dört yüz yıl burada kalıp çoğaldılar. Sonunda buraya sığınmayacaklarını anlayarak çıkmağa karar verdiler. Fakat yol bulunmuyordu. Bir demirci dedi ki:

"Burda demirden bir dağ var, onu ertelim."

Hemen dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür yığdılar. Yetmiş deriden körük yapıp yetmiş yere koydular. Birikip körüklediler. Derhal yüklü deve çıkabilecek kadar yol oldu. Çıktılar ve Tatarlar'dan intikam aldılar. Bu sırada hükümdarları "Börte Çine" idi.

Kaynakça[değiştir]

  1. Ziya Gökalp, Hazırlayan: Yalçın TOKER, Türk Töresi, Toker Yayınları, İstanbul, ISBN 975-445-038-2, s. 109-110.

Ayrıca bakınız[değiştir]

ile ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
ile ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.